Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/951 E. 2022/360 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/951
KARAR NO : 2022/360

DAVA : Konkordatodan Kaynaklı Çekişmeli Alacak
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Konkordatodan Kaynaklı Çekişmeli Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …….. bank A. Ş. vekilinin 22.12.2020 tarihli dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı banka arasında 17.05.2017 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davalı firmaya kredi kullandırıldığı, davalı firmanın borcunu ödememesi üzerine davacı banka tarafından borçlu ve kefiline gönderilen Üsküdar ,……. Noterliğinin 18.01.2019 tarih ve …….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesaplarının kat edildiğinin bildirildiği, ancak borçlu firma tarafından kredi borcunun ödenmediği, bununla birlikte davalı tarafından 10.01.2019 tarihinde Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……… E. Sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunulmuş olup, davacı banka adına 06.02.2019 tarihinde davaya müdahil olunduğu, banka tarafından 01.10.2019 tarihinde 136.862,22 TL tutarında alacak kaydı yapılması üzerine davalı firmanın alacak kaydına itiraz ettiği ve kaydı yapılan alacak tutarının 82.097,02 TL tutarındaki kısmın kabul edildiğine dair 29.01.2020 tarihli Komiser Heyeti Tutanağının taraflarına tebliğ edildiği, Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sundukları 21.02.2020 tarihli itirazları doğrultusunda Komiser Heyetinden çekişmeli alacaklar hakkında rapor hazırlanmasının istendiği, adı geçen mahkemenin 29.04.2020 tarihli çekişmeli alacaklara ilişkin ara kararında alacak miktarının 86.625,02TL olarak tespit edildiği ve konkordato nisabına bu meblağ üzerinden katılmalarına karar verildiği, 28.04.2020 tarihli Komiser Heyeti Raporu incelendiğinde ilgili raporun hatalı hazırlandığı, alacak bakiyeleri ve ayrıntılarına yer verilmediği, anapara ve faiz miktarının ayrı ayrı hesaplanmadığının görüleceği, ayrıca davacı bankanın mühlet tarihinden sonraki dönem için faiz talep edemeyeceğinin belirtildiği, bu hususun hukuki dayanağının bulunmadığı, alacaklarının kesin mühlet tarihi olan 19.06.2019 tarihi itibarı ile 136.862,22TL olarak kabulünün hukuki zorunluluk olduğu, İflas Kanunun ilgili maddelerinin sarih olduğu, İİK m.294/3 uyarınca mühlet tarihine kadar faiz işlemesi devam edeceğinden davacı bankanın mühlet tarihi olan 19.06.2019 tarihi itibarı ile kesinleşmiş 136.862,22TL nakit alacağının bulunduğu, Konkordato Komiseri Heyeti tarafından herhangi bir araştırma yapılmadan salt konkordato talep eden firma yetkilisinin beyanı ile rapor oluşturulmasının ve davalı firma hakkında konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme tarafından iş bu raporun kabul edilmesinin davacı banka alacağını fahiş olarak azalttığı ifade edilerek; imzalandığı, işbu sözleşme çekişmeli hale gelen banka alacağının tespiti, konkordato nisabına kabul edilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 10.02.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin incelendiğinde davacı talebinin tek dayanağının özetle konkordato komiserliğince hazırlanan raporda yer alan geçici mühlet tarihinden sonraki dönem için faiz talep edilemeyeceği beyanının hukuki dayanağının bulunmadığı ve faiz işlemesinin kesin mühlet tarihinden itibaren duracağı iddialarının olduğunun anlaşıldığı, 288 ve 294. Maddelerde açık olan yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirildiğinde geçici mühlet kararının verilmesi ile birlikte rehinle temin edilmiş alacaklar dışındaki her türlü alacak yönünden faiz işlemesinin duracağının anlaşıldığı, somut olayda Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……… Esas sayılı dosya kapsamında davalı hakkında 23.01.2019 tarihinde geçici mühlet kararı verilmekle rehin ile teminat altına alınmamış davacı alacağı yönünden 23.01.2019 tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceği, anılan konkordato dosyasında hazırlanan konkordato projesine esas komiserlik raporunda tüm bu hususların açıkça belirtilerek, yasal düzenlemeye uygun olarak davacı alacağının hesaplandığı ve proje kapsamında nazara alındığı, dolayısı ile davacının aksi yönde iddialarının mesnetsiz olduğu ifade edilerek; davanın reddi, tüm yargılama gideri, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya Bankacı bilirkişi ……….’ye tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 25/05/2021 tarihli raporunda; “Davacı bankanın genel kabul görmüş uygulamalar çerçevesinde 23.01.2019 geçici mühlet tarihine kadar faiz işletilmesi esasına göre alacağının Konkordato Komiserliği tarafından kabul edilen miktar ile sınırlı olduğunu, mahkeme aksi kanaati taşıması halinde davacı bankanın 19.06.2019 kesin mühlet tarihi itibarı ile; Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre tespit edilen temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre alacağının 94.414,20TL, sözleşme hükümlerine göre tespit edilen temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre alacağının 106.299,12TL olduğunu” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Tarafların itiraz ve beyanları doğrultusunda Bankacı bilirkişi ………’den ek rapor aldırılmış, bilirkişi düzenlemiş olduğu 16/10/2021 tarihli ek raporunda; “Davacı bankanın genel kabul görmüş uygulamalar çerçevesinde 23.01.2019 GEÇİCİ MÜHLET TARİHİNE kadar faiz işletilmesi esasına göre alacağının Konkordato Komiserliği tarafından kabul edilen miktar olan 82.097,02TL ile sınırlı olduğu, Mahkeme aksi kanaati taşıması halinde davacı bankanın 19.06.2019 KESİN MÜHLET TARİHİ itibarı ile; Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre tespit edilen temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre alacağının 94.414,20TL olduğu, sözleşme hükümlerine göre tespit edilen %60 temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre alacağının 106.299,12TL olduğu, davacının bilirkişi raporuna itirazı çerçevesinde talep edilen 9690 temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın alacağının 116.942,87TL olduğunu” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Dava konkordatodan kaynaklı çekişmeli alacak davasıdır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ……. Hukuk Dairesi’nin ……. esas, …….. karar sayılı ilamında; ” İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur. İİK 294/3 maddesi ise “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, konkordato talep eden davacının projesinde faize dair herhangi bir kabulünün ve gerek geçici mühlet gerekse konkordato tasdik projesinde kesin mühlet kararlarında faize yönelik herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla yukarıda anılan kanun maddeleri gereğince 294/3.maddede öngörülen kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi 288.madde gereğince geçici mühleti de kapsayacağından konkortadoya tabi borçların geçici mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağı gözetilerek (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16/02/2021 tarih 2021/1389 Esas ve 2021/275 Karar sayılı; 23/06/2021 tarih 2021/2089 Esas ve 2021/2943 Karar sayılı emsal ilamları) ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ” denmektedir.
Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; konkordato projesinde faizin öngörülmediği, davacı alacağının rehinli alacaklardan olmadığı, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda 23.01.2019 geçici mühlet tarihine kadar faiz işletilmesi esasına göre alacağının Konkordato Komiserliği tarafından kabul edilen miktar ile sınırlı olduğunun belirtildiği, bu sebeple Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……… E sayılı dosyasında konkordato komiserliğince hesaplanan alacak kaydının uygun olduğu, konkortadoya tabi borçların geçici mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağı gözetilerek davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekiline yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022
Katip ………
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.