Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/117 E. 2022/664 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/117 Esas
KARAR NO : 2022/664

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı şirkette işçi olarak çalıştığını, davacı şirket yetkilisinin davalıya güvenerek davalı şirketin ileride 3.kişiler nezdinde oluşabilecek borçlarına karşı şirketi korumak amacıyla 200.000,00-TL bedelli bono imzaladığını ve davalı tarafça Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra takip dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının kendi isteği ile şirketten ayrılması ve işçilik alacakları konusunda anlaşılamaması üzerine davalı …’in kendisine güvenilerek verilen gerçekte alacaklı olmadığı bonoya dayanılarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı şirketin gerçekte davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına, icra dosyasına dayanak yapılan 200.000,00-TL bedelli bono nedeniyle davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalı hakkında %20 icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişitir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı yanın işbu davaya konu olan kambiyo senedi hakkında menfi tespit davası açmadan önce 83.000 TL, dava açtıktan sonra ise 26.000 TL olmak üzere toplam 109.000 TL ödediğini, davacının ……. Nak.İnş.Loj.San ve Tic. A.Ş. şirketinde müdür olarak çalışmaya başladığını, SGK primlerinin yüksek ödenmemesi için şoför olarak kuruma bildirildiğini, senedin 2013 yılında imza edildiğini, davacının 2017 yılında işe başladığını, 2018 yılında işten ayrıldığını, daha sonra tekrardan 2020 yılı Şubat ayında işe başladığını ve 2020 Ekim ayında işten çıkarıldığını, davalı işçinin davacı şirkete para vermediğini, çünkü davalının senedin imzalandığı tarihte aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, takip başlangıcından itibaren fiili haciz işlemlerinin aralıklarla tekrarlandığını ancak davacıya verilen sürelerin hiçbir zaman tamamlanmadığını, ticari defter incelemesine konu olabilmesi için her iki tarafında tacir olması gerektiğini, davalının tacir olmadığını, davacı şirketin borcunu ödemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senedinden kaynaklanan icra takibi nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun davacı …… Lojistik ve Konteyner Taşımacılık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti olduğu, 200.000,00-TL senet bedeli, 2.109,59-TL senet faizi ve 600,00-TL komisyon ücreti olmak üzere toplam 202.709,59-TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir ‘gayeye’ ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Dosyada alınan 08/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı yan tarafından 2010 yılı ticari defterlerine ait noter tasdiklerinin incelemeye sunulmadığı ve dava konu senede dayanak 103-Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri Hesabının incelemeye sunulmadığı, davaya konu senedin 28.10.2013 tarihinde İstanbul’da düzenlendiği, 28.11.2013 vadeli 200.000,00 TL tutarlı olduğu, … emrine verildiği, nakden ahzolunduğu, senet üzerinde …… Loj.Kon.Taş.Hiz.Ltd.Şti. kaşe ve imzasının yer aldığı, davacı şirketin incelenen 2013 yılı ticari defterlerinde davalı … ile ticari bir ilişkinin veya borç-alacak ilişkisinin bulunmadığı, ticari defterlerde herhangi bir kayıt işleminin bulunmadığı, davaya konu senedin davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, gerek bononun düzenlendiği tarih 28/10/2013 tarihinde bononun davalıya verildiğine dair çıkış kaydı, gerekse 28/11/2013 vade tarihinde bononun ödemesi ile ilgili bir kayıt işlemi bulunmadığı, davacı yanın Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyasına istinaden davacı şirket tarafından, davalı avukatı ……. adına banka havalesi yolu ile; 04.12.2020 tarihinde 6.000,00 TL,17.12.2020 tarihinde 1.000,00 TL, 07.01.2021 tarihinde 72.000,00 TL, 12.02.2021 tarihinde 26.000,00 TL, 17.02.2021 tarihinde 4.000,00 TL olmak üzere 109.000,00 TL ödendiği, dosyada mübrez işe giriş – çıkış bildirgelerinde; davacının davacı şirket nezdinde 06.02.2020 – 13.10.2020 tarihleri arasında kurum kaydının bulunduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyada mevcut belgelerin incelenmesinde; davaya konu edilen bono altındaki imzaya davacının herhangi bir itirazının bulunmadığı, kambiyo senetlerinin illetten mücerretlik özellikleri göz önünde bulundurulduğunda davacının senedin tarafların gerçek iradesi dışında, muvazaalı olarak düzenlendiği yönündeki iddiasının kesin delillerle ispatı gerekmektedir. Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinin deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu görülmekle, 16/05/2022 tarihli celsede davacı vekiline yemin delili hatırlatılmış ve bu doğrultuda kesin süre verilmiş olup, davacı vekili 20/05/2022 tarihli beyan dilekçesinde yemin deliline başvurmayacaklarını açıkça beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 201.maddesi uyarınca senede karşı ileri sürülen her türlü iddianın senetle ispatı gerekmektedir. Somut olayda davacı, dava konusu senetten dolayı borçlu olmadığını iddia ettiğine göre ispat külfeti davacıda olup bu yöndeki iddialarını kesin delillerle kanıtlamak zorundadır. Davacı tarafından imzalanan bonodan dolayı borçlu olmadığının kesin delillerle ispat edilmesi zorunlu olduğundan, davacının senedin ödendiğine ya da bedelsiz kaldığına dair yazılı delil sunmadığı, yemin deliline başvurmayacağını beyan ettiği, bu durumda ispat yükü üzerinde olan davacının iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca mahkememizin 09/02/2021 tarihli ara kararı ile İİK 72/3 maddesi uyarınca teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın tedbiren davalı – alacaklıya ödenmemesine karar verildiği anlaşıldığından davacı taraf aleyhine İİK 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmetmek gerekmiş, neticeten aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-İİK 72/4 maddesi uyarınca dava değerinin %20 oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70-TL ilam harcından peşin alınan 341,55-TL harç ve 3.074,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 3.415,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.334,85-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 22.450,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
27/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.