Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1020 E. 2022/485 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1020 Esas
KARAR NO : 2022/485

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin davalı şirkette yarı oranında ortak olduğu, diğer ortağın Çin vatandaşı …… olduğu, bu ortağın ve çalıştığı kişilerin müvekkilinin şirkete gelmesine engel olduğu, ……’in genellikle Çin’de olduğu, müvekkili hakkında asılsız suçlamalarda bulunduğu ancak takipsizlik kararı verildiği, müvekkilinin şirkete zarar verdiği iddiasıyla açılan davanın da reddedildiği, buna göre ortaklıktan ayrılma, ayrılma payının tespiti ile tespit edilen alacağın işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ortaklıktan haklı sebeple çıkma istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 638/f.2 hükmü; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklindedir.
Yerleşmiş Yargıtay içtihatları ve mahkememize göre haklı sebepler ortakların bir araya gelmelerini sağlayan maddi ve kişisel nedenleri ortadan kaldıran ve şirketin amacına ulaşmasını imkansız hale getiren, ciddi şekilde güçleştiren veya bu amacı tehlikeye sokan sebepler olarak tanımlanabilir. Şirktten çıkmayı haklı kılan sebepler şirket işlerinden kaynaklanacağı gibi kişisel ilişkilerden de doğmuş olabilir. Yani haklı sebeplerin varlığı halinde bir olayın ortaklık ilişkisine devamı ortaklar için objektif olarak çekilmez hale gelmesiyle oluşur. Yine yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre sadakat yükümlülüğüne aykırılık , şirketin kar elde etmemesi ve bunun süreklilik taşıması , şirketin faaliyetlerinin sürekli verimsizlikle sonuçlanması şirketin kar etmesine rağmen devamlılık arz edecek şekilde karın dağıtılmaması şirketteki güveninin kötüye kullanılması, finansal tabloların ve hesapların ortaklardan gizlenmesi ortakların, bilgilendirmeden mahrum bırakılması, ortaklar arasındaki önemli görüş ayrılıkları , ortak ve ortaklık menfaatlerinin çatışması nedeniyle ortak ile ortaklık arasındaki uyuşmazlığın ortaya çıkması ortaklığın amacının gerçekleşmesini hukuki ve ekonomik olarak imkansızlaşması, ortaklık ilişkilerinde sürekli menfaat çatışmalarının olması gibi haller ortaklıktan çıkmayı talep etme konusunda haklı sebep olarak kabul edilmektedir.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; iddialarının ispatına yönelik tanık listesi sunmak üzere davacı tarafa süre verilmiş ancak tanıkların bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkememizin …… Esas sayılı dosyasında işbu dosya davalısı tarafından davacıya karşı şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla zararın tazmini talebinin reddedildiği, Bakırköy CBS …… numaralı dosyasında ise davacı tarafından davalı ile birlikte şirketin muhasebeciliğini yapan dava dışı şahıslar aleyhine güveni kötüye kullanma suçundan dolayı soruşturma yapıldığı, şirket defterlerinin şüphelilere teslimi ve yok edilmesine ilişkin delil olmadığından takipsizlik kararı verildiği tespit edilmişse de bu dosyaların ortaklıktan ayrılmayı gerektirecek haklı bir sebep oluşturmadığı, ortaklardan birinin başka şehirde yerleşmiş olmasının da şirketten çıkma nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, davacı tarafından somut bir delil sunulmadığı ve davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır