Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/137 E. 2022/788 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/137
KARAR NO : 2022/788

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin, davalıdan cihaz kiralama ve tamir işlemleri karşılığında, 29.057,00 TL bedelli muhtelif faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı bulunduğunu, söz konusu fatura/faturalar şirkete usulüne uygun olarak teslim edildiğini, bununla beraber davalı/borçlu tarafından faturalardan kaynaklı 29.057,00TL’lik cari hesap alacağı müvekkile ödenmediğini, ödemenin tahsili amacıyla Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün …….. Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve usule aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesini, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin cari hesapları kapsamında davacı yanın iddiaları ile ilişkili bir borcu mevcut bulunmadığını, icra takibine konu faturalarda yer alan alınan hizmet ile ilgili, cari hesaplarında yapılan inceleme neticesinde vadesi gelen herhangi bir fatura borcu tespit edilemediğini belirterek davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün ………. Esas sayılı takip dosyası incelenmiş, incelenmesinde alacaklısının ……… Ticaret Limited Şirketi, borçlusunun …….. Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi olduğu, 29.057,00TL üzerinden yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi açıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına SMM bilirkişisinden rapor aldırılmış, SMM bilirkişi ……… tarafından düzenlenen 21/09/2021 tarihli bilirkişi raporda özetle; “Davacının ticari defterlerine göre 48.881,50 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, Takipteki talebinin 29.057,00 TL olduğu, dolayısıyla davacı Takip tarihi itibariyle davalıdan takip tutarı kadar 29.057,00 TL alacaklı olduğunu, davalının ticari defter kayıtlarına göre davacının hesap bakiyesi 0,00 olup, davalının ticari defter kayıtlarında davacının alacağı bulunmadığını, ancak Davalı davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve icra takibinde talep ettiği dört adet ve toplam TL tutarı 29.057,50 TL tutarındaki faturaları ticari defterlerine kaydetmediği tespit edildiğini, davacı 2020 yılında davalıya yaptığı tüm satış faturaları ile davalıdan iade olarak aldığı alış faturalarını gerektiği gibi usulünde BA-BS formları ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği tespit edildiğini, davacı dava dilekçesinde 4 adet ve toplam TL tutarı 29.057,50 TL olan faturaları davalıya düzenlemiş olduğu tespit edilmiştir. Davacı söz konusu faturaları BS formu ile vergi dairesine bildirdiği tespit edilmiştir. Yine davacı aynı faturalarını ticari defterinde davalının borç hanesine kaydettiği görülmüştür. Dosya münderecatının incelenmesinde davalı tarafından bu faturalara ve fatura içeriğine yasal sekiz günlük itiraz süresin yapılmış herhangi bir itiraza rastlanmamıştır. Faturalarda sağ alt köşesinde, teslim alan kısmında; ……. hastanesi Dr ……. ” yazılı kaşe ve imza bulunduğu görülmüştür. Yine Faturanın bir tanesinde ……… yazıldığı ve imza olduğu, diğer faturada ise …….. isminin yazılı olduğu soyadının da yazılmış olduğu ancak tam okunmadığı ve imza bulunduğu görüldüğünü” belirtmiştir.
Tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor istenilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 27/03/2022 tarihli ek raporunda; “Tarafların yaptıkları kök rapora karşı beyan ve itiraz neticesinde kök raporda değişiklik yapılacak herhangi bir hususun olmadığı, dolayısıyla kök raporun aynen geçerli olduğunu, davalının söz, konusu kök raporda 11. sayfada belirtilen 4 adet toplam KDV dahil 29.057,50 TL tutarındaki faturaları BA Bildirim formu ile Vergi dairesine bildirmediği tespit edildiğini” belirtmiş, bilirkişiden aldırılan 07/08/2022 tarihli ek raporda özetle; “kök raporda tespit edilen davacının düzenlediği faturalarda teslim alan kısmında; Doktor ……… adı yazılı olduğu ve imza olduğu, ……… yazılı olduğu imza olduğu, Bir diğer faturada …….. (soyadı okunmuyor) imza olduğunu, davalı vekilince incelemeye sunulan davacı tarafından davalıya düzenlenen faturalar incelenmiştir. Faturalarda …….. isimleri ve imza olduğu tespit edilmiştir. Daha önceki teslim alan aynı kişiler tarafından faturaların teslim alınmadığı tespit edildiğini” belirtmiştir.
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, dosya arasına alınan Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyası ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Mevcut olayımızda davacı tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafın davacı tarafından kesilen davaya konu faturaları ticari defter ve kayıtlarına işlemediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalının davaya konu faturaları BA olarak bildirmediğinin belirtildiği, faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin ve fatura konusu hizmetin davalıya verildiğinin ispat yükünün davacıda olduğu, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kestiği faturaları teslim alan kişilerin daha önce fatura teslim almadığının tespit edildiği ve davalının faturaları BA olarak bildirmemesi ve dosya kapsamına göre fatura konusu hizmetin davalıya verildiğine dair başkaca bir delil olmaması sebebiyle davacı tarafından faturalara konu fatura konusu hizmetin davalıya verildiği ispatlanamadığından davanın reddine, şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 350,94TL harcın mahsubu ile bakiye 270,24TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.