Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/96 E. 2021/633 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/96 Esas
KARAR NO : 2021/633

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/08/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin kargo hizmeti vermekte olduğunu, davalı taraftan cari hesap alacağının olduğunu, ticari ilişkiden dolayı ve taraflar arasındaki cari hesap ekstresine ve tahsilat raporuna göre davalı tarafın müvekkili şirkete 855 TL borcu olduğunu, Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davalı 03.02.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkil aleyhine İstanbul İcra Müdürlüklerinde icra takibine girişilmiş ise de; somut uyuşmazlıkta Ankara İcra Müdürlükleri yetkili olduğunu, müvekkil tarafından 18.10.2017 tarihinde …… no.lu fatura ile dava dışı …… Teks.San.Tic.Ltd.Şti.’ ye sevk edilen ürünlerin davacı …… Kargo tarafından kaybedildiğini, anılan ürünlerin davacı şirketin kusurlu hareketi sebebiyle müvekkili şirket müşterisi olan alıcıya teslim edilemediğini, ekte sunulan …… sayılı faturada da açıkça görüleceği şekilde, davacının kusurlu hareketi sonucunda müvekkilinin 1.068.68-TL tutarında ürünü müşterisine teslim edemediğini, zarara uğradığını, davacı firma tarafından müvekkili şirket ürünlerinin nereye nasıl teslim edildiğinin belli olmadığını, bu durum sonrası davacı ….. Kargo ile yapılan görüşmeler neticesinde davacının kusurunu kabul ettiğini, müvekkile …… Kargo A.Ş adına zayi olan ürün faturasının kesmesini, kesilen bu tutar kadar cari hesaptan düşülerek mahsuplaşma yapılacağını belirttiğini, bu doğrultuda davacıya yine ekte olan muvafakatname ve ibraname imzalanarak teslim edildiğini davacı tarafından 1068,68-TL tutarındaki faturaya istinaden ancak 855 TL ödenmesi kabul edilmiş olup; daha sonra davacının bu işlemi dahi sonuçlandırmadığını, bunun üzerine Ankara …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bu dosyaya ilişkin olarak alacak davası açılıp birleştirme talep edileceğini, davacı firma yetkilisi tarafından müvekkile “Hasar Tazmin Müdürlüğümüz ile yaptığımız görüşmede muvafakatname verilmediğinden dolayı hasar işleminin sonuçlanmadığını öğrendik. Buna istinaden muvafakatname vermeniz durumunda bekleyen bakiyeniz hasar faturasına istinaden mahsup yapılarak kapatılabilir.” şeklinde belirterek muvafakatname verilmesi gerektiğini, bu şekilde mahsup yapılacağını belirttiğini, işbu dilekçe ekinde de görülebileceği üzere, müvekkili tarafından muvafakatname verilmiş olup; bu durum dahi davacının bahsi geçen mahsubu yapmasını sağlamadığını, müvekkilin 213 TL alacaklı konumda olduğunu, müvekkil aleyhine haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddi ile davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmayan bir kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında cari hesap alacağı nedeniyle uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy…… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 855-TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde yetki, borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 6. Maddesi gereğince kural olarak her dava açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, mahkemece resen icra dairesinin yetkisizliği gözetemeyeceği için, borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. TBK’nun 89/1 maddesinde açıkça “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” dendiği, bu kapsamda davacının yerleşim yerinin de yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı defterlerine göre davacının 855 TL alacağının olduğu, davalı defterlerine göre ise davalının borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Ticari defterler arasındaki farkın ise davalı tarafından kesilen “zayi ürün bedeli” açıklamalı 855 TL tutarındaki faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak faturada teslim eden ve teslim alan imzalarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı ilamı)
Somut olayda, faturaların davacıya teslim edildiği, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu, davacı tarafça faturaya itiraz edilmeyerek fatura içeriğinin kabul edildiği anlaşılmıştır.Davalı tarafından davacıya keşide edilen söz konusu 08.06.2018 tarihli irsaliyeli faturada teslim eden bilgilerinde imza olduğu, teslim alan bilgilerinde ise davacı şirket kaşesinin ve imzanın bulunduğu, faturanın davacıya ibraz edildiği, bu nedenle mahkememizce; fatura kapsamında davacının alacaklı olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuşsa da davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından bu talebin reddine karar verilmiştir.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Davacı tarafa yemin metni sunmak için süre verilmişse de yemin deliline başvurulmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davacı taraf harçtan muaf olduğu için bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 855,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır