Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/892 E. 2021/750 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/892 Esas
KARAR NO : 2021/750

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Ticaret Sicil Gazetesi’nde 14.04.2015 tarihinde tescil edildiğini, uzun yıllardan itibaren ……. İLAÇLAMA TEMİZLİK PEYZAJ İNŞ. VE …. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. unvanı ile faaliyet göstermekte olduğunu, farklı bir unvanla kurulan davalının 2020 yılında, müvekkil ile iltibas oluşturacak derecede ticaret unvanında değişikliğe gitmiş olması nedeniyle, haksız rekabetin önlenmesi ve davalının ticaret sicilinden terkini için işbu davayı açtıklarını, davalı şirketin 18.11.2014 tarihinde “……. Yapı San. ve Tic. A.Ş.” unvanı ile kurulduğunu, 23.03.2020 tarihinde unvan değişikliğine giderek, unvanını “……. Yapı Sanayi ve Tic. A.Ş.’den “….. Sağlık A.Ş.’ye dönüştürdüğünü, söz konusu unvanın müvekkili şirketin unvanı ile birebir iltibas oluşturacak derecede benzer olduğunun sabit olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketin 6102 Türk Ticaret Kanunu’nundan doğan haklarına tecavüz ettiğini, müvekkili şirketin, kurulduğu günden itibaren aynı unvan adı altında faaliyet göstermekte olup, söz konusu unvanın gerçek hak sahibinin müvekkili şirket olduğunu beyanla; davanın kabulü ile haksız rekabetin önlenmesini, davalının Ticaret Sicilinden terkinini, bu taleplerin reddi halinde ise ……. ibaresinin davalının Ticaret Sicilinden terkinini, masrafın davalıdan alınarak mahkeme kararının en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tescilli markasının “…….” olduğunu, bu unvanın davacının ticaret unvanı veya tescilli markası ile iltibasa yol açacak hiçbir özelliğinin olmadığını, davalı şirket tarafından ……. değil “…….” ibaresi –vektör kontrol teknikleri- anlamını taşımak üzere düşünülerek ticaret unvanı değişikliği yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; haksız rekabetin tespiti, men’i ve kaydın ticaret sicilinden terkini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı şirketin kullanmış olduğu, ……. unvanının davacı şirkete ait ticaret unvanı ile benzerlik göstermesi nedeniyle haksız rekabet bulunup bulunmadığı, haksız rekabet bulunuyor ise haksız rekabete konu unvanın Ticaret Sicil’den silinmesini gerektirir koşulların bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, davacı şirketin “……. İlaçlama Temizlik Peyzaj İnş. ve Ajans San. ve Tic. Ltd. Şti.” unvanı ile 14/05/2015 tarihinde ticaret sicile tescil edildiği, davalı şirketin ise 18/11/2014 tarihinde “…… İmar Yapı San. ve Tic. A.Ş.” unvanı ile kurulduğu, 23/03/2020 tarihinde unvan değişikliğine giderek unvanını “……. Sağlık A.Ş’ye dönüştürdüğü, her iki şirketin faaliyet alanlarının birbirine çok yakın olduğu(temizlik-ilaçlama işleri, haşere ilaçlama hizmeti işleri, böcek, kemirgen ve diğer zararlıların imhası ve haşere kontrol faaliyetleri…) anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 52. maddesinde;
” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü mevcuttur.
İltibas kavramı, üretici firmaların veya üretilen mal veya hizmetlerin sahip oldukları ad ve işaretlerin birbirleriyle karıştırılarak ayırt etme işlevlerini doğru şekilde gerçekleştirememeleri tehlikesidir (Prof. Dr. Mehmet Emin Bilge tarafından 28/11/2014 tarihli 1.Fikri Mülkiyet Hukuku Uluslarası Sempozyum Tebliğinde Sunulan Makale). İltibas tehlikesi, görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubun toplumsal düzeyi ve durumu, …, esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telafuz, anlam ve biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktıkları izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26/02/2016 tarih ve 2014/11-627 Esas 2016/180 Karar).
Unvan terkini için, ibaredeki benzerlik yanında iştigal alanları da aynı veya benzer olması gerekir. Bununla birlikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/02/2020 tarih ve 2019/1319 Esas 2020/1319 Karar sayılı kararında da; 6102 sayılı TTK’nın 52. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre, ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibinin bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebileceği, yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde, ek yapılacağı belirtilmiştir. (Ankara BAM 21 HD 2020/216 E., 2020/1216 K. Sayılı ilamı)
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 18/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…dava konusu olayda davacının ticaret unvanı ile davalının ticaret unvanı arasında vasat dikkat, zeka ve bilgi seviyesindeki müşteriler nezdinde karıştırılma ihtimali yaratabilecek bir benzerlik bulunduğu…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Mahkememizce iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ticaret sicilde tescil edildiği tarihten sonraki bir tarih olan 23/03/2020 tarihinde davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalı şirketin ticaret unvanında değişiklik yaptığı, TTK 52. maddesi kapsamında öngörülen korumada tüzel kişi ticaret unvanlarının ülke çapında değerlendirilmesi gerektiği, korunacak gerçek kişi veya tüzel kişi unvanının sonraki tarihli unvan sahibine karşı kullanılabilmesinin zararın varlığı koşuluna bağlı olmadığı, her iki unvanın aynı konuda faliyet gösteren şirketler yönünden iltibas oluşturmaya açık olduğu, ayırt edilmesinin kolay olmadığı, bu itibara davalının unvanında bulunan ……. ibaresinin müşteri nezdinde karışıklığa sebebiyet vereceği, davacının ticaret unvanına tecavüz sayılması gerektiği ve haksız rekabet oluşturacağı, bunun 3. kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunduğu ve bu kullanımın TTK’nın 52 .maddesinde tanımlandığı gibi ticari dürüstlüğe aykırı olduğu, bu nedenle ……. ibaresinin terkini gerektiği anlaşıldığıdan davacının davasının kabulü ile davalının ticaret ünvanındaki “…….” ibaresinin haksız rekabet oluşturacak şekilde dürüstlüğe aykırı kullanıldığının tespiti ile davalının ticaret ünvanındaki “…….” ibaresinin ticaret sicilden terkinine, davalı şirketin ticaret sicilden terkinine ilişkin davacı talebinin, her ne kadar davalı şirketin davacı şirkete yönelik haksız rekabet içeren eyleminin varlığı tespit edilmiş ise de, haksız rekabet halinde haksız rekabete uğrayanın hakları TTK’nın 52. maddesinde düzenlenmiş olup, şirketin ticaret sicilinden terkininin bu haklar arasında sayılmadığı, bu durumda davacının bu isteminin yerinde olmadığı anlaşılmakla reddine karar vermek gerekmiş, netice itibariyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİ ile,
Davalı şirketin davacı şirkete yönelik haksız rekabet eyleminin TESPİTİNE VE MENİNE,
Davacı vekilinin davalı şirketin ticaret sicilinden terkinine yönelik talebin REDDİ ile davalı şirket unvanında yer alan ” …….” ibaresinin davalı şirketin ticaret sicilinden TERKİNİNE,
Masrafı davalı tarafından karşılanmak kaydı ile mahkememiz kararının en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30-TL ilam harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 2.100-TL bilirkişi ücreti, 81,50-TL posta masrafı, 54,40-TL başvuru harcı, 54,40-TL peşin harç ücreti olmak üzere toplam 2.290,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.800-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
04/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır