Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/971 E. 2021/370 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/971 Esas
KARAR NO : 2021/370

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu ……. Tek İnş… Ltd. Şti ile temlik eden …….bank AŞ arasında genel kredi sözleşmesi akdedilmiş olup davalı …’in söz konusu sözleşmeden kaynaklanan borca kefil olduğu, davacının temlik alan konumunda olup alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile davalının %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, müvekkil hakkında banka tarafından yapılan icra takibine 2016 yılında itiraz edildiği ve takibin durduğunu, bu tarihten sonra müvekkile herhangi bir tebligat yapılmadığını, 1 yıllık itirazın iptali davası açma süresinin dolduğunu, davanın öncelikli hak düşürücü süre nedeniyle reddini talep etmekle , ekteki ortaklar kurulu kararından da anlaşılacağı üzere kredi, sözleşme tarihinden iki ay sonra 29.08.2014 tarihinde müvekkilinin, şirketteki hissesinin tamamını Beyoğlu ….. Noterliğinden düzenlenen ve davacı bankaya da bildirilen ticaret sicil gazetesinde ilan edilen kararla ……. isimli şahsa devrederek ortaklıktan ayrıldığını, müvekkilden talep edilen alacağın 2016 yılına ait olduğu, bu nedenle müvekkilin bu borçtan sorumluluğu bulunmadığı, alacaklı bankanın hisse devir tarihinden 4 yıl sonra müvekkilden hak talep etmesinin yasal olmadığını, alacaklı bankanın müvekkilin sorumluluğunun kalktığını bilmesine rağmen gerekli işlemleri yapmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Davacı vekilinin davadan feragate ilişkin beyan dilekçesi sunduğu davalı vekilinin de davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığına ilişkin beyan dilekçesi sunduğu görüldü.
HMK’nın 307. maddesinde; feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak belirtilmiştir.
HMK’nın “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de; feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Davacı vekilinin vekaletinde feragat özel yetkisinin bulunduğu, feragat karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, kesin hükmün sonuçlarını doğuran taraf işlemi olması nedeni ile davanın feragat nedeni ile reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır