Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/981 E. 2021/223 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/981 Esas
KARAR NO : 2021/223

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine 08/06/2018 düzenlene tarihli 08/07/2018 vade tarihli 20.000 TL bedelli bono takibe konu edilerek Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, müvekkilinin internette satılık ev aradığını, …… ‘e ait ev için yayınlanan ev ilanından emlakçı ile iletişime geçtiğini ve evi görmek üzere adrese gittiğini, ücret hususunda anlaşamadıklarını, akabinde farklı bir emlakçıda aynı ev ilanını gördüklerini ve 160.000 TL nakit, 20.000 TL çek vereceğini söylediğini, müvekkilinin amcasının oğlu …… ‘ın hesabından …… ‘in hesabına 4.000 TL para gönderdiklerini, akabinde tapu masrafları için elden 4.800 TL para ……’e verildiğini, 08/06/2018 tarihide ……’in müvekkilini arayarak para çekerek tapu gelmesini söylemesi üzerine, müvekkilinin 153.000 TL ve daha sonra çek vereceğinden bahisle bu çeke teminat olmak üzere imzaladığı 20.000 TL bedelli senedi alarak amcasının oğlu …… ile tapuya gittiklerini, tapu akit tablosunda müvekkiline gösterilen adres ile satımı yapılacak olan adresin ve tapu sahibinin farklı olduğunu öğrendiğini, daireye ilişkin devir teslim işlemleri gerçekleştiğini, bankaya gittiklerini, davalı …’in borcu için işlem yapıldığını söyleyince müvekkilinin tekrar bu durum karşısında ……’e dairenin…….’e ait olduğunu nasıl olur da babasının borcunu kapattığını sorduğunu ve yine vekalet ilişkisinden kaynaklı olarak bu durumun gerçekleştiği bilgisinin alındığını, müvekkilinin hileli davranışlar neticesinde …… ve … tarafından kandırılarak hataya düşürüldüğünü ve aslında en başından beri almak istediği evi aldığını düşündüğünü, evin aksine davalı …’e ait olan evi aldığını, müvekkilinin daha sonradan çek vereceğinden bahisle imzaladığı teminat olarak verilen senet, hala davalı …’de olduğunu ve müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, …’in bu durumu emniyette verdiği ifadesinde bizzat ikrar ettiğini beyan ederek, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespit edilmesini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle ödeme emrinde yazılı miktar olan 20.958,90 TL’nın %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilinnin hak ve alacaklarından satış sureyitle alacağının engellemek amacıyla tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Müvekkilinin Çorlu’da bulunan dairesinin satışı için dava dışı emlakçı ……’e vekalet verdiğini, bu kişinin de bulduğu alıcıya müvekkilinin dairesini vekaleten sattığını, dairenin satışından eksik kalan kısım için müvekkiline 20.000 TL tutarlı senet verildiğini, senedin ödenmesi için davacı borçlunun arandığını fakat ödeyeceğini söyleyerek müvekkilini oyaladığını ve icradan tahsilatı geciktirmek için söz konusu haksız ve kötü niyetli davayı açtığını, tapu kayıtlarının aleni olduğunu, müvekkilinin kendisine verilen senedi olduğu gibi hiç bir oynama ve ekleme yapmadan olduğu gibi işleme koyduğunu, senede karşı senet ile ispat gerektiğini, davacı taraf senet miktarı kadar müvekkiline eksik ödeme yaptığını beyan ederek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, davacı tarafın %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELLİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu kambiyo senedi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 29/12/2017 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Yargıtay …… Hukuk Dairesinin ….. Esas ve ……. Karar sayılı ilamı ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesinin ……. Esas ve ….. Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için, Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Kambiyo senedinden kaynaklanan davalarda Asliye Ticaret Mahkemesi görevli bulunsa da; somut olayda; davalı taraf temel ilişki olan daire satışından eksik kalan kısım için söz konusu senedin verildiğini ve satış sözleşmesinin varlığını kabul etmiştir. Buna göre, alacağın varlığı ve miktarının sözleşme hükümlerine göre irdelenmesi gerektiği, kambiyo senedinin mücerretliği ilkesi bulunsa da temel ilişkinin kabulü halinde sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiği, taraflar arasındaki ilişkinin ticari nitelikte bulunmadığı, İBAM ……. HD. …… Esas ve ……. Karar sayılı ilamı da dikkate alındığında tüketici işlemi niteliğinde de olmadığı, tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmayan taşınmazın satışına yönelik ihtilafın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/301 esas 2015/2659 karar, İBAM 37.HD 2018/484-1164 EK sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) ve bu nedenlerle davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan davanın mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-TTK’nun 4/1, 5/1 ve 19/2 maddeleri ile HMK’nun 114/1-c, 115/1-2 maddeleri gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev hususunun değerlendirilmesi (MERCİİ TAYİNİ) için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim … ¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.