Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/969 E. 2021/690 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/969 Esas
KARAR NO : 2021/690

DAVA : Alacak (Hava Taşımacılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hava Taşımacılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilİ şirketin, ……… Elektronik tarafından ….’den getirilecek ürünlerin nakliyesi bakımından birçok taşıma firmasından fiyat aldığı ve neticesinde davalı firmadan da alınan fiyat teklifine onay verildiği ve taşıma işinin davalı tarafça yapıldığı, davalı şirket tarafından müvekkil şirkete gönderilen 31.03.2020 tarihli mailde 3.960 USD/kg üzerinden taşıma işinin yapılacağı belirtildiği ve aynı gün müvekkil şirket tarafından atılan mailde 3.960 USD/kg (kg başı 3 dolar 96 cent) üzerinden teklife onay verildiğinin belirtildiği, davalı şirketin 06.04.2020 tarihinde müvekkil şirkete atılan mailde kesilecek faturaya teyit verilmesinin istenildiği, bu mailde 500 kg için 3.960 (üç bin dokuz yüz altmış dolar) denildiği, dolayısıyla kilogram başı 7,5 dolardan toplam 843 kg yükleme için 6.322,50 dolar yükleme bedeli, ……. masrafları 295 dolar ve ordino masrafı 70 dolar olmak üzere toplamda 6687,50 dolar üzerinden fatura kesileceğinin bildirildiği, müvekkil şirket tarafından tekraren davalı tarafından gönderilen fiyat teklifinin kg başı 3 dolar 96 cent üzerinden mutabık kalındığı ve bu bedel üzerinden faturanın kesilmesi gerektiğinin davalı tarafa bildirildiği, davalı tarafça yapılan yazışmalarda hatalı olarak 3.960 USD/kg fiyat teklifi verildiği, aslında fiyat teklifinin 500 kg için 3.960,00 dolar olduğu, kendilerince klavye hatası yapıldığı, müvekkil şirket tarafından yapılan bu hatadan faydalanıldığı gibi iddiaların ortaya atıldığı, ortada bir hatadan ziyade davalı tarafça, hile boyutuna varan bir kötü niyet içerisinde olunduğu, davalı şirket tarafından açıkça kötü niyetli bir tutum sergilendiğinin görülmesi üzerine yüklemenin iptal edilmesinin talep edildiği, ancak davalı tarafça yüklemenin iptal edilemeyeceği bildirildiği, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği taşınan ürünlerin teslim tarihinden itibaren 30 günlük vade ile çalışılmasının kararlaştırıldığı, ürünlerin Türkiye’ye gelmesi üzerine karşı taraftan ürünlerin teslimi istendiği ancak davalı tarafça ödeme yapılmaksızın ürünlerin teslim edilemeyeceğinin müvekkil şirkete bildirildiği, müvekkil şirket tarafından her ne kadar bu ödeme yapılmamak istenmişse de davalı tarafından ödeme yapılmadan ürünlerin teslim edilmeyeceği bildirildiği ve baskı altında ödemenin yapılmasının istendiği, müvekkil şirket tarafından; kendi müşterilerine verilen taahhütlerin yerine getirilmesi ve temerrüde düşmemek bakımından tüm def’i ve dava hakları saklı tutularak mecbur kalınarak karşı tarafa ödeme yapıldığı, gerek faturanın düzenlenmesi öncesinde gerekse de faturanın düzenlenmesinden sonra fatura bedelinin kabul edilmediğinin net bir şekilde karşı tarafa bildirildiği, davalı tarafça taşıma işinden kaynaklı olarak 09.04.2020 tarihli …….. fatura nolu 45.359,31 TL bedelli fatura tanzim edildiği, karşı tarafça keşide edilen bu faturaya noter kanalı ile itiraz edildiği, Bakırköy …. Noterliğinin 16.04.2020 tarih ……. yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiği, fazlaya ilişkin sair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, tebellüğ edilen 09.04.2020 tarih ve …….. nolu 45.359,31 TL bedelli e-faturaya yasal süresi dahilinde itiraz ederek faturayı ihtarnameme ekinde karşı tarafa iade ettiğini ve baskı altında yapılan fazlaca ödemenin 3 gün içerisinde müvekkil şirkete iade edilmesi hususunun ihtar edildiği, karşı tarafça tarafımıza gönderilen cevabi ihtarında fiyat teklifi gönderilirken hata yapıldığı, bu hatanın tarafımızca bilinmesi gerektiğinin iddia edildiği ve iadesi gerekli herhangi bir rakamın olmadığının bildirildiği, müvekkil şirket tarafından yurt dışı her taşımada birden fazla şirketten fiyat teklifi alındığı, bu taşımada da alınan fiyat tekliflerinin 5 dolar civarında verildiği ancak davalı firma tarafından daha uygun teklif verildiği için bu işin davalı firmaya verildiği, davalı şirketin ise müvekkil şirketten neredeyse kg başı 7,5 USD tahsil ettiği, davalı tarafından iddia edilen klavye hatası olmasa müvekkil şirket tarafından bu işin davalı tarafa verilmeyeceği, fiyat teklifi verilirken ordino dahil denilmiş ancak müvekkilden ordino bedeli ve …… çekim bedeli tahsil edildiği, ancak yükün müvekkil şirket tarafından çekildiği hususlarını belirterek davanın kabulü ile; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin ödeme gününden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafça verilen fiyat teklifinde hata söz konusu olup olmadığı, hangi fiyatlandırmanın makul olduğu ve dikkate alınması gerektiği, davacı tarafın faturayı iade etmekte haklı olup olmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Hava yolu kargo taşıması; gönderici (lojistik firma) ile hava yolu kargo taşıması yapan hava yolu şirketi arasında imzalanan belge ‘Hava Yolu Kargo Taşıma Senedi’ veya diğer adıyla ‘Hava Yolu Konşimentosu’ (……….) çerçevesinde yerine getirilmektedir. Hava yolu taşıma senedi (……..) bir noktadan diğerine bireysel veya kombine taşımalarda da kullanılabilmektedir. Bu sözleşmede adı geçen “söz verilen işin yapılması” cümlesi; gönderici, taşıyıcı ve alıcının haklarını da kapsamaktadır.
Alıcı sözleşme ortağı olmadığı hâlde, taşıyıcıya karşı sorumluluklarını yerine getirdiği takdirde, kargo ve hava yolu konşimentosunun kendisine verilmesi hakkına sahiptir. Hava yolu taşıma sözleşmesi gönderici (lojistik firma) ve taşıyıcı arasında imzalandığından, alıcı bu türden bir sözleşmede doğrudan yeralmamaktadır. Ancak bu taşıma sözleşmesinin yapılmasının amacı taşımanın, teslim alacak kişinin lehine başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Diğer yandan sözleşmenin tarafları (alıcı, taşıyıcı ve gönderici) birbirlerini sözleşmede belirtilen sorumlulukların dışındaki herhangi bir işle görevlendiremez. Alıcının taşıma bedelini ödemesi ancak alıcı ile gönderici arasında imzalanacak ticari sözleşmeye bağlıdır. Alıcı, gönderinin teslim alınması ile birlikte hava yolu konşimentosu kapsamındaki gönderi masraflarını üstlenir. Taşıma sözleşmesini reddetme hakkı ise sadece taşıyıcıya aittir.
Türkiye’de hava yolu kargo taşımasında gümrükleme işlemleri, uygulamada genel olarak gümrük müşavirleri tarafından yapılmaktadır. Lojistik firma bir …….. acentesi ise hava yolu taşıma şirketinin yasal temsilcisi olarak her türlü işlemi yapmaya yetkilidir. Bununla birlikte lojistik firma, taşıma şirketine ulaştırdığı her gönderi için navlun tutarı üzerinden bir hizmet bedeli almaktadır.
Somut olayda; davacı ile davalı …….’den havayolu ile getirilecek ürünlerin taşınması ile ilgili anlaşmışlardır.Yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davalı taraf bu taşımalar ile ilgili ordino dahil kilogram fiyatı 3.96 USD teklif vermiş, davacı taraf da bu teklifi kabul etmiştir. Ancak taşımanın başlaması esnasında davalı taraf fatura onayı istemiş, bu sefer ordino ve diğer masraflar hariç kilogram fiyatını 7,5 USD‘na çıkarmış, önceki fiyatta yanlışlık olduğunu belirterek taşımanın bu fiyatlarla olacağını beyan etmiştir. Davacı ise taşımanın bu fiyatlarla yapılmasının mümkün olmadığını, gerekirse taşımanın yapılmamasını talep etmiştir. Ancak, davalı taraf taşımanın başladığını ve tamamlanacağını beyan etmiş ve bu fatura bedelini talep etmiştir.
Bilindiği üzere, sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı kuşkusuzdur.
Hemen belirtmek gerekir ki, Türk Borçlar Kanununda (TBK’da) esaslı yanılma (hatanın) tanımı yapılmamış, 31. (BK 24. m.) maddede sınırlayıcı olmamak üzere örnekler gösterilmiştir. Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan yanılmanın (hatanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur.
Bu koşulların varlığı halinde yanılgıya (hataya) düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki yanılğının (hatanın) ileri sürülmesi TBK’nun 34. (BK’nun 25. m.) ve Türk Medeni Kanununun (TMK) 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Bunun yanı sıra, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK’nun 35. (BK’nun 26.) maddesinde öngörüldüğü gibi aldatmayı bilmeyen veya bilecek durumda bulunmayan ve kusursuz olan karşı tarafın menfi, gerektiğinde müspet zararının ödenmesi gerekir.
TTK’nun “Tacir olmanın hükümleri” başlıklı 18/2 maddesine göre ise; her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Somut olayda; davalı hataya düştüğünü belirtmişse de yazışma içerikleri ve davalının basiretli tacir gibi hareket etmemesi dikkate alınarak hesaplamanın ilk verilen teklif üzerinden yapılması gerektiği kanaati oluşmuştur. Buna göre bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 20.673,00TL’nin ödeme tarihi olan 09/04/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.412,17TL ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın ve 336,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.021,77TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 106,00TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı 54,40TL peşin harç, 336,00TL ıslah harcı toplamı 1.350,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır