Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1133 E. 2022/521 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1133 Esas
KARAR NO : 2022/521

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili 25/12/2020 tarihli dilekçesi ile; Alacaklı/davalı … tarafından borçlular ……., ….. Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve müvekkil … aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü takip dosyasının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas Sayısına kaydedilmiş olduğunu, takip dayanağı senedin 15.12.2014 tanzim ve 01.09.2017 vade tarihli, 100.000 TL bedelli olduğunu, davacı …….’ın işbu senedin 2005 yılında düzenlenip 2007 yılında da ödendiğini dolayısıyla da takip dayanağı senet unsurlarının borçluların rızası hilafına ileri bir tarihte düzenlendiğini ve fakat tanzim tarihinde bu mahiyette bir borcun bulunmadığı , bulunmasının da mümkün olmadığı beyanıyla takibin iptalini talep ettiğini ve davanı Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesinin …… E. Sayısına kaydedildiğini, Ağustos 2006 yılında davacı/borçlu ……. tarafından borçlu şirkete ait olup, adına kayıtlı bulunan hisselerin tamamı devredilmiş olmakla işbu şirkete ait borcun senet tanzim tarihi olan 15.12.2014 tarihinde üstlenilmesi hayatın olağan akışına açıkça aykırılık oluşturduğunu, müvekkili adına işbu menfi tespit davasını açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olmasının yanında müvekkilin haksız hacze maruz kalması nedeni ile uğradığı diğer maddi zararının tazminine ilişkin haklarımızı da saklı tuttuğunu, hal böyle olunca; müvekkilin ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi ve hacizlere maruz kalması karşısında müvekkilinin davalı alacaklıya borcunun olmadığının tespiti için işbu davayı açma zorunluluğu doğduğunu belirterek Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı takibin takdiren teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ olunduğu ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu senet nedeniyle davacının borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında takibe konu senedin 15/12/2014 tanzim tarihli 01/09/2017 ödeme tarihli ve 100.000,00TL bedelli senet olduğu anlaşılmıştır.
Muhatap veya keşidecinin imzaları müstesna olmak üzere kambiyo senedinin önyüzüne konan her imza TTK’nun m. 690/3 yollaması ile TTK’nun m. 613/3. hükmünce bonolarda da aval şerhi sayılacağından, dava konusu bononun önyüzündeki dava dışı borçlu imzası dışındaki davacıya ait TTK’nun 613/son hükmünce keşideci(dava dışı borçlu) için verilmiş ve şekil bakımından asıl borca bağlı olmakla birlikte TTK’nun m. 689 anlamında tamamen müstakil bir kambiyo taahhüdü olan aval niteliğindedir. Aval ile kefaleti birbirinden ayırmak gereklidir. Kefalet fer’i nitelikte olmasına rağmen , aval bağımsız ve asli bir nitelik taşır. Aval veren, lehine aval verenin ileri sürebileceği ve senedin şekline ilişkin olanlardan başka geçersizlik sebeplerini def’i veya itiraz olarak alacaklıya karşı ileri süremez. Oysa kefil, asıl borçluya ait kişisel def’ilerden yararlanabilir. Kefaletin, mutlaka asıl borç senedi üzerinde gösterilmesine lüzum olmadığı halde aval şerhinin mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılı olması gerekir. Bono üzerine ” kefil” ibaresi konsa dahi bu aval olarak nitelendirilir ve aval veren bononun diğer borçlusu ile müteselsil olarak sorumlu olur (TTK. 614). TTK’nun 636. Maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esas olduğundan bu tür senetlerde imzası olan herkes hamile karşı müteselsilen sorumludur. aval veren kimsenin temin ettiği borç, kambiyo senedi ile borçlanma ehliyeti bulunmayan bir kimse lehine, uydurma bir kimse lehine ya da imzası tahrif edilmiş veya imzası kendisini ilzam etmeyen bir kimse lehine verilmiş avallerde olduğu gibi şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa dahi, aval verenin taahhüdü, kambiyo taahhütlerindeki imzaların istiklaline ilişkin TTK’nun m. 589 hükmünün tekrarı niteliğindeki TTK’nun m.614/2 hükmünce muteberdir(Bkz. Prof.Dr. N. Kınacıoğlu, Kıymetli Evrak Hukuku 1987 baskı Sh:245 vd; Prof. Dr. F. Öztan Kıymetli evrak hukuku 2. Baskı Sh: 394,414, 465, 811,812,834; Prof. Dr. Hayri Domaniç, Kıymetli Evrak Hukuku ve Uygulaması, TTK. Şerhi, Sh: 225,226).
Senet tanzim tarihinde davacı avalin hükümlü olduğu ve senet düzenleme yetkisinin bulunmadığı iddiası üzerine buna ilişkin araştırma yapılmıştır.
Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyasında davacının kısıtlandığı ve kendisine vasi tayin edildiği, ancak senet tanzim tarihinde davacının cezaevinde hükümlü olarak bulunduğu, buna göre senet düzenleme yetkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda söz konusu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Ancak davalının kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında takibe konu 15/12/2014 tanzim tarihli 01/09/2017 ödeme tarihli ve 100.000,00TL bedelli senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, bu davalı yönünden takibin iptaline,
2-Davacının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 6.831,00TL ilam harcından peşin alınan 1.707,75TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 235,05TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı, 1.707,75TL peşin harç, ücreti olmak üzere toplam 1.997,20TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.450,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır