Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1005 E. 2022/922 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1005 Esas
KARAR NO : 2022/922

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil Şirket, 2018 yılı içinde yaptığı hizmet karşılığı davalının borcu olan meblağın bakiye tutarı olan 70.729,28 TL’yi 01.12.2018 tarihi itibarıyla alamadığını, bu tarihten itibaren işleyen yasal faizle icra takibiyle borçlu davalıdan talep etmesine rağmen; borçlu davalı haksız ve kötü niyetle borcuna ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurulduğunu, davanın kabulüyle takibin devamına, haksız ve kötü niyetli davalının takip edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada, müvekkili şirketin merkez adresi sebebiyle İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili olduğunu, nitekim, davacı yan tarafından da ödeme emrinde yer verilen yetki itirazımız dikkate alınarak dosyanın yetkili İstanbul icra müdürlüğüne gönderilmesi talep olunarak İstanbul …. icra Müdürlüğü ….. e. Sayılı dosyasında esas almış olduğu da gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesini, davacı tarafından düzenlenen 18/02/2017 ve 07/11/2017 tarihli proforma faturalarında belirtilen tutarlarda mutabık olduğu halde ve bu bedeller ödendiği halde davacının 01/12/2018 ve 07/05/2018 tarihli faturalar ile fazla bedel istemesinin hukuka aykırı olduğunu, borcun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 70.729,28 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde yetkiye, borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça mahkemenin yetkisine yönelik de itiraz edilmiştir.
HMK’nın 6. Maddesi gereğince kural olarak her dava açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, mahkemece resen icra dairesinin yetkisizliği gözetemeyeceği için, borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. TBK’nun 89/1 maddesinde açıkça “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” dendiği, bu kapsamda davacının yerleşim yerinin de yetkili olduğu, davacı tarafın yerleşim yerinin Bakırköy yargı çevresi içinde olduğu anlaşılmakla icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla; davacı ve davalı tarafından ibraz edilen yasal defterler e-defter olduğu ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu,2018 yılında davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu ve kur farkı dışında taraflar arasında bakiye eşitsizliği olmadığı tespit edilmektedir. buna göre davacının, 03.11.2020 olan takip tarihinde 70.729,28.-TL davalıdan alacaklı olduğu, davalı yanca ibraz edilen proforma faturalar ile davacı tarafça düzenlenen fatura bedellerinin birbirinden farklı olduğu görülmektedir. ancak, davalının söz konusu faturaları yasal defterlerine işlemiş olduğu, hatta 2018 yılı BA formunda 2 adet faturanın KDV Hariç 460.857.-TL ile 2. Sırada Maliye Bakanlığı’na bildirilmiş olduğu, yasal süresinde ya da sonrasında faturalara itiraz edilmediği, iade faturaları düzenlenmediği tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Somut olayda da incelenen ticari defter ve belgelere göre davacının alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 70.729,28-TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödenmediği anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Davacı taraf 12.260,39.-TL işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da, davalının temerrüde düşürülmediği görüldüğünden işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 70.729,28-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 14.145,85-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 4.831,51TL ilam harcından peşin alınan 59,30TL harcın mahsubu ile bakiye 4.772,21TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 59,30TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.124,99TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 195,00TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 44,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 844,5 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 719,73TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.316,68TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır