Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/957 E. 2021/977 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/957 Esas
KARAR NO : 2021/977

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı taraf arasındaki ticari ilişkilerden kaynaklı borçlara teminat olarak, müvekkilinin maliki bulunduğu; Küçükçekmece ….. mahalle mevkiindeki …….. pafta …….. parsel sayılı, arsada 80/800 hisseye tekabül eden 7 nolu mesken ile aynı mevkide …… pafta ……… parsel sayılı arsada 100/800 hisseye tekabül eden 6 nolu mesken ve aynı taşınmazda 110/800 hisseye isabet eden 9 nolu meskenler üzerinde, Küçükçekmece …….. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 07.06.2001 tarih ……. yevmiye nolu resmi senedi ile davalı ……… Tekstil lehine olmak üzere 27.5.2001 tarihli Mersin yüklemeli …… nolu ve …….. nolu konşimento ile yüklemesi yapılan iki konteyner malın karşılığı olan toplam 28 ton 283 kg kumaş türü malın bedelinin teminatına karşılık teşkil etmek üzere birinci derecede 30 gün süre ile 80.000 TL karşılığı ……… Tekstil AŞ lehine üst sınır ipoteği tesis edildiğini, davalı şirketin, bu ipoteklerin paraya çevrilmesi için Kahramanmaraş …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin iptali talepli dava açıldığını ve takibin iptaline karar verildiğini, ancak takibin iptali davası devam ederken, icra dosyasında ipotekli taşınmazların satışının yapıldığını, müvekkilinin davalıya borcunu ödemiş olmasına rağmen davalı şirketin ipoteğinin devam ettiğini, müvekkili davacının davalı şirketle olan ticari ilişkisinden kaynaklı teminatının üst sınır ipoteği olduğu ve ipoteğin 80.000-TL bedel ile sınırlandırılmış olduğunun sabit olduğunu belirterek, müvekkiline ait İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, …….. Bölge, ….., ……. pafta, …….. parsel, 80/800 arsa paylı, 7 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki haksız ve konusuz kalan ipoteğin fekkine, müvekkilinin borcundan fazlaca alınmış olan 24.513,66-TL’nin ödeme gününden itibaren işlemiş olan faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin fazladan tahsilat yapmadığını, müvekkil şirketin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı takipte fazladan tahsilat yapmadığını, davacının fazla tahsilat yapıldığı iddiasını ispat ile yükümlü olduğunu, ipoteğin terkini talebine ilişkin olarak ise davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ipoteğin fekki ve istirdat istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Dava konusu uyuşmazlıkta mahkememizce yapılan araştırma neticesinde davacı tarafın tacir olmadığı anlaşılmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte olmadığı, bu durumda ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/12/2021

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……….
¸e-imzalıdır