Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/993 E. 2022/961 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/993
KARAR NO : 2022/961

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı firma arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkil firma, davalı firma ile ararlarındaki kurulu sözleşmede belirtilen mal ve hizmetleri ifa edip, kendisine yükletilen borcunu yerine getirdiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkil firma tarafından davalıya gönderilen tıbbi gaz birim fiyatlarının yine davalı firmaya kesilen fatura bedelleri olan 8.979,63TL nin vage tarihi geçmesine rağmen ödenmediğini, davalı aleyhine Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, bu bağlamda tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla alacağa ilişkin iş bu davanın açıldığını belirterek, şimdililk muaccel hale gelen toplam 8.979,63TL tutarlı alacağının her bir fatura bedeli için ayrı ayrı 24/01/2018 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkil şirket arasında bila tarihli izmalanan protokol gereğince aralarında ticari ilişki bulunduğunu, protokol gereğince tıbbi gaz satıldığı, ancak daha önceki yıllardaki uygulamada yazılı olarak yapılan sözleşmeler dairesinde fiyat değişikliği yapıldığı halde, aniden herhangi bir anlaşma yapılmadan ürün birim fiyatlarında fahiş miktarlarda artışlar yaparak faturalar düzenlendiğini, davacı şirket tarafından daha önceki yıllarda gönderilen 01/04/2015 tarihli ve 03/02/2015 tarihli yazılar her yeni yıl başında fiyat değişikliklerinin karşıklık varılan mutabakatla yapıldığını açıkta gösterdiğini, davacı şirket tarafından fiyat değişikliği bilgisi verilmekssiizn direk olarak tüm gaz fiyatlarında artış uyguladığını da belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin …… esas, ……. karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış mahkememizin; ” Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle icra takibi yapıldığı,davalı tarafça bu takibe itiraz edildiği,ancak davacı tarafından itirazın iptali davası açma yerine ,tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeden bu alacak davası açılmış ise de,fatura alacağının talep edilmesi nedeniyle alacağın ispatlanması noktasında itirazın iptali davası yerine , alacak davası açma noktasında tercih edilebilecek hukuki bir yararı bulunmadığı görüldüğünden, açılan dava reddine karar verilmiş,” şeklindeki gerekçesine göre davanın reddine karar verilmiş iş bu karar istinaf edilmekle, İBAM …… HD’nin …… EK sayılı ilamıyla “davacı tarafından itiraz neticesi duran takibin devamını sağlamak üzere itirazın iptali davası açılmamış,davacı tercih hakkını alacak davası açma yönünde kullanmıştır.İtiraz giderilmeden takibe devam mümkün olmadığından davalının mükerrer talepte bulunulduğuna yönelik savunması yerinde bulunmamaktadır. Alacaklı isterse İİK. 67.maddesi çerçevesinde alacağın tahsili için itirazın iptali davası açabilir veya genel hükümlere göre alacak davası ikame edebilir.Alacaklıyı itirazın iptali davası açması yönünde yasada zorlayıcı bir hüküm yoktur.Alacak davası açan alacaklı İİK.67. maddesindeki haklarından yararlanamaz.(Yargıtay 19.HD nin 2016/17241 esas ,2018/1951 karar sayılı 10.4.2018 tarihli ilamı aynı yöndedir.) O halde alacaklının itirazın iptali davası yerine alacak davası açmakta hukuki yararı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, davanın esasının iddia ve savunma çerçevesinde incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yerinde görülmediğini” belirterek mahkememiz kararını kaldırmıştır.
Mahkememiz dosyasına SMM bilirkişisinden rapor aldırılmış, SMM bilirkişisi ……… tarafından dosyaya sunulan 15/11/2021 tarihli raporda özetle; “Davalının beyanında ve sunmuş olduğu belgelere göre; davacının 16.08.2017 tarihinde söz konusu fiyat farkı faturasını tebliğ aldığı ve 23.09.2017 tarihinde de iade ettiği dikkate alınır ise, davacının yasal süre içerisinde söz konusu faturaya itiraz etmediği anlaşılacaktır. Fiyat Farkı” faturası açıklamasıyla düzenlenen faturanın, hangi fatura/faturalardaki fiyatlarla alakalı olduğu belirtilmemiştir. Usul olarak, karşı tarafın düzenlediği faturadaki yer alan fiyatlara itiraz edilecekse, ya faturanın tebliğ alındığı tarihten itibaren yasal süre içerisinde iade edilmesi ya da yine aynı şekilde yasal süre içerisinde fiyat farkı faturasının karşı tarafa düzenlenmesi gerekmektedir. Fakat, taraflar arasında, ihtilafa konu olan bu olayda, söz konusu fiyat farkı faturasının, yasal süre içerisinde düzenlenip/düzenlenmediği bilinmemektedir. Dosya içerisindeki belgelerden anlaşıldığı üzere; taraflar arasında, davacının 2017 döneminde düzenlediği faturalarda yer alan fiyatlara ilişkin karşılıklı mutabık kalındığına dair herhangi bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır. Davacı tarafından düzenlenen faturalarda yer alan fiyatların, keyfi olarak ve fahiş miktarda artış yapıldığı şeklindeki davalı beyanının, değerlendirilmesi ve haklı olup/olmadığı hususunun, fiyatların sektörel olarak uygunluğunun tespit ve değerlendirilmesi ile mümkün olduğunu” belirtmiştir.
Mahkememiz dosyasına Öğretim Görevlisi ………’dan rapor aldırılmış, bilirkişi düzenlediği 01/04/2022 tarihli raporunda özetle; “davalı ve davacı arasında ticari ilişki sonucu olduğunu gösteren defterler ve tanzim edilen faturalar incelendiğinde, davalı ve davacının 2015, 2016 yılında tıbbi gaz fiyatlarında artış konusunda mutabık kalındığı bilinmekle birlikte 2017 yılında %15 ve %35 artış söz konusu olmakla birlikte ortaya çıkan fiyat farkı faturasından bir Uyuşmazlık hâsıl olmuştur. Bununla birlikte davacı firmanın beli 14.01.2017 tarihli yazısında motorin fiyatı yaklaşık olarak %25-30 oranında artmakla birlikte, elektrik piyasasında makul bir artış gözlenmemekle birlikte, 2017 yılında 2016 yılına göre döviz kurunda %10 gibi bir artış seyretmekte, enflasyon oranı ise 2015-2016 yılında %8 oranından 2017 yılında %11 oranına yükselmiştir. Tüm bunlar dikkate alındığında taraflar arasında 2015-2016 yılında fiyat artışında mutabık kalındığı gerek defter gerekse faturalarda ödeme hususunda herhangi bir anlaşmazlık gözlenmemekle birlikte, 2017 yılına ilişkin fiyat artışı konusunda mutabık kalındığına dair bir veri bulunmamaktadır. Davacı firma tarafından belirtilen kalemlerde piyasada yapılan zamlar ve firmanın kendi malzemeleri ve eleman düzenlemeleri gibi şahsi giderleri de söz konusu olacak şekilde bu zamları ilk aşamada %15 gibi bir birim fiyat artışı olacak şekilde makul bir yansıtma gerçekleştirse de piyasadaki diğer firmalarla benzer bir fiyatlandırma ve zam artışı uygulamıştır. Ne var ki daha sonraki aşamada birim fiyatında yapılan %35 lik zam oranı bu kıstası aşmakla birlikte tarafları anlaşmazlığa sürüklemiştir. Yapılan piyasa araştırmaları sonucu piyasa fiyatını belirleyen hakim firmalar da yıl içerisinde 2 fiyat artışı gerçekleştirdiklerini ve bu düzeylerin yaklaşık oranlar olduğunu belirtmekte Bu nedenle yıl içerisinde yapılan birim fiyatında iki farklı zam artışı makul gözükse de özellikle firmanın bu oranları zamlarına nasıl yansıttığı konusu bilinmemektedir. Son olarak tıbbi gaz piyasasındaki firmalar belirtilen kalemlerdeki zam artışlarını satım yaptıkları birim gaz fiyatlarına yansıtmakta ve her bir kalemdeki zam oranlarının farklı yüzdelerini alarak fiyatlarına yansıtan firmalar bu durumu keyfi değil piyasa düzeyinde tutmak gerekliliğini bilmektedir. Bu noktada Davacı firmanın ilk zam artış oranı sektörel piyasa fiyatları ile benzer olsa da ikinci artış oranı bu makul durumu kısmen sektörel piyasa fiyatlarını aşmaktadır. Zira yukarıdaki tablolarda verilen piyasa kalemleri 2015 ve 2016 yılına göre 2017 yılında %20-%30 arasında artış göstermiş, Gerek firmanın piyasadaki kalemlerin zam oranlarını yansıtması gerekse teknik donanımı kaynaklı bu artış meydana geldiği varsayılmakla dosyada yer alan iddialar neticesinde ve incelenen belgeler varlığında taraflar arasında mutabık kalınmayan bir fiyat artışı olduğu da gözlenmektedir. Bu konuda kanaatimin son takdiri kısmen makul bir artış gibi gözükse de sektörel piyasadan bir nebze yüksek oranda artış olmakla birlikte tarafların mutabık kalmadığı bir fiyat artışı da olduğu gözlenmiştir.” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda bilirkişilerden heyet halinde rapor istenilmiş, bilirkişi heyeti ……… ve ……… tarafından dosyaya sunulan raporda özetle; “Mali Ek Değerlendirme Yukarıda yapılan teknik değerlendirmeden de anlaşıldığı üzere, taraflar arasında 2017 döneminde, fiyat artışlarına ilişkin herhangi bir anlaşma veya mutabakat bulunmamaktadır. Davalı taraf, ihtilafa konu 07.06.2017 tarih ……. seri sıra no.lu fiyat farkı faturasının, dayanağı olduğunu iddia ettiği, (21) adet davacı faturasının görüntülerini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde dosyaya sunmuştur. Dolayısıyla, söz konusu fiyat farkı faturasını, bu faturalardaki fiyatlara istinaden düzenlediğini beyan etmiştir. Fakat kök raporda da belirtildiği üzere, bu faturaların tarih ve seri sıra numarası bilgileri fiyat farkı faturası üzerinde yer almamaktadır. Diğer taraftan kök raporda belirtildiği üzere, ihtilafa konu fiyat farkı faturasının, davacıya tebliğ edilmesi sonrasında, davacı tarafından yasal süresi dışında davalıya iade etmiş olduğu bu bakımdan yasal süreyi aştığı tespiti yapılmıştır. Sonuç olarak rapor içerisinde verilen tüm piyasa kalemlerine ait tablolar belirli ve bilinen hakim kaynaklardan alınmış olup hesaplamalar bu tablolara göre basit bir matematik hesabı ile yüzdelik artışları verilmiştir. Esasen bu artışların fiyatlara davacı firma tarafından nasıl yansıtıldığı açık değildir ve 2017 yılı içerinde yapılan ve uyuşmazlığa sebep olan zam artışı konusunda tarafların mutabık kaldığına dair herhangi bir bilgiye dosya kapsamında rastlanmamıştır. Faturaların incelenmediği hususuna cevaben birim fiyatların raporda belirtildiği gibi davacı firma tarafından tanzim edilen faturalardan alınarak hesaplamalar bu birim fiyatlar üzerinden yapılmıştır. Bu noktada tüm faturalar, defterler incelenmiş ve eksik inceleme gibi bir husus söz konusu değildir. Tüm bu değerlendirmeler dikkate alındığında sunulan ilk rapordaki kanaatimi ve yapılan değerlendirmeleri tekrar sunar, takdiri sayın mahkemeye bırakırım. Davalı taraf, ihtilafa konu 07.06.2017 tarih …… seri sıra no.lu fiyat farkı faturasının, dayanağı olduğunu iddia ettiği (21) adet davacı faturasının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde dosyaya sunmuş olmakla birlikte, kök raporda da belirtildiği üzere, bu faturaların bilgileri fiyat farkı faturası üzerinde yer almamaktadır. 2017 döneminde, davacının uygulamış olduğu fiyatlara ilişkin, taraflar arasında bir mutabakat bulunmadığı, davalının düzenlemiş olduğu fiyat farkı faturasının da usulüne uygun ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 21.maddesi’ uyarınca zamanında düzenlenmemiş olduğu, diğer taraftan, davacının da söz konusu faturaya aynı şekilde yasal süre içerisinde itiraz etmediği ve netice olarak; Şayet, davalı tarafından usulüne uygun ve zamanında düzenlenmediği kanaatine varılan, ihtilafa konu fiyat farkı faturası sebebiyle, Sayın Mahkemeniz tarafından davacının haklı olduğuna karar verilmesi halinde, davalının 8.910,97.TL tutarında davacıya borçlu olduğu, Diğer taraftan teknik değerlendirme sonuçları ve 2017 fiyat artışları konusunda, taraflar arasında mutabakat olmadığı ve ayrıca söz konusu fiyat farkı faturasına davacının yasal süre içerisinde itiraz etmediği kanaatine göre, Sayın Mahkemeniz tarafından davalının haklı olduğuna karar verilmesi halinde ise, davalının davacıya herhangi bir borç yada alacağının olmadığını” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Dava; taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle davacı tarafından davalıya gönderilen tıbbi gaz birim fiyatlarına istinaden kesilen fatura bedelleri olan 8.979,63-TL’nin davalıdan tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Davacı taraf fiyat değişikliği sebebiyle fiyat değişikliğini faturaya yansıtmış, davalı taraf ise bu artışın fahiş olduğunu iddia ederek davacıya fiyat farkı faturası kesmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş, sektör bilirkişisinden fiyat artışının piyasa koşullarına uygunluğu hususunda rapor aldırılmıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Davacı şirket tarafından tanzim edilen 2015 yılında 58 adet 2016 yılında 59 adet 2017 yılında 22 adet faturalar ve ortalama birim fiyatlar incelenmiş; 2015 yılı için medikal oksijen birim fiyatı 1,54 lira, 2016 yılı için ortalama birim fiyatı 1,70 lira iken 2017 yılı ocak ayında 1,70 ile başlayan birim fiyatı ay sonu itibari ile 1,96 birim fiyatı ile Mayıs ayından itibaren 2,66 lira birim fiyatında bir artış söz konusu olduğu gözlenmiştir. Taraflar arasında zam artışı hususunda mutabık kalınmaya dair bir anlaşma ve ya bu konuda herhangi bir belgenin dosyada yer almadığı, 2017 yılında yapılan zam artışları sonucu taraflar arasında uyuşmazlığın meydana geldiğini, bu yıla ait herhangi bir sözleşme yada mutabık kalındığına dair belgeye dosyada rastlanmadığı tespit edilmiştir. Yine bilirkişi raporunda; davacı şirketin artış oranlarını fiyatlarına nasıl yansıttığı hususu gerek faturalardan gerekse dosyadaki belgeler kapsamında anlaşılmadığı ve bu konuda bir açıklık söz konusu olmadığı belirtilmiştir.
Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında fiyat artışı hususunda hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre anlaşma olmadığı, tarafların mutabık kaldığına dair dosya kapsamına göre sözleşme ve belgenin bulunmadığı, tıbbi gaz piyasasındaki zam artışlarının piyasa düzeyinde tutmak gerektiği, davacı tarafın ikinci artış oranının sektörel piyasa fiyatlarını aştığının tespit edildiği bu sebeple davacı tarafından yapılan birim fiyat artış oranının uygun olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 153,35TL harcın mahsubu ile bakiye 72,65TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 124,50TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.979,63TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.