Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1075 E. 2022/852 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1075 Esas
KARAR NO : 2022/852

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;“Müvekkil davalı ile cerrahi maske lastiği yapımı konusunda anlaşmış ve davalının talep ettiği faturada belirtilen miktar kadar cerrahi maske lastiğini davalı borçluya teslim etmiştir. Ancak davalı şirket müvekkil ile aralarındaki anlaşmaya aykırı davranarak fatura borcunu zamanında ödememiş bunun üzerine müvekkil şirket, davalı yanı yazılı ve sözlü olarak uyarmıştır. Müvekkilin tüm ısrarlarına rağmen fatura borcu ödenmediğinden davalı şirket aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile takip başlatılmıştır. Davalı şirkete ödeme emri 03/11/2020 tarihinde tebliğ olmuş ve süresi içerisinde itiraz etmemiştir. Süresi geçtikten sonra usulsüz tebligat olduğunu iddia ederek Bakırköy ….. İcra Hukuk Mahkemesi …. E. sayılı davasını açmış ve bu dava kabul edilmiştir. Anılan mahkemece tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirilmiş ve davalı borçlu 16/11/2020 tarihinde borca itiraz etmiş, bunun sonucunda da takip durmuştur. Davalının itirazı üzerine durdurulan takip, dilekçemiz ekinde sunulan masrafa ilişkin faturaya dayanmaktadır. Sayın Mahkemenizin de takdir edeceği üzere fatura ispat hukuku bakımından kuvvetli bir delil olup TTK m.21/2 Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır hükmüne amir olduğunu” belirterek bu sebeple davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibin durmasına,uzamasına sebebiyet vermesi ve alacağın likit olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup süresinde açılmadığını, müvekkil aleyhine davacı şirket tarafından Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı icra dosyası ile takip başlatılmış olup 16.11.2020 tarihinde müvekkil şirketin borca itiraz ettiğini, müvekkil şirketin borca itiraz dilekçesinden sonra icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulması kararı verildiğini, davacı taraf, mahkeme nezdinde müvekkil şirket aleyhine itirazın iptali davasını 10.12.2021 tarihinde açtığını, takip alacaklısı, icra dosyasına yapılan itiraz kendisine tebliğ edilmesinden itibaren bir yıl içerisinde işbu davayı açması gerektiği, davacı tarafın 16.11.2020 tarihli takibe itiraz dilekçemizi öğrenmiş olduğu durumda1| yıllık hak düşürücü süreye tabi olan itirazın iptali davasını 10.12.2021 tarihinde açması usule aykırılık teşkil etmekte olup davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın müvekkil şirketten alacağı olduğunu iddia ederek işbu davayı açtığını, şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkil şirket davacı tarafa borçlarını ön ödeme şeklinde yaptığını, müvekkil şirket, fatura kesim tarihinden önce ödemelerini yaptığını, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle; itirazın iptali davasının reddine, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 290.060,21 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf hak düşürücü süre iddiasında bulunsa da 1 yıllık süre ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlamaktadır. Ödeme emri tebliğ edilmediğinden hak düşürücü süre de başlamamıştır ve dava süresinde kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının fatura alacağının bulunduğu, alacak miktarının 290.060,21 TL asıl alacak olduğu, temerrüt olmadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda davalının kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla davacı defterleri hükme esas alınmıştır. Ayrıca, dava dosyasına tarafların bağlı oldukları vergi dairelerinden gelen 2020 Yılı’na ait Ba-Bs listelerine göre tarafların 2020 Yılı beyanlarının, davacı açısından Bs listesinde(22. sırada), davalı açısından Ba listesinde(68. sırada) 14 adet faturada toplam KDV hariç 500.054 TL olarak uyumlu olduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 290.060,21 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödenmediği anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Takip öncesi temerrüt olmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 290.060,21TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 58.012,04TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 19.814,01TL ilam harcından peşin alınan 3.694,09TL harcın mahsubu ile bakiye 16.119,92TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 59,30TL Başvuru Harcı, 3.694,09TL Peşin Harç olmak üzere toplam 3.753,39TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.251,79TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedimesine,
6-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 68,207TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00TL bilirkişi ücreti, 83,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.083,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.027,51TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 31.000,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır