Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/913 E. 2022/221 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/913
KARAR NO : 20
aştıklarını, davalıya kısmi ödemeler yapıldığı, bakiye kalan ödemeler içinde 2 adet çek keşide edildiğini, müvekkilinin maddi sıkıntılar çektiğinden çekleri vadesinde ödeyemediğini, davalıya çekleri ancak taksitler halinde ödeyebileceğini beyan etmesi üzerine davalının talebi üzerine iyi niyet kuralları gereğince borç ödendiğinde iade alınmak üzere teminat olarak 28.06.2018 tarih 35.300 TL.bedelli, 28.07.2018 tarih 37.600 TL.bedelli, 28.08.2018 tarih 38.750TL.bedelli olmak üzere toplam 111.650,00TL bedelli senet düzenlediğini, Satıcı davalı karşılıksız çıkan çekleri Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyasından müvekkilimin kız kardeşi ……… aleyhine takibe konu etmiş ve borçludan icra taahhüdü alarak dosya borcunu yasal faiz ve masrafları ile birlikte tahsil ettiğini, satıcı davalı borç ödendikten sonra iade etmesi gereken ve teminat senedi olarak almış olduğu müvekkilimin sahsına ait senetleri de yine kötü niyetli olarak Bakırköy ……… İcra Müdürlüğünün ………. Esas sayılı dosyasından müvekkilim aleyhine takibe konu etmiş ve tahsil etmeye çalıştığını, bu senetler karşılığında davalıya hiç bir borcu bulunmadığını belirterek davalıya borçlu göründüğümüz yukarıda belli işbu senetlere mukabil borçlu bulunmadığımızın menfi tespit yolu ile tesbiti ve hükümsüzlükleri tüm neticeleri ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu senetlerin teminat olarak verildiğine dair iddiaların hiçbiri gerçeği yansıtmadığını, senetler alacaklı olduğumuzu ispat etmekte olup, davacı tarafın senetlerin karşılığının ödendiğini yazılı delillerle ispat etme külfeti bulunduğunu, davacı tarafından ikame edilen dava soyut ve farazi açıklamalar ile menfi tespit talebinde bulunduğunu, borçlu olmadığına, senetlerin teminat olarak verildiğine ilişkin dosyaya her hangi bir yazılı delil de sunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas (…….. Esas) sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yaptığı, davacı tarafın iş bu takip dosyalarına yönelik menfi tespit davası açtığı anlaşılmıştır.
Dava menfi tespit davasıdır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi; menfi tespit davasını, bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemini içermeyip, konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan dava olarak tanımlamıştır.
Araç satım sözleşmesinin ……… ve …….. arasında düzenlendiği, davalıya bu satışa ilişkin teminat senedi olarak verildiği iddia olunan bono borçlusunun ………. , alacaklısının ………. olduğu anlaşılmıştır.
Menfi tespit davasında borçlu icra takibine süresinde itiraz etmediği ve takibin kesinleşmesi halinde borcunun bulunmadığını bu dava türü ile ileri sürebilir. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonolardan kaynaklanan alacaklarda ispat yükü borçlu bulunmadığını iddia eden davacı borçluya düşer. Bono ödeme vaadinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir, sebepten mücerrettir. Senet aslı üzerinde yapılan incelemesinde teminat senedi olarak verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, yine senedin teminat senedi olarak verildiğine dair başkaca sözleşme veya belgenin dosya içerisinde olmadığı, teminat senedi verilme sebebi olarak araç satım sözleşmesinin tarafı ile senetlerin borçlusunun farklı olması durumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davaya konu senedin davalıya teminat senedi olarak verildiği ispatlanamamıştır. Bu sebeple davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkememizce ihtiyati tedbir kararının uygulanmadığı, dolayısıyla davalı alacaklının alacağına geç kavuşması durumu söz konusu olmadığı hususları göz önünde bulundurularak, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 1.906,71TL harcın mahsubu ile bakiye 1.826,01TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.556,75TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.