Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/943 E. 2022/252 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/943 Esas
KARAR NO : 2022/252

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Büyükçekmece ……. AHM’ye sunulan 26/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… takip sayılı dosyası ile faizli bakiye olmak üzere cari hesaba dayalı 2.012.659,57-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığını, müvekkiliyle davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı tarafın alacağına dayanak yapmış olduğu cari hesapla bir ilgilerinin olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin icra takip dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; müvekkilinin önceden iyi niyetli olarak davacı taraf yetkilileri ile organik ve hukuki bağı ile akrabalık ilişkisi bulunan ……. LTD ŞTİ unvanlı şirkete mal tedariki etmiş, vermiş olduğu hizmetten dolayı kendisine belli oranda ücret ödendiğini, bilahare davacı taraf ile ilişkili olan ……. LTD ŞTİ tarafından borcun davacı tarafa devredildiğini, bu yönde müvekkili nezdinde güven oluşturulduğunu, dolayısıyla davacı tarafa devredilen ve davacının ödemesi gereken borçla ilgili icra takibi yaptıklarını, müvekkilinin alacaklı olduğunu, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece ……. AHM ….. esas 2020/477 karar sayılı ilamıyla davanın TTK 4.md kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyayı mahkememize göndermiş, yargılamaya mahkememizin …… esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
HMK 31 ve 144/1 maddesi kapsamında beyanına başvurulan davalı … 22/09/2021 tarihli oturumdaki beyanında özetle; “ben halen Antalya ili Kumluca ilçesi …… Beldesinde yaş sebze ve meyve komisyoncularından mal tedarik edip davacı gibi yaş meyve ve sebze satan kişilere mal satarım. Bu kapsamda 2018 yılından itibaren davacı şirket ile kardeş şirket olan …….’ya mal vermeye başladım. 29/04/2019 tarihine kadar ……. ünvanlı firmaya mal verdim. Vermiş olduğum malın bedelini söz konusu firmadan alamadım. 29/04/2019 tarihi itibariyle …….’dan 2.317.638-TL alacağım bulunmaktaydı. Alacağım ödenmeyince ……. şirketi yetkilileri …. , babası …… , kardeşi ……. ile bir araya geldik. Kendileri bana sattıkları malın bedelini kendilerinin de tahsil edemediğini, bu nedenle 30/04/2019 tarihi itibariyle artık malların davacı ……. LTD ŞTİ üzerinden gönderilmesini ve önceki borcun da virman olarak söz konusu şirkete devrettiklerini bana ifade etmişlerdir. Bildiğim kadarıyla ……. LTD ŞTİ’nin sahipleri de ……. soyadlı kişiler olması gerekir. Piyasada genelde güven üzerine ticaret yapıldığı için ben ……. yetkililerine……. LTD ŞTİ ile ilgili ödemenin yapılması yönünde her iki şirketin imzalayıp kaşeleyeceği bir belge alma ihtiyacı duymadım. Her iki şirketin muhasebecisi de aynı kişi olduğu için ……. firması alacağımı davacı şirketten alınması yönünde bana imzasız cari hesap belgesi vermiştir. Borcun …… ‘nin hangi nedenle üstlendiği konusunda benim bilgim yoktur. Ancak aynı kardeş şirketi oldukları için ve aynı binada faaliyette bulunduklarından dolayı ben kendilerinin sözlü beyanlarına itibar ettim” ve davacı şirketten icra takibine konu alacak miktarı kadar alacağı bulunduğunu ifade etmiştir.
22/09/2021 tarihli oturumda HMK 31 ve 144/1 maddesi kapsamında beyanına başvurulan davacı şirket temsilcisi …… özetle; “davacı şirketin sahibi eşim olan ……’dir. Ben şirketin ortağı olmaksızın müdürüyüm. …’ın yukarıda beyanında geçen ….. soyadlı şahıslardan ……. abim, diğerleri de abimin çocukları olan yeğenlerimdir. ……. şirketi abim olan …… ‘in oğluna aittir. Ancak her iki şirkette farklı tüzel kişiliğe sahiptir. Her iki şirketin muhasebecisi kesinlikle farklıdır. Temsilcisi olduğum davacı şirketin muhasebesi İstanbul’da tutulmaktadır. Davacı şirketin … ile hiçbir tarihte ticari ilişkisi olmamıştır. Eğer ticari ilişkisi olsaydı ticari kayıt ve defterlerde bu husus tespit edilirdi. …….’nın borcunu temsilcisi olduğum şirket tarafından üstlenilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Her ne kadar davalı tarafa ……. adına 10.000-TL ödeme de bulunulmuş ise de söz konusu ödeme ……. şirketinin talimatı doğrultusunda ve kendisinin borcuna karşılık ödenmiştir. Yoksa söz konusu ödeme davalı ile aramızda olduğu iddia edilen ticari ilişkiye ilişkin değildir. Dolayısıyla davalı tarafa şirketimizin herhangi bir borcu yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi …… vasıtasıyla yapılan inceleme sonucunda bilirkişi tarafından düzenlenen 31/05/2021 tarihli raporda özetle; davacı tarafın ticari defterleri kapsamında davalıyla herhangi bir ticari ilişkisinin bulunduğunun tespit edilemediğini, bu bağlamda davacı tarafın borcu olmadığını; davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi …… vasıtasıyla yaptırılan incelemede düzenlenen 15/06/2021 havale tarihli raporda; davalı tarafın yasal defterleri üzerinde yapılan incelemede davacı şirket ile ilgili herhangi bir kayda rastlanmadığı, ancak davalı tarafından sunulan hesap ekstresine göre davacı taraftan 2.066.080-TL alacaklı bulunduğunu teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davasında alacağın varlığını davalı tarafın ispatlaması gerektiği, 22/09/2021 tarihli oturumda beyanına başvurulan davalı …; 29/04/2019 tarihi itibariyle dava dışı ……. unvanlı şirketten 2.317.638-TL alacağı bulunduğunu, alacağı ödenmeyince ……. şirketi yetkilileri 30/04/2019 tarihi itibariyle artık malların davacı ……. LTD ŞTİ üzerinden gönderilmesini ve önceki borcun da virman olarak davacı şirketi devrettiklerini, her iki şirketin ortaklarının akraba olmaları nedeniyle güvene dayalı ticaret yaptıklarını, ……. şirketine ait borcun davacı şirket tarafından ödeneceğine ilişkin herhangi bir belgenin düzenlenmediğini beyan etmiş, bu bağlamda davacı şirketin, dava dışı ……. şirketine ait borcun davalıya ödeneceğine ilişkin herhangi bir yazılı taahhüdü bulunmadığı tüm dosya kapsamıyla sabittir.
Davalı tarafa ait ispat külfeti kapsamında davalının aynı zamanda yemin deliline dayanmış olması nedeniyle yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 29/12/2021 tarihli dilekçesinde yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini beyan etmiş, böylece davacı tarafa yemin teklif edilmemiştir.

Her ne kadar davalı vekili 02/03/2022 tarihli oturumda tahkikata devam edilmeyecek ise mahkeme heyetini ayrı ayrı reddetmiş ise de; HMK 41/1-b ve c maddeleri gereğince ret talebi geri çevrilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın alacağına dayanak yapmış olduğu 28/06/2019 tarihli cari hesap ekstresinde davacı şirketin herhangi bir kabul yönünde kaşe ve imzasının bulunmadığı, duruşmada dinlenen davalı asil beyanında, dava dışı ……. şirketinden olan alacağının şirket yetkililerinin beyanına göre davacı şirkete devredildiğinden bahisle icra takibi yaptıklarını, borcun davacı tarafından üstlenildiğine ilişkin dosyaya yazılı bir delil sunulmadığı, bu bağlamda ispat külfeti kendisine düşen davalının alacağın varlığını kanıtlayamadığı ve bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, davacı tarafın borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin ise koşulları oluşmaması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, davacının, Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası yönünden davalı tarafa BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmaması nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 137.484,73-TL ilam harcından peşin alınan 34.416,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 103.068,33-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 35.966,80-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 34.422,80-TL, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti: 1.544-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 100.053,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.