Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1036 E. 2022/885 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1036 Esas
KARAR NO : 2022/885

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 30/11/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin ………. Sigorta A.Ş. tarafından Otel ve Tatil Köyü Paket Poliçesi (Poliçe No: …….. ) ile sigortalanan ……… Turizm ve Gayrımenkul Yatırım A.Ş.’nin …… Mah. ….. Cad. …… No:39/1 Bağcılar/İstanbul adresindeki ……. Hotel’de 04.12.2020 tarihinde yangın hasarı gerçekleştiği, otel binasının dış cephesindeki alanda özel olarak konumlandırılmış olan VRS sistemine ait olan dış ünite içerisindeki 2 adet inverter kartın arızalı olduğuna ilişkin led alarmlarının yanmakta olduğu belirlendiği ve 2 adet inverter kompresöründe arıza olduğu ve çalışmadığı tespit edildiği, şehir elektrik şebekesinde meydana gelen anlık peak voltaj etkisi sonucu hasar meydana geldiği, dağıtım şirketi …….. sigortalı işyerinin bağlı olduğu elektrik kurumu olduğu, bu nedenle …….. ani voltaj dalgalanması ve elektrik sorunları nedeniyle meydana gelen hasardan sorumlu olduğu, hasarın müvekkil sigorta şirketince sigortalıya ödenmesi gereği, hasarla ilgili dava ve talep hakları müvekkil şirkete devredildiği, sigortalının hasar ile ilgili dava ve talep haklarına müvekkil şirket hem TTK Md. 1472 uyarınca hem de temlik beyanıyla halefi olduğu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere rücuen tazminat alacakları olan 29.790,00 TL’nin ödeme tarihi olan 04.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmektedirler.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı ve dava dışı sigortalı tazmin için müvekkil şirkete süresi içinde müracaat etmediği, hasarın şebekeden kaynaklandığının tespit edilmesi gerektiği, dava konusu olayda müvekkil şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığı, rücu beyanında yer alan tarih ve adreste herhangi bir kesinti veya arıza oluşmadığı, voltaj değerlerinin kullanılabilir, normal düzeyde olduğu tespit edilmiş olduğu, OSOS kayıtları ile sabit olduğu, düzenli olarak bakım çalışması yapmayan dava dışı sigortalıda kusur ve sorumluluk olduğunu, dava konusu VRS sistemine ilişkin bakım, onarım ve testlerin düzenli olarak yapılıp yapılmadığının sorulması ve belgelerin istenilmesini talep ettiklerini, hasar mülkiyeti ve sorumluluğu dava dışı şirkete ait tesisatta meydan geldiği, müvekkil şirketçe yapılan saha keşifleri ve EPDK Yönetmelikleri uyarınca müvekkil şirketin dağıtım tesisinden kaynaklı bir sorun olmadığının tespit edildiği, binanın elektrik kofra ve panosu ile bina içindeki kablolar müşteri tarafından tesis edildiği, müşterinin sorumluluğunda olan kısımlar olduğu, bu kısımlarda meydan gelen arıza ve yangın olaylarından müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığı, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın zararına yönelik taleplerin çok yüksek olduğu, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmektedirler.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
TTK 1472 maddesi ; “(1)Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava dışı sigortalı ……… Turizm A.Ş de gerçekleşen yangın hasarı nedeniyle kusur ve sorumluluğun kime ait olduğu, davalı şirketten rücuen tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı, zararın miktarı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuşsa da HMK’nun 16. Maddesi gereğince haksız fiilin gerçekleştiği yer itibariyle yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Öncelikle kusur durumunun tespiti gerekmektedir. Bu nedenle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda; gerek dava dilekçesinde gerekse ekspertiz raporunda peak voltaj (anlık yüksek gerilim) sebebi ile klimaların arızalandığı beyan edilse de, olay günü binayı besleyen sayaçlarda aşırı bir gerilim görülmediği, şebekede yüksek ya da düşük gerilim bulunması halinde CH 25 arıza kodunun ekranda görünmesi gerektiği, buna karşın CH 09 ve CH10 arıza kodlarının ekranda göründüğü, bu durumda davalı …….. firmasına bir kusur atfedilemeyeceği belirtilmiştir.
Buna göre; davacı taraf, meydana gelen olayda davalı tarafın kusurunu, davalı tarafın kusuru sebebiyle davacı sigorta şirketinin sigortalısına hasarın ödenmesi sebebiyle sigortalının haklarına halef olduğunu ispat etmekle mükelleftir. TTK.’nın 1472. maddesinde de belirtildiği üzere; sigorta şirketi, meydana gelen zarar sebebiyle sigortalısına ödediği bedel nispetinde hukuken sigortalısının haklarına halef olur. Bu halefiyet, karşı tarafın kusuru ve sigorta şirketinin yaptığı ödeme nispetindedir.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; kusur iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmektedir. Tarafların kusur durumuna yönelik olarak yapılan değerlendirmede; olay günü binayı besleyen sayaçlarda aşırı bir gerilim görülmediği tespit edilmiş olup hükme ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporuna göre davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 508,74TL harcın toplamı olan 508,74TL harçtan mahsubu ile bakiye 428,04TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır