Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1130 E. 2022/886 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1130 Esas
KARAR NO : 2022/886

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlerinin bulunduğu sokakta oto galericilik işi ile iştigal eden davalı … isimli kişiden önce …… plaka sayılı 2012 model …… marka hususi bir aracı ana parası 31.500 TL faizleriyle birlikte 34.500 TL bedelle 15.000 TL peşin bakiyesi 10 adet ve 1.950 TL lik senetli taksitlerle ödemek üzere toplamda 34.500 TL bedelle satın aldıklarını, senetlerin bir bölümünün … bir bölümünün ise … ve … tarafından imza edildiğini, …… plaka sayılı aracın … adına tescil edildiğini, satın almaya müteakip senetlerin ödenmeye başlandığını, bakiye borcun ödemesi bitmesine yakın bu sefer ……. plaka sayılı 2013 model ……. markalı aracı 10.000 TL peşin bakiyesi 14 adedi 1.600 TL lik ve 1 adedi 2.050 TL lik 15 adet senet ve iki adet 5.000 TL lik ara ödeme senetler olmak üzere faizleriyle birlikte toplam 44.000 TL bedelle ve yine senetli taksitle ödemek üzere satın aldıklarını, ödenmiş senetlerinin ellerinde mevcut olduğunu, iş bu aracın da … adına tescil edildiğini, araçlardan …… plaka sayılı aracın tüm ödemelerini yaptıklarını ve senetlerini teslim aldıklarını, bu ödemelerden sadece iki adet senetin kaldığını, ikinci aldıkları araç olan ….. plaka sayılı araçla ilgili olarak önce 7.000 TL peşinat devamında 3.000 TL ve biri 2.050 TL lik beş adedi 1.600 TL lik senetlerinin tamamını ödediklerini, bu arada işlerinin durması ve tahsilat yapılamaması nedeniyle 5.000 TL lik senedi ödeyemediklerini, bunun üzerine davalı … isimli kişinin yanında birkaç kişi ile evlerine gelerek senetleri ödemelerini istediğini, kendisinden birkaç gün izin vermesini istediklerini, talebinin sıklaştığını ve … adına kayıtlı değeri 31.000 TL olan …… plaka sayılı aracın kendisi ile anlaşmak suretiyle 30.000 TL lik senetlerini iade etmek şartıyla kendisine iade ettiklerini, kendisinin de satıştan sonra senetlerini iade edeceğini beyan ve kabul ettiğini, bu iadenin …… plaka sayılı aracın Bakırköy …. Noterliğinin 15/11/2016 tarihli ve ….. yevmiye sayılı araç kati satış sözleşmesi ile …’e senetlere karşılık iade amacıyla satış yapılmak suretiyle gerçekleştiğini, …’ün elinde tuttuğu ve ödenmemiş günü geçmiş senet varsa tahsil etmek üzere icra takibine başlaması gerektiğini, ancak kendisinin tehditle araçları geri alma yolunu seçtiğini, …’ün satış sonrasında elinde tuttuğu ve aracın satışı ile birlikte iade etmesi gereken senetlerini, aracın kendi adına satışı yapıldıktan sonra bahanelerle ve tehditlerle …….’nun borçlarını ödemeleri gerektiğini, aksi halde senetleri iade etmeyeceğini, iş bu senetlerin 11.600 TL lik kısmının icra takibinde kullanılmış olup bakiyesinin … zimmetinde olduğunu, ardından Bakırköy ….. Noterliğinin 12/04/2017 tarihli ve …… yevmiye sayılı ihtarnameyi göndererek zimmetinde tuttuğu senetleri iade etmesinin talep ettiklerini ancak davalının senetlerini iade etmediğini, …’ün yaptığı hileli işlemler sebebiyle haksız olarak elde ettiği 2 adet araç, ödedikleri nakit 60.000 TL para ve zimmetinde tuttuğu 30.000 TL meblağlı senetler nedeniyle sebepsiz zenginleştiğini, …….’nun işinden zarar ettiğini bahane ederek borçları olmamasına rağmen 10.000 TL haksız olarak para talep ettiğini, bu arada davalının İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas ve ….. Esas sayılı icra dosyaları ile alacaklı olduğunu ileri sürerek toplamda 11.600 TL miktarlı üç adet senet üzerinden takibe geçtiğini ve … adına ödeme emri gönderdiğini, ödeme emrine ve borca itiraz ettiklerini, … ‘ün kendilerinden bir alacağı olmadığı gibi tam aksine kendilerinin …’den alacaklarının bulunduğunu, … isimli kişiye herhangi bir borçlarının olmadığını, kendisinin kötü niyetli olduğunu, senetlerini gasp etmiş ve alacaklarını almış olmasına karşın senetlerini iade etmediği gibi senetlerin bedellerini yeniden ödemelerini istediğini, kendisinin arkasında derin devlet güçlerinin olduğunu, emniyete gitmemelerini aksi halde çok kötü şeyler yapacağını söylereyerek kendilerini tehdit ettiğini, devamında araçların icra marifetiyle satışının gerçekleştiğini, …’ün tehditlerinden korkmuş, ürkmüş ve senetlerini vermesini beklemek zorunda kalmış olduklarını beyan etmiş olmakla davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalı zimmetinde bulunan senetlerinin 3. Kişilere ciro edilmesinin önlenmesi amacıyla tedbir uygulanmasına, haksız ve hile ile alınan ve bedeli ödenmeyen …… ve haksız usulsüz hileli işlemler yolu ile icra marifetiyle sattırmış olduğu ve bedelini haksız olarak aldığı ……. plaka sayılı araçlarının aynen kendilerine iadesine, olmadığı takdirde günlük değerleri üzerinden bedellerinin ödenmesine, 2 adet araç olarak ödedikleri 60.000 TL ye yakın nakit para olarak hala alacaklı olmaları sebebiyle ödedikleri tarih itibariyle en yüksek ticari faiz uygulanmak suretiyle alacaklarının tespiti suretiyle belirlenerek kendilerine ödenmesine, davalının taşınır ve taşınmazlarını 3. Kişilere devir ve temlik etmesini önlemek amacıyla taşınır mallarının tescil kaydına, taşınmaz mallarının tapu kayıtlarına tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaların farklı hukuki sebepler ile tertidli talepler ile bulunduğunu, birlikte dava açılmasını gerektirir bir neden bulunmadığını, her bir davacı için farklı maddi vakıalar ileri sürüldüğünü savunarak davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle gelen dosyada Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki görev uyuşmazlığı üzerine merci tayini ile dosyanın mahkememizin işbu esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit, hile ile alınan araçların iadesi aksi halde ödenen bedellerin iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında oto galericilik işiyle iştigal eden davalıdan …… plakalı aracın bir kısmı peşin ödenerek kalanı bono düzenlenerek bonoların davalıya teslim edildiği, aracın davacı …… adına tescil edildiği, senet borçlarının bitmesine yakın tarihte davalıdan ……. plakalı araca bir kısmı peşin bir kısmı senet verilerek … adına tescil edildiği, ödenemeyen senetler karşılığı …… plakalı aracın davalıya noterde devredildiği ancak senetlerin iade edilmediği, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile hile ve tehditle davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Hile ve tehdit iddiası bulunduğundan bu hususun ispatı yönünden davacı tarafa tanık listesi sunmak üzere kesin süre verilmişse de tanık listesi sunulmamıştır. Hile ve tehdit iddiasını doğrulayan veya bu konuda devam eden herhangi bir soruşturma dosyasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Taraf beyanlarına göre takipsizlik kararı bulunduğu ve davacının hakaretten ceza aldığı belirtilmişse de bu durumun dosyamızla ilgisi olmadığı, hile ve tehdit iddiasını destekler somut bir delilin olmadığı anlaşılmıştır.
Aldatma(hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. TBK’nın 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Hile iddiası her türlü delil ile ispatlanabilir ve belli bir şekle tabi değildir. HMK 203/ç fıkrası hükmüne göre iradeyi sakatlayan nedenler tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilir. Dolayısı ile aynı yasanın 201. maddesinde yer alan senede karşı senet ile ispat kuralının da istisnasını teşkil eder.
Öte yandan; ikrah (korkutma), bir kimsenin başka surette yapmayacak olduğu bir hukuksal işlemi bir kötülüğün kendisinin veya yakınlarının başına gelebileceğini görerek korkmak suretiyle cebir altında yapması halidir. Korkutma bir nevi tehdittir. Kişide sözleşme yapma iradesi bulunmadığı halde böyle bir irade varmış gibi beyanda bulunmasıdır. TBK 37. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun(BK) 29.) maddesine göre, bir kimse karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi ya da yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK’nin 38. (BK’nin 30.) maddesinde belirtildiği gibi, korkutmadan(ikrah-tehdit) söz edilebilmesi için, korkutmanın sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması yani sözleşmenin korkunun yarattığı etki sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırılabilir. TBK 39 maddesine göre, korkunun kalktığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme karşı tarafa yöneltilecek tek taraflı sarih ve zımni bir irade açıklaması ile feshedilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir. Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkar ve verilenler geri istenebilir.
Kambiyo senetleri illetten mücerret senetler olup, kambiyo senedinini lehtarı tarafından senedin keşidecisi aleyhine senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılarak alacağın tahsili istenebileceği gibi, senedin bir borç ilişkisinin teminatı olarak verildiği durumlarda hukuki ilişkiye dayalı olarak hukuki ilişkinin tarafına karşı alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapılabilir. Dava dilekçesinde iddia edilen vakıalara göre bononun hile ve tehdit ile alındığı konusundaki ispat yükü davacıya aittir. Bu iddiayı destekleyecek herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Tanık listesi sunulmadığı gibi yemin deliline de dayanılmamıştır.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; hile ve tehdit iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmekle bu husus ispatlanamadığından, davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 198,10TL harcın toplamı olan 198,10TL harçtan mahsubu ile bakiye 117,40TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı asil … ve vekili ile davacı … yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır