Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/967 E. 2022/320 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/967 Esas
KARAR NO : 2022/320

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari alışverişten doğan alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine müvekkilim tarafından Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. E. Sayılı dosyası ile 222.430,38 TL(Faiz ve ferileri hariç) alacak üzerinden ilamsız icra takibi yoluna girilmiştir. Ödeme emri davalı- borçluya tebliğ edilmiş ,borçlu taraf borca faize ve fer’ilerine itiraz etmiştir. Taraflar Arabuluculuk çözüm yollunda anlaşma sağlayamamıştır. Müvekkilimin alacağı fason olarak yaptırılan dikim, tamir, ütü paket, aracılık hizmetlerinden kaynaklanan fatura ve cari hesap alacağına dayanmaktadır. Müvekkilimin davalı şirketten alacağı olan dava konusu faturalar;-04.03.2020 Tarihli 37.606,40 TL’lık Fatura, -13.03.2020 Tarihli 6.826,68 TL’lık Fatura, -13.03.2020 Tarihli 15.142,40 TL’lık Fatura -19.03.2020 Tarihli 34.777,60 TL’lık Fatura -19.03.2020 Tarihli 87.360.00 TL’lık Fatura -03.04.2020 Tarihli 19.944,36 TL’lık Fatura -15.05.2020 Tarihli 21.898,94 TL.lık Fatura(Takibi yapılan alacak 14.064,25 TL) davalı yanın, müvekkilim tarafından yapılan işlerin teslim edilmediğine dair itirazı da mevcut değildir. Davalı borçlu faize de itiraz etmiştir. Ancak taraflar arasında yapılan iş, ticari iş olduğundan dolayı faize yapılan itirazı kabul etmiyoruz.” şeklinde beyanda bulunarak davanın kabulü ile itirazın iptaline, borçlu kötü niyetle itiraz etmiş olduğundan davaya esas değerin %20sinden az olmamak üzere aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ilam vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Dava dilekçesinde iddialar asılsız, dayanaktan yoksun ve hayatın olağan akışına aykırı olup davanın reddi gerekmektedir. Müvekkil şirket müşterinin kendisinden talep ettiği modelleri kendi imalathanelerinde kesim işlemini yaptıktan sonra ürünün üretimi için sözleşme imzaladığı Tekstil Atölyeleri(Üretici) bu ürünleri fason dikimi için teslim edilen modeli kodu belli olan ürünlerin üretimi için müvekkil ile sözleşme imzalayan üreticilerden biridir. Müvekkil ile davacı 08.11.2020 tarihinde 53 maddeden oluşan Konfeksiyon Satın Alma Sözleşmesi imzalamıştır Bu sözleşme kapsamı itibariyle davacıdan Fason üretimi için konfeksiyon hizmeti alımına başlamıştır. Bu sözleşmede Temin Uyumsuzluğu, Teslimi ve Yükümlülüğü bölümünde 23.Madde ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak sözleşmeye taraf olarak Davacı(Üretici)’nin Malı Geciktirmesi davacı(üretici) tarafından üretilecek ürünün müvekkil müşterisi tarafından kabul edilmeyen hatalı ürünün tesliminde yaşanacak gecikme, nakliye bedelleri vs. ve müvekkilin müşterisinin yansıtacağı tüm zararı üreticiye ait olduğu, üretimden kaynaklı reklamasyon bedellerini ödemeyi, bu kapsamda yapılacak ödemelerdeki kesintileri kabul ve taahhüt ettiği, müvekkilin müşterisi tarafından ürünün iptal edilmesi halinde uğrayacağı maddi ve manevi zararların davacıya ait olduğu sözleşme kapsamı itibariyle açık ve sabittir. Bu nedenle davacıdan kaynaklı olan ve müvekkilin bundan dolayı uğrayacağı tüm zararların davacıya yansıtılacağını davacı sözleşme ile kabul etmiştir. Davacının sözleşme kapsamında üretimini yaptığı modeller müvekkil şirket tarafından ……… Mağazacılık Hiz. Tic. A. Ş. tarafından davacının üretim yaptığı ürünlerle ilgili müvekkile yansıtmış olduğu reklamasyon kesintilerine ilişkin e-faturalar dilekçemiz ekinde sunuyoruz. Davacı üretici tarafından üretilen ürünler Geç Teslim, Tamir, Bundan kaynaklı Geç Yükleme ,Kontrolden Geçmeyen Ürünler gibi sebeplerle müvekkil müşterisi ……… A.Ş. Tarafından kendisinden yapılmış olan bu kesintileri davacıya Reklamasyon Kesintisi olarak faturalandırılarak yansıtmış ve faturaları göndermiştir. Düzenlenen bu Reklamasyon faturalarının davacı hukuka aykırı bir şekilde iade etmiştir. Müvekkil de davacının karşı faturalarını kabul etmemiştir. Müvekkil davacı kendi aralarında uzlaşmak için 29.05.2020 tarihinde toplanmışlardır. Bu uzlaşma sonucu aynı tarihte müvekkil 26.06.2020 tarihli ……. nollu çekin davacıya verilmesi konusunda uzlaşmışlardır ve 19.06.2020 tarihinde o güne kadarki bütün cari hesap alacakları kapatılmış ve sıfırlanmıştır. Bu tarihten sonrada davacının ürettiği ürünlerde problemler çıkmış ve müvekkil müşteri tarafından reklamasyon kesintileri devam etmiş müvekkil de bunu faturalandırarak davacıya göndermeye devam etmiştir .Davacı kötü niyetle bu faturaları kabul etmemiş ve karşı fatura keserek iade etmiştir. Bu kez de faturaları müvekkil tarafından kabul edilmemiştir. Dava konusu alacaklı olduğu iddia edilen faturalar davacının müvekkile kestiği iade niteliğindeki faturalardan ibarettir. Davalının takibe dayanak olan faturalarında bazıları icra dosyasında veya dava dilekçesinde sunulan faturalar arasında mevcut değildir. Takip talebinde alacak kalemi olarak yazılan 14.064,25 -TL fatura ile ilgili icra dosyasında ve dava dilekçesinde deliller ekinde bulunmamaktadır. Aynı zamanda davacının vermiş olduğu dava dilekçesinde 03.04.2020 tarihli 19.944,36 TL tutarlı bir faturadan dolayı bir alacaktan bahsedilmiş ise de tarafımıza tebliğ edilen dava dilekçesinde ve icra dosyasında bu fatura da bulunmamaktadır. 29.05.2020 tarihinde taraflar kendi aralarındaki uzlaşma sonucunda davacıya 26.06.2020 vade tarihli …….. nolu 114.000 TL tutarlı çeki vererek taraflar kendi arasında hiçbir alacağı kalmadığı konusunda mutabık kalmıştır. Tarafların hesap ekstrelerinde bu husus sabittir. Fakat davaya konu dayanak olarak sunmuş olduğu faturaların hepsinin 29.05.2020 tarihinden önceki faturaları delil olarak sunarak alacaklı olduğunu iddia ederek açmış olduğu bu dava kötü niyetli olduklarını göstermektedir.” şeklinde beyanda bulunarak İhtiyati tedbir talebinin külliyen reddine , haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine, takipte haksız olan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalıya yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı, aralarındaki konfeksiyon hizmeti satın alma sözleşmesi kapsamında davalı tarafından reklamasyon faturası kesilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 222.430,38 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda tarafların ticari defterlerini sunduğu ve faturaların her iki taraf defterlerinde de kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi kök ve ek raporuyla davacı ve davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının cari hesap alacağının bulunduğu, faturaların her iki tarafın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre davacının 212.074,97 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre ise davacının 85.422,97 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davalı tarafından kesilen 2 nakliye faturası ve 1 nakit ödeme açıklamalı faturadan kaynaklandığı, davalı defterlerine kayıtlı 3 adet faturaya ilişkin dayanak evrak sunulmadığı gibi davalı tarafından düzenlenen 3 adet farklı faturanın da takip tarihinden sonrasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle bu faturalar hesaplama dışı bırakılarak davacı defterlerine göre asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Zira, borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı ilamı)
İşlemiş faiz talebi yönünden ise; ihtarnamenin bulunmaması ve aralarında tedarik sözleşmesi bulunmaması nedeniyle temerrüt olgusu ispatlanmadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 212.074,97 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 212.074,97-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 42.414,99-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 14.486,84TL ilam harcından peşin alınan 3.798,56TL harcın mahsubu ile bakiye 10.688,28 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL Başvuru Harcı, 3.798,56TL Peşin Harç olmak üzere toplam 3.852,96TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.258,54TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 61,45 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 59,50TL posta masrafı, olmak üzere toplam 859,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 819,48TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 23.295,24TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır