Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1114 E. 2023/26 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1114 Esas
KARAR NO : 2023/26

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından müvekkil … aleyhine Silivri İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasıynda kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığını, müvekkilin bu takipten, ödeme emrinin içeriğinden ve dayanak senetten haricen haberdar olduğunu, müvekkile usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını müvekkilin ikamet etmediği adresine tebligat çıkarıldığını takibe konu senet üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını ileri sürerek; Silivri İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takibinin ihtiyaten durdurulmasına, takip konusu senet üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Silivri İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyasında davacı taraf süresi geçtikten sonra imzaya itiraz ettiğini, bu dosyanın derdest olduğunu, davacının asılsız yere senetteki imzaya itiraz ederek sahtelik iddiasında bulunduğunu, senetin davacı tarafından imzalandığını, icra dosyasındaki dilekçede imzanın aynı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu senet nedeniyle davacının borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya grafoloji bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; ”davacı …’in referans imzaları ile aralarında genel yapı ve imza yolu yönünden gözlemlenen benzerlikler yanında karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan diğer kriterler bakımından da ileri düzeyde uygunluk ve benzerlik saptandığından inceleme konusu, alacaklı “…”, borçlu “…” adlarına düzenlenmiş, 422/8/2019” tanzim ve “22.09.2019” ödeme günlü, “100.000/Yüzbin TL” meblağlı senet aslındaki borçlu imzalarının, davacı …’in eli ürünü olduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi; menfi tespit davasını, bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemini içermeyip, konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan dava olarak tanımlamıştır.
Borçlu icra takibine süresinde itiraz etmediği ve takibin kesinleşmesi halinde borcunun bulunmadığını bu dava türü ile ileri sürebilir. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonolardan kaynaklanan alacaklarda ispat yükü borçlu bulunmadığını iddia eden davacı borçluya düşer. Borçlu imza inkarında bulunduğu takdirde ispat yükü alacaklı olan davalıya düşmektedir.
Bono ödeme vaadinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir, sebepten mücerrettir. Mevcut olayımızda davacı taraf davaya konu çek üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, davalılara borçlu olmadığını iddia etmektedir. Mahkememizce çek üzerinde imza incelemesi yaptırılmış olup, mahkememizce hükme esas alınan 18/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu çek üzerindeki incelemeye konu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olduğu belirtilmiştir. Davacının imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddialarının doğru olmadığı anlaşıldığından davanın reddine, dava konusu icra takibine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği ve teminat yatırılması sebebiyle icra dairesinden infazı istendiği anlaşıldığından İİK 72/4 m. uyarınca davacı taraf aleyhine alacağın %20’si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Dava konusu icra takibine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşıldığından İİK 72/4 m. uyarınca davacı taraf aleyhine alacağın %20’si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-)Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 2.113,57-9TL harcın mahsubu ile bakiye 1.933,67-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.564,46-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-)HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.