Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1129 E. 2022/491 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1129 Esas
KARAR NO : 2022/491

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili alacağını tahsil edemeyince, davalının müvekkile olan borcu dolayısıyla davalı aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başladığını, davalı bu takibe 03.04.2021 tarihinde itiraz etttiğini, davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile borçlu arasında inşaat ince işçilik yapım işine ilişkin hizmet alımından kaynaklı olup, bu hususlara ilişkin sözleşme de bulunduğunu, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ve müvekkili ehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafça edimlerin yerine getirilmemesi hasebiyle bu eksik işler müvekkili şirket tarafından tamamlandığını, bu çerçevede davacı tarafça sunulan iş bitirme belgesi şirketin eski pay sahibi tarafından eski tarihli olarak imza altına alındığını, bu çerçevede müvekkil şirketin eski pay sahibi ……. tarafından kaşesiz olarak imzalanan bu evrakın gerçeği yansıtmadığını, zira söz konusu belgenin şirket iradesi ile imzalanan ve gerçek somut durumu yansıtan bir belge olduğu düşünüldüğünde müvekkil şirketin faturanın iadesine ilişkin ihtarname sunmasının mantığı bulunmadığını, davacı taraf müvekkili şirkete ait iş yerinde çalıştırdığı ustaların dahi parasını ödemeden işi yarım bırakıp gittiğini, bu çerçevede ustalara ücretlerini müvekkil şirket ödediğini, işbu sebeple ekte sunmuş olduğumuz deliller çerçevesinde ve devamında yapılacak keşif ile müvekkili şirketin davacı taraf eksik bıraktığı için yapmış olduğu işlemlerin tespiti ile bakiye alacağının olup olmadığına ilişkin dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini, mahkemece re’sen araştırılacak sebepler çerçevesinde, davanın reddine, yargılama gideri, kötüniyet tazminatı ve vekalet ücretinin davacının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Davacının tacir sıfatının araştırılması için Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davacının ticari işletme kaydının olmadığının belirtildiği, ilgili vergi dairesine yazılan müzekkere cevaplarında ise davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşmadığı belirtilmiş olup dolayısıyla davacının tacir sıfatının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar davalı taraf tacir sıfatını haiz ise de yapılan araştırmada davacı tarafın tacir sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde HMK’nun 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır