Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1121 E. 2022/441 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1121 Esas
KARAR NO : 2022/441

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 21/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket sermaye yapısı itibari ile bir aile şirketi olduğu, davacıların değişik pay oranları ile davalı şirketin ortaklarından olduğu; davalı şirketin 30.11.2021 tarihli Yönetim Kurulu Toplantısı’nda alınan …… karar no.lu Yönetim Kurulu kararlarının, TTK 367. madde kapsamında daha önce kabul edilip tescil edilen 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesinin 3/I maddesine aykırı olduğu; yönetim kurulu üyesi olan iki davacının …… sayılı yönetim kurulu kararlarına muhalefet şerhi koyduğu, … sayılı yönetim kurulu kararı içinse toplantı dışında, yönetim kurulu üyesi davacılara bilgi verilmeden, yalnızca üç yönetim kurulu üyesi tarafından görüşülüp imzalandığından bu karara muhalefet şerhi konulamadığını; ….. no.lu Yönetim Kurulu kararında alınan …. numaralı Yönetim Kurulu kararının iptal edilmesine ilişkin kararın, yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespitinin mahkemece yapılması gerektiğinden hukuka aykırı olduğu; TTK 367. maddesine göre düzenlenmiş 23.02.2017 tarih ve …… sayılı Şirket İç Yönergesi yürürlükte iken bu iç yönergedeki “4/5 Yönetim Kurulu üyesinin karar nisabı ile alınmış olması şartını” taşımaması nedeniyle de geçersiz ve yok hükmünde olduğu; Yönetim Kurulunun belirli konularda sahip olduğu önemli yetkilerinin devredilebilmesini şarta bağlayan 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesinin 3/I maddesi ile; sınırlı sayıdaki önemli yönetim yetkilerinin devrine ilişkin asgari karar yeter sayısı için dahi,%80 (4/5) yönetim kurulu üyesinin olumlu oyu aranırken; dava konusu edilen 2021/6 Sayılı Yönetim Kurulu kararındaki ifade ile; İç Yönerge’nin 3/1 maddesinde sayılan yetkileri de kapsayacak şekilde ve ondan daha fazlası için, sınırsız nitelikte bir yetki devri ve yeni bir temsil ve ilzam kuralı getirildiği; böyle yetki devri için evleviyetle yönetim kurulu karar nisabı aranması gerekeceğini; 30.11.2021 tarih ve 2021/7 no.lu Yönetim Kurulu kararı ile 3 Mart 2017 tarihli 9276 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 230., 231. ve 232. Sayfalarında ilan edilen 23.02.2017 tarih ve …… sayılı Şirket İç Yönergesi’nin ve daha önce imza yetkileri hakkında verilmiş olan bütün kararlar ile bunlara uygun olarak hazırlanmış olan tüm imza sirkülerinin iptal edilmesine ve yürürlükten kaldırılmasına ve şirket yönetim, temsil ve ilzamına ilişkin sınırlı yetkililerin belirlenmesi amacıyla T.T.K. madde 367 ve madde 371’e uygun olarak düzenlenen şirket iç yönergesi’nin kabulüne karar verildiği; 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesinin içeriği itibariyle bir yönetim iç yönergesi olduğu; yönergenin temsil ve ilzama ilişkin sınırlı sayıda bir kısım önemli yetkinin, mali bir üst limit kriteri getirmeksizin devri için Yönetim rejimi ve geçerlilik şekil şartı getirdiği; 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesi’nin 3/I maddesinde yer alan karar yeter sayısının (4/5), değiştirilebilmesi için; öncelikle 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesi’nin 3/I maddesinde yazılı 4/5 karar yeter sayısı şartının sağlanması şart olduğu; bu nisap sağlanmaksızın İç Yönerge’de değişiklik yapılmasının, dürüstlük kuralına aykırı olarak İç Yönerge’yi aşma ve Kanunun 367. maddesini dolanma anlamı taşıdığı; 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesi’nin 3/1 maddesinde yazılı özel nisap gerektiren konular belirli ve önemli konular olduğu; şirket için en yüksek fayda sağlanması amacıyla bu haller için özel nisap aranması niyetine uygun olarak, bu hususları içeren maddede değişiklik yapılmasını, en az madde içeriğinde yer alan özel nisaba (4/5) bağlı kalınarak gerçekleştirilmesi gerektiği; dava konusu Yönetim Kurulu kararları ile yapılan düzenlemenin; hakim ortakların davalı şirket Yönetim Kurulu’nda temsil ettiği 3/5 Yönetim Kurulu üyeleri tarafından her türlü işlemin yapılabilmesine zemin hazırladığı ve diğer ortakları temsil eden 2/5 Yönetim Kurulu üyelerinin ise etkisiz ve yetkisiz hale getirdiğini; 23.02.2017 tarihli Şirket İç Yönergesinde belirlenen asgari toplantı ve karar yeter sayılarına (4/5) uyulmaksızın alınan Yönetim Kurulu kararlarının yok hükmünde olduğu; dava konusu Yönetim Kurulu kararlarının, kurucu unsurları (toplantı yeter sayısı) sağlamakla birlikte, geçerlilik şartlarının (karar yeter sayısı) eksik olması nedeniyle batıl olduğu; TTK’nun 391. maddesinde, hangi hususlara ilişkin kararların batıl olduğu tahdidi olarak değil, örnekseme yolu ile sayıldığı ve kurucu unsurları (toplantı yeter sayısı) bulunmakla birlikte içeriği itibariyle ağır hukuka aykırılıklar içeren, geçerlilik şartları (karar yeter sayısı) eksik olan yönetim kurulu kararlarının, genel hükümler uyarınca batıl olduğunu; 30.11.2021 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında alınan 2021/8 sayılı yönetim kurulu kararının toplantı sırasında müvekkillerimin önüne getirilmediği ve bu nedenle karar muhalefet şerhi konamadığı; alınan kararla imza yetkileri değiştirilerek şirkette %40 pay sahibi davacıların, yönetime katılma haklarının neredeyse tamamen ellerinden alındığı; söz konusu Yönetim Kurulu kararının Anonim Şirket temel esasları arasında yer alan haklardan sermayeye katılma oranına göre yararlanma ilkesi ve eşit işlem ilkesi gibi temel ilkelerine aykırı olduğu; ….. no.lu Yönetim Kurulu kararının 1. maddesi ile; ……. ve …’ın “en geniş manada” temsil ve ilzam yetkilisi olarak belirlendikten sonra, aynı Yönetim Kurulu kararının 2. maddesinde yürürlüğe konulmak istenen İç Yönerge doğrultusunda bu kişiler A1 – A2 – A3 grubu olarak tekrar sayılarak yetkileri sınırlandırıldığı, kararın bu yönüyle de hukuka aykırı olduğunu; Söz konusu Yönetim Kurulu kararının Anonim Şirket temel esasları arasında yer alan ‘haklardan sermayeye katılma oranına göre yararlanma ilkesi’ ve ‘eşit işlem ilkesi’ gibi temel ilkelerine aykırı olduğunu belirterek; 30.11.2021 tarihli Yönetim Kurulu toplantılarında alınan ….. karar no.lu yönetim kurulu kararlarını, dava sonuçlanıncaya kadar icrasının durdurulması hususunda ihtiyati tedbir karari verilmesi; yargılama sonunda TTK 391. Maddesi gereğince batıl ve yok hükmünde olmaları nedeniyle geçersiz olduklarının tespiti ile yargılama vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Grup şirketlerin ortaklık yapısının ana omurgasını …… soy ismine sahip kurucu üç kardeş (……. ) oluşturduğu, bu kurucu üç kardeş 4 arasında %40 + %40 + %20 hisse oranlarının dağılımı ana omurgayı oluşturduğu; üç kardeşten …… ’ın vefatından sonra onun yerine mirasçıları …, …, … ve …’nın %40 hisse ile ortak olduğu; ….. mirasçıları aktif olarak şirketlerin yönetim ve idaresinde yer alıyor olmalarına rağmen, son dönemlerde şirketleri çalıştırmamak üzerine hareket ve baskılarla şirketleri bölünmeye zorlama amacı güttükleri; Anonim şirket yönetim kurulu iç yönergesi TTK m. 367 ve m. 371/7’ de düzenlendiği yönetim kurulu iç yönergelerini düzenleyen her iki maddede de yönetim kuruluna bu konuda yetki verilirken toplantı ve karar nisabı konusunda herhangi bir düzenleme öngörülmediği; dolayısıyla iç yönerge çıkarma, değiştirme ve ortadan kaldırma konusunda yönetim kurulunun toplantı ve karar nisapları konusunda genel hüküm olan TTK m. 390 uygulanacağı; TTK m. 390/1’e göre, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır dendiği; konu ile ilgili şirket ana sözleşmesinin 8 inci maddesi de genel kurul toplantıları ve bu toplantıdaki karar nisapları konusunda, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine yollama yapıldığı; Şirket esas sözleşmesinin 8. maddesinde toplantı ve karar nisapları konusunda TTK genel hükümlerine atıf yapılırken, esas sözleşmenin aynı maddesinin ikinci fıkrasında “işbu sözleşmenin 6 (altı), 7 (yedi), 8 (sekiz) ve 13 (onüç) üncü maddelerinin değiştirilmesi için A, B ve C grubu hisselerin sözleşmede yazılı toplamının en az % 85 inin (yüzde seksen beş) onayı şarttır” denilerek zikredilen maddelerin değiştirilmesi için TTK m. 390’dan daha ağır bir nisap öngörüldüğü, şirket ortaklarının iç yönerge konusunda da ağırlaştırılmış bir nisap iradeleri olsaydı, tıpkı zikredilen maddelerin değişiklerinde olduğu gibi bu konuda da ağırlaştırılmış bir nisap düzenleyeceklerinin söylenebileceği; dolayısıyla şirketin iç yönerge kabul ve değişiklerinde ağırlaştırılmış bir nisap öngörmediği; 30/11/2021 Tarih ve ……. Numaralı Yönetim Kurulu Kararının şirketin sınırsız temsil ve ilzamının nasıl yapılacağına ilişkin olduğu TTK m. 370’e göre, esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olacağı; dava konusu yönetim kurulu kararı ile iki yönetim kurulu üyesinin imzasının yeterli görüldüğü ve kanuna uygun olduğu; 30/11/2021 Tarih ve …… Numaralı Yönetim Kurulu Kararı ile ilgili olarak; iç yönerge düzenlemek, mevcut iç yönergeyi değiştirmek veya yürürlükten kaldırıp yenisini kabul etmek yönetim kurulunun münhasır yetkisinde olan bir husus olduğu ve bu konuda ne esas sözleşmede ne de Türk Ticaret Kanunu’nda genel esaslardan farklı bir nisap toplantı veya karar nisabı öngörülmediği; kararın bu nedenle hukuka uygun olduğu; 30/11/2021 Tarih ve …. Numaralı Yönetim Kurulu Kararı ile ilgili olarak; yönetim kurulu tarafından kabul edilen iç yönerge toplantıdan bir gün önce taslak olarak davacılara e mail ekinde gönderildiği ve toplantıya davet edildiği; Esasen eski iç yönerge ile dava konusu edilen yeni iç yönerge arasında çok önemli bir fark olmadığı, her iki iç yönerge arasındaki temel fark, eski iç yönergede bir kısım işler için öngörülen %80 yönetim kurulu çoğunluğunun yeni yönerge yer almaması olduğu, 2021/6 numaralı kararında şirketin en geniş şekilde temsil ilzamı için …… veya …… ve …’ın müşterek imzaları şartı arandığı, daha sonra şirket iç yönergesinde bu kişilerin A1, A2 ve A3 olarak belirlenmelerinin sebebinin, bazı konularda bunlara tek başlarına da temsil ve ilzam yetkisinin verilmesine matuf olduğu; nitekim A1, A2 ve A3 imza yetkileri olan …… ve …’a III, IV ve V başlığı altındaki işlemleri münferit imza ile yapma yetkisi verildiği ve bu nedenle burada herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirket yönetim kurulunca 30/11/2021 tarihli yönetim kurulunda alınan …… sayılı yönetim kurulu kararlarının TTK 391.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespitine ilişkin yönetim kurulu kararlarının iptali davasıdır.
Davacılar, açmış oldukları davada, davalı şirketin ortakları olduklarını ve davacılardan … ve …’ın aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında almış oldukları …… karar nolu yönetim kararlarında ….. sayılı yönetim kurulu kararlarının, yönetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin muhalefet şerhlerine rağmen çoğunluğu temsil eden yönetim kurulu üyelerinin 3/5 olumlu oyları ile alındığını, …… no’lu yönetim kurulu kararının ise, toplantı sırasında müvekkillerinin önüne getirilmeyip, müvekkillerinin karara muhalefet şerhi koyma imkanlarının ellerinden alındığını, alınan yönetim kurulu kararlarının daha önce 01/06/2017 tarihli şirket iç yönergesine ve hukuka aykırı olarak alınmış olmaları nedeniyle butlan ve yokluk nedeniyle geçersizliklerinin tespiti talebinde bulunmuşlardır.
…. sayılı YK kararı ile önceden Şirketin sınırsız temsil ve ilzamına ilişkin olarak alınan……. nolu yönetim kurulu kararının iptaline ve bundan sonra şirketin sınırsız temsil ve ilzam yetkisinin ne şekilde kullanılacağına ilişkin olduğu, 2021/7 nolu YK kararının daha önceki ….. sayılı şirket içi yönergesi ve buna ilişkin tüm imza sirkülerinin iptal edilmesine ve yürürlükten kaldırılmasına ilişkin olduğu, ….. nolu YK kararının ise yukarıda iptal edilen kararların yerine alınmış olan şirketin temsil, ilzamına ve bu yetkilerin kullanımına ilişkin ……. nolu iç yönergeye ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın “Görev dağılımı” başlıklı 366. maddesinde “Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir. Yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir.” aynı Yasa’nın “Yönetimin devri” başlıklı 367. maddesinde ise, “Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir. Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.” , 370. maddesinde ”Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.”, TTK 371/7.maddesinde ise, yönetim kurulu temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir. Esasen iç yönerge borç doğurmayan ve görev sahiplerine konumları konusunda garanti vermeyen, pay sahiplerine ve/veya alacaklılara bir hak sağlamayan, anonim ortaklıktan yönetimin resmini veren yönetim kurulu ile yönetim arasındaki yetki sınırını çizen ve yönetimde görev ilişkilerini gösteren bir organizasyon metnidir. İç yönetmelik, işletmenin yönetimine ilişkin bir teşkilat şeması olup, 3.kişiye hak sağlayacak hukuki bir tasarruf değildir.( Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku) TTK 367. ve 371/7.maddelerinde düzenlenen yönetim kurulu iç yönergelerinde yönetim kuruluna toplantı ya da karar nisabı konusunda herhangi bir düzenleme yapmak için yetki verileceğine dair bir düzenlemeden bahsedilmemektedir. İç yönerge çıkarma, değiştirme ya da ortadan kaldırma konusunda yönetim kurulunun toplantı ve karar nisapları konusunda genel hüküm olan TTK’nun 390.maddesinin uygulanması gerekmektedir. TTK’nun 390/1 madde ve fıkrasında da ”Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.” şeklindedir.
Yönetim kurulu kararlarının batıl olduğu iddiası, batıl yönetim kurulu kararı sebebiyle menfaati zedelenen herkes tarafından ileri sürülebilir. Başka bir ifadeyle yönetim kurulu kararlarının butlanı davasını kimlerin açabileceği konusunda TTK’nın 391. maddesinde açık bir düzenlemeye yer verilmemiş olup, bu kararlar sebebiyle menfaati zedelenen bütün ilgililer bu davayı açabilir (POROY/ TEKİNALP/ ÇAMOĞLU, Ortaklıklar Hukuku, C:I, s.379).
Davacı tarafça dayanak yapılan TTK’nun 391. maddesinde ise ”Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; Eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yönetim kurulu kararlarının butlanı halleri, sınırlı sayı ilkesine tabi olmamak üzere düzenlemiştir. TTK’nın 391.maddesinin incelendiğinde, yönetim kurulu kararlarının butlanına yol açacak hukuka aykırılıkların örnekleme yoluyla belirlendiği görülmektedir. Anılan maddeye göre; eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan, sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin haklarını ihlal eden ya da bunların kullanılmasını güçleştiren veya kısıtlayan, diğer organların devredilmez yetkilerine giren konularda ya da bunların devrine ilişkin yönetim kurulu kararları batıldır. Bu anlamda, sözleşme özgürlüğünün genel sınırı niteliğindeki TBK’nın 27.maddesi de göz önünde bulundurularak hukuki değerlendirme yapılmalıdır (Aydın Alper YÜCE, Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı, Eylül 2013, Vedat Kitapçılık, s. 69 vd.)
Davacılar iç yönerge ile nitelikli çoğunluk öngörüldüğünden yönetim kurulu kararı ile iç yönergenin değiştirilemeyeceğini iddia etmişler ise de, bu husus ancak esas sözleşmede yönetim kurulu iç yönergesinin değiştirilmesi için gerekli olacak özel nisapların düzenlenmesi ile mümkün olabilir. Böyle bir düzenleme yapılmışsa, söz konusu nisaplara uyulması gerekir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda geçerli ve yürürlükteki iç yönergede belirlenmiş nitelikli nisap şartı karşısında, özellikle dava konusu …… Sayılı Yönetim kurulu kararları için karar yeter sayısının sağlanamadığı ve kararların bu nedenle geçerlilik şartından yoksun olduğunun düşünüldüğü belirtilmişse de hukuki nitelendirmenin mahkememize ait olması nedeniyle bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır.
Somut olay yönünden, esas sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmamakta olup, TBK’nun 27. maddesi kapsamında sözleşme özgürlüğünün genel sınırını ihlal niteliğinde bir durumun bulunmadığı, alınan yönetim kurulu kararlarının esas sözleşme ve kanunda öngörülen toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak alındığı, yasa ya da ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığı gibi yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 198,60TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır