Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1046 E. 2022/674 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1046 Esas
KARAR NO : 2022/674

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin yine Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas sayılı dosyasında konkordato talebinde bulunduğunu ve bu talebinin kabul edildiğini, mahkeme tarafından müvekkili şirket yönünde verilmiş olan geçici mühlet / ek geçici mühlet / kesin mühlet ve ek kesin mühlet olmak üzere tüm kararlarında; “Borçluların borçlu oldukları banka hesaplarına geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hak ediş bedelleri ve alacakları konusunda alacaklı bankaların kendi alacakları yönünden mahsup işlemi yapmalarının önlenmesine, hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasına, alacaklı olsun veya olmasın bankaların mühlet kararını gerekçe göstererek borçluların hesabında bulunan paraların üzerine bloke konulmasının önlenmesine, hesabın konkordato projesi ve konkordato komiseri denetiminde kullanılmasına” hükmedildiğini, davalı bankanın konkordato mühlet kararlarına rağmen davacı şirketin hesaplarına bloke koyduğunu ve bu eylemi ile Mahkeme kararlarına aykırı hareket ettiğini, müvekkili şirketin konkordato mühlet kararlarının verildiği dosyada konkordato kesin mühlet kararı alınan şirketin ……. banka A.Ş. …… şubesi hesabındaki blokenin kaldırılmasını ve bu konuda bankaya müzekkere yazılması talebi üzerine sayın Mahkeme tarafından hesaplar üzerine bloke konulamayacağı yönünde ara karar oluşturularak davalı bankaya gönderildiğini ancak davalı bankanın bu kararı istinafa taşıması üzerine İstanbul BAM. …. H.D. davalının istinaf başvurusunu reddederek blokenin kaldırılması gerektiğine ilişkin kararı kesin olarak onadığını, davalı bankanın ise işbu Mahkeme kararına rağmen davacı şirketin hesaplarındaki blokeyi kaldırmadığını, ayrıca bu süreçte davalı bankanın müvekkili şirketten olan alacaklarını başka bir şirkete devretmesi nedeniyle davacıya ait hesaplar üzerinde bir tasarruf hakkı bulunmadığını, davalı ….. banka’nın alacağını mükerrer tahsil yoluna gitmesinin yasalara aykırı olduğunu, davalının usulsüz işlemleri nedeniyle bloke konulan hesaplardaki paranın müvekkiline verilmesi istemiyle Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız itirazı nedeniyle huzurdaki davanın açıldığını, davalının alacaklı olarak kendisini konkordato dosyasına kaydettirmesine rağmen konkordato mühlet kararlarına aykırı olarak ve tahsilde tekerrüre sebep olabilecek şekilde bloke koyduğu meblağ için icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını ve alacağın varlığının tespitini, davalı borçlunun haksız itirazı nedeniyle %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili bankanın adresinin İstanbul / Şişli’de bulunduğunu dolayısıyla davaya konu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığını, yine aynı şekilde huzurda ikame edilen davanın da müvekkilinin adresinin bağlı bulunduğu İstanbul Adliyesi / Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiğinden yetki itirazlarının kabulü ile davada yetkisizlik kararı verilmesini, davacı tarafından her ne kadar takas mahsup ve blokeye ilişkin olarak tedbir kararı olduğu belirtilerek müvekkili tarafından davacının hesabına konulan blokenin Mahkeme kararına aykırı olduğu belirtilmiş olsa da Mahkeme tarafından verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından gerçekleştirilen işlemlerde usul ve yasaya aykırı husus bulunmadığından blokeli bedele ilişkin başlatılan takibin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, verilen mühlet kararı öncesinde 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmiş olsa dahi mühletten sonra tebliği halinde ödenen paranın borçluya ödenmesi yada borçlunun hesabına üçüncü şahıslardan gelen paralara ilişkin de takas mahsup yasağı ile bloke konulmasının önlenmesine ilişkin verilen tedbir kararının açık bir şekilde konkordatonun amacını aştığını ve Mahkeme tarafından sadece borçlunun menfaatlerinin korunduğunu, takibe konu edilen ve müvekkili tarafından blokede tutulan bedellerin davacı tarafından müvekkile borçlarının ifası uğruna temlik cirosu ile ciro ve teslim edilen çeklerden gelen tahsilatlara ilişkin olup Mahkeme tarafından bu bedellere bloke konulmasına ilişkin tedbir kararı verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkili banka tarafından konkordato davasındaki blokeye ilişkin verilen tedbir ara kararının istinaf edildiğini ancak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından esasa ilişkin bir inceleme yapılmadan karar verildiğini, izah edilen sebeplerle öncelikle huzurdaki davada yetkisizlik kararı verilmesini, esasa ilişkin inceleme yapılması halinde Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı ilamsız icra takibine / borca işlemiş – işleyecek faize ve ferilerine itirazlarının kabulü ile ikame edilen davanın reddini, alacaklı olmadığını bildiği halde müvekkili aleyhinde icra takibi ve dava ikame eden davacı aleyhine takip ve dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı tarafın konkordato mühlet kararlarına aykırı olarak şekilde davacı hesabına bloke koyup koymadığı, bloke konulan bedel için başlatılan takip nedeniyle davacının haklı olup olmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 268,029,20TL asıl alacak ve 61.634,24TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 329.663,44-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Konkordato işlemleri açısından kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları şu şekildedir:
a) Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez.
b) 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir.
c) Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.
d) Konkordato mühletinin verilmesinden önce, müstakbel bir alacağın devri sözleşmesi yapılmış ve devredilen alacak konkordato mühletinin verilmesinden sonra doğmuş ise, bu devir hükümsüzdür.
e) Konusu para olmayan alacaklar, alacaklı tarafından, ona eşit kıymette para alacağına çevrilerek komisere bildirilir. Şu kadar ki borçlu, komiserin onayıyla taahhüdün aynen ifasını üstlenmekte serbesttir.
Kesin mühletin borçlu aleyhine başlatılmış/başlatılacak takiplerin durması ve takip yasağı üzerindeki etkisi ise şu şekildedir.
Kesin mühletin alacaklılar açısından hukuki sonuçlarından biri olan takiplerin durması ve yeni takip yasağı hususu İİK‟nın mad. 294/1de düzenlenmiştir.
Buna göre; “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 683 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur…” Borçlu tarafa kesin mühlet kararı verilmesiyle, ihtiyati tedbir kararı ve haciz kararı uygulanamaz. Ayrıca belirli bir takiple durdurulabilen zaman aşımı ve hak düşüren süreler işlemez. Takip yasağı, Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından geçici mühlet kararının verildiği tarihten itibaren başlamaktadır. Borçlu tarafın ilgili takip yasağını uygulatabilmesi için, konkordato mühletiyle ilgili mahkeme kararını icra dairesine sunması gerekmektedir. Ayrıca, mahkeme tarafından takiplerin durdurulduğuna dair karar almasına gerek bulunmamaktadır.
Konkordato kapsamında borçlu taraf alacaklılarla anlaşarak mevcut borçlarını tasfiye etmeye çalışırken, muhtemel alacaklıların baskısı altında borçlarını tasfiye etmesi mümkün değildir. Bu sayede alacaklılar arasında avantajlı bir konumda olması da engellenmektedir. Söz konusu takip yasağının olmaması durumunda, konkordato sürecinde borçlu tarafa karşı alacaklılar tarafından başlatılan ve devam eden muhtemel bir takip, borçlunun malvarlığının önemli bir kısmı hacizle alınacak ve konkordato sonunda diğer alacaklıların borçludan alacakları önemli ölçüde azalacak ve böylece alacaklılar arasında eşitlik olmayacaktır.
Takip talebi, icra takip işlemi olarak kabul edilmediğinden alacaklının takip talebini icra dairesine vermesinde bir sınırlama bulunmamaktadır. İİK‟da yapılan değişiklikten önce “ihtiyati haciz kararları uygulanamaz” hükmü, yeni değişikle birlikte “ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanamaz” olarak değiştirilmiştir. Buna göre, mühlet içinde ihtiyati haciz kararı alınabilir, ancak söz konusu ihtiyati haciz kararı uygulanamayacaktır. Burada zamanaşımı süresi ve hak düşürücü süreler işlemez.
İİK mad. 294/3‟e göre, “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur”. Bu hüküm uyarınca, hakkında konkordato süreci başlatılan ve kesin mühlet kararı verilmiş olan borçlu tarafın mevcut borçlarına faiz yürütülmesi mühlet kararı verildikten sonra devam edemeyecektir. Ancak kesin mühletin kalkmasıyla birlikte adi alacaklar için geçmişe yönelik faizin işlemesi mümkündür. Bu kuralın istisnası, ilgili fıkrada belirtilmiştir. Buna göre, konkordato projesinde önceden aksi durumu belirlenmiş rehinle teminat altına alınmış ve alınmamış alacaklar açısından faiz yürütülmesi devam eder. Bu alacaklar açısından işleyecek faiz tutarı, rehin sözleşmesinde belirlenen faiz oranıdır.
Kesin mühletin rehinli alacaklar açısından sonuçları İİK‟nın 295. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu madde, konkordato süreci başlamış olan borçlunun, rehinli takiplerden de zarar görmemesi için düzenlenmiştir. Bu madde, “Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” hükmü yer almaktadır. İlgili hükümde, İİK mad. 294/f‟de yer alan, mühlet kararından sonra borçlu tarafa yapılacak muhtemel takipler için uygulanan takip yasağının, rehin yoluyla güvence altına alınmış olan alacaklar için mümkün olmadığı ifade edilmektedir. Yeni başlamış olan ya da devam edecek takiplerin, borçlu tarafın mal varlığını koruyamayacağı ve rehinli alacaklının, borçlunun mal varlığının satılmasını talep edemez.
Banka kayıtları için yapılan değerlendirmede; konkordato komiserlerinin 5 numaralı toplantısında …… bank …. Şubesine tahsilat için verilen ve tahsilatı banka tarafından gerçekleştirilen banka tarafından usulsüz olarak bloke konan çeklerin toplamının 384.529,20 TL olduğu belirtilmiştir. Alacaklılar arasında eşitsizlik yaratan bu blokenin kaldırılarak konkordato projesi kapsamında alacaklılara eşit bir şekilde dağıtılması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Konkordato komiserliği tarafından 16 adet çek ile 384.529,20 TL tutarlı blokenin çözümü talep edilmesine karşılık icra takibine ve davaya konu 12 adet çek ile ilgili inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Mahkememizce yapılan yargılamada alacağın tespiti için inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır. Bu çerçevede; bilirkişiler tarafından davalının konkordato mühlet kararlarına aykırı olarak davacı hesabına bloke koyduğu ve bloke konulan bedel için başlatılan takip nedeniyle davacının haklı olduğu kanaatinin oluştuğu, davaya konu 12 adet çek ile ilgili bloke edilen paraların iadesi yönünde olması halinde; davacının davalı bankadan toplam alacağının 329.663,44 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz etmiş ve ve banka tarafından konkordato davasındaki blokeye ilişkin verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmişse de bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli olması, tedbir yönünden ise mahkememiz dosyasının konkordato mühlet kararlarına aykırı davranılmasına ilişkin olması nedeniyle yeniden rapor alınması talebi reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada mevcut deliller, bilirkişi raporu, Bakırköy ….. ATM …. Esas ve …. Karar sayılı konkordato dosyası dikkate alınarak davalı tarafın konkordato mühlet kararlarına aykırı olarak davacı hesabına bloke koyduğu ve bloke konulan bedel için başlatılan takip nedeniyle davacının haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile likit olan alacak için icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 268,029,20TL asıl alacak ve 61.634,24TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 329.663,44-TL üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 65.932,68TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 22.519,30TL ilam harcından peşin alınan 3.927,11TL harcın mahsubu ile bakiye 18.592,19TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 29,50TL posta masrafı, 59,30TL başvuru harcı, 3.927,11TL peşin harç, olmak üzere toplam 5.815,91TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 31.526,44TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2022

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır