Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/870 E. 2022/387 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/870 Esas
KARAR NO : 2022/387

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;”……müvekkili ile davalı arasında mutabık olunan satış sözleşmesi ile müvekkilinin, davalı borçluya 27 adet yönlendirme tabelası satmayı taahhüt ettiğini, davalı borçlunun ise buna karşılık 94.400,00-TL ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin bu alışveriş karşılığında 01/06/2020 tarihli 36.580,00-TL ve 20/07/2020 tarihli 57.820,00-TL’lik iki adet e-imzalı e-arşiv faturasını düzenlediğini ve muhataba e-posta yolu ile gönderdiğini tüm bunlarla birlikte aynı zamanda tacir sıfatını haiz olan davalının 01/06/2020 ve 20/07/2020 tarihli faturalara kendisine tesliminden itibaren 8 gün içinde itiraz etmediğini ve TTK 21/2 md. uyarınca faturaların kabul edilmiş olduğu anlamına geldiğini, davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazda da taraflar arasındaki satış sözleşmesine itirazda bulunmadığını, sözleşmenin ifasına ilişkin itirazda bulunduğunu, müvekkili tarafından eksiksiz olarak ifa edilen sözleşme gereği hak ettiği alacağına kavuşması için davalı tarafından yapılan kötü niyetli itirazın iptalinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin arz ve talep edildiği…” görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;“…müvekkili şirket ile davacı …… Reklam Pazarlama San.ve Tic.Ltd.Şti arasında 01/04/2020 tarihinde imzalanan sözleşmenin bir satış sözleşmesi olmadığını, 01/04/2020 tarihli sözleşme ile davacı …… Reklam Pazarlama San. ve Tic.Ltd.Şti.nin …… Hastanesine sözleşme ekinde yer alana şartnamede belirtilen şekilde tabela üreterek ilgili alana montajlama işini ve yine sözleşmenin ekinde yer alan şartnamede belirtilen şekilde ……. Belediyesinin talep etmiş olduğu şekillerde aydınlatma ürünleri üretimi yaparak uygulamasını gerçekleştirme işini üstlendiğini, söz konusu sözleşme ile müvekkili şirketin ise yukarıda yer alan işler için ayrıca 71.000,00+KDV ödemeyi üstlendiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde iddia ettiği gibi sözleşme konusu edimini henüz ifa etmediğini, nitekim 09/09/2020 tarihinde müvekkili tarafından davacı şirkete Eyüp Sultan …. Noterliği’ nin …… yevmiye numarası ile ihtarname keşide edilerek sözleşme konusu edimlerin hala gerçekleştirilmediğini, taraflar arasında akdedilen 01/04/2020 tarihli sözleşmenin 6.maddesi gereği gecikme cezası bedeli ve sözleşmeye uygun olarak ifasını üstlendiği edimlerin yerine getirilmesinin talep edildiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacı tarafın edimlerini yerine getirdiği düşünülse dahi borcun henüz muaccel olmadığını, sözleşmenin 3.maddesi gereği işverenin uygun göreceği oranda ve zamanda muaccel hale geleceğini, davacı tarafın sözleşme konusu edimlerinin bir kısmını geç ve hatalı ifa ettiğini, bir kısmını ise ifa etmediğini, davacı tarafın faturalarına itiraz edilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 20/07/2020 tarihli 57.820,00-TL’lik faturaya ilişkin olarak müekkili şirketin 23/07/2020 tarihinde “sözleşme kapsamında işler tam ve eksiksiz olarak ve zamanında teslim alınmamıştır” açıklaması ile davacı tarafa iade faturası kesildiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamındaki edimlerini layıkıyla ifa ettiği düşünülse dahi sözleşmede açıkça görüleceği üzere hakedişin 83.780,00TL KDV dahil olduğunu, davacı alacağı henüz muaccel hale gelmemesine rağmen müvekkili tarafından iyi niyetli olarak 13/04/2020 tarihinde 7.500,00-TL, 20/04/2020 tarihinde 2.500,00-TL, 13/05/2020 tarihinde 3.500,00-TL, 28/05/2020 tarihinde 3.500,00-TL 01/06/2020 tarihinde 3.500,00-TL olmak üzere toplam 20.500,00-TL ödediğini ve davacının sözleşme konusu edimlerini layıkıyla ifa ettiği ve alacağın muaccel hale geldiği varsayımından hareketle dahi müvekkilinin 83.780,00-20.500=63.280,00-TL borcu olmasına rağmen müvekkili şirket aleyhine 94.400,06-TL tutarında icra takibi başlatılmasının tamamen kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesinin arz ve talep edildiği…” görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında …… Hastanesi tabela üretim montaj işi ve ……. Belediyesi Özel Tasarım …… , ….. aydınlatma ürünleri üretimi ve uygulaması işi kapsamında davacının alacağının bulunup bulunmadığı, borcun muaccel hale gelip gelmediği, edimlerin ifa edilip edilmediği, fatura karşılığı davalının borcu olup olmadığı, iade faturası düzenlenip düzenlenmediği, geç ve hatalı ifanın bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Küçükçekmece …..İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 94.400,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada keşif yapılarak ve ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak bilirkişilerden rapor alınmıştır. Davacı şirket kayıtlarına göre toplam, 70.200,00-TL tutarlı işe karşılık, davalı tarafından 13.500,00-tl ödeme yapıldığının kayıt altına alındığı, davacı tarafından, davalı şirkete hitaben dava konusu iş ile ilgili 01/06/2020 tarihli 36.580,00-TL ve 20/07/2020 tarihli 57.820,00-TL’lik olmak üzere, iki adet e-imzalı e-arşiv faturasını düzenlediği, esasen bu faturalar nedeni ile davalı şirketin toplam 94.400,00-TL borçlandırıldığı, davacı tarafından 01/06/2020 tarihli 36.580,00-TL ve 20/07/2020 tarihli 57.820,00-TL’lik olmak üzere, iki adet e-imzalı e-arşiv faturası ile toplam 94.400,00-TL borçlandırma yapılmasına karşılık, davacı tarafından toplam 13.500,00-TL tahsil edildiği beyan edilmişse de, toplam tahsilatın 20.500,00-TL olduğu, davalı tarafından yapılan toplam 7.000,00-TL’lik ödemenin muhasebe kaydının davacı şirket tarafından sehven unutulmuş olduğu,(28/05/2020 tarihinde 3.500,00-TL 01/06/2020 tarihinde 3.500,00-TL’lik davalıdan yapılan tahsilatlar), Davacı şirketin faturalar ile yaptığı toplam 94.400,00-TL’lik borçlandırmaya karşılık yapmış olduğu toplam 20.500,00-TL’lik tahsilat sonrası davalıdan hesaben 73.900,00-TL alacaklı olması gerektiği, ancak taraflar arasında yapılan sözleşme gereği, sözleşmede açıkça görüleceği üzere hak edişin 83.780,00TL KDV dahil olduğu ve bu nedenle borç /alacak ilişkisine mahsus hesaplamanın 83.780,00-TL’den 20.500,00-TL’nin mahsubu şeklinde yapılması gerektiği, buna göre; davacının 83.780,00 – 20.500,00=63.280,00-TL hesaben alacaklı olduğu sonucuna varılması gerektiği, teknik bilirkişi tarafından yerinde yapılan inceleme ve tespitlerde yapılan işin özellikleri, birim tutarlar üzerinden yapılan toplam işin hesaplanmasının, ticari defterler içeriğinden yapılan hesaben inceleme ve tespitler ile karşılaştırılarak, gerçekleşen iş miktarı ve tutarı 94.282,00-TL olarak tespit ve hesap edilmiştir. Davacı tarafından, davalı şirkete fatura edilen tutar 94.400,00-TL olup sonuç hesaplamasına esas alınması gereken tutar dava tarihi itibariyle 94.282,00-TL olup, bu tutardan davalı tarafından ödenenen 20.500,00-TL’nin mahsubu ile davalı şirketin dava tarihi itibariyle 73.782,00-tl borçlu olduğu tespiti ve hesabı yapılmıştır.
İtirazlar üzerine ve davalı defterleri arasındaki farkın tespiti nedeniyle ek rapor alınmış olup ek raporda;Davalı şirketin ticari defterinde, davacı şirketin 320-Satıcılar Hesabının … Reklam Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. alt hesap kodunda/adında kayıt altına alındığı, davacı …… Reklam Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti. tarafından, dava konusu iş kapsamında düzenlenen toplam 94.400,06-TL’lik faturaların borçlandırmalarının yapıldığı, davalı tarafından toplam 17.000,00-TL ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin davacı şirket tarafından düzenlenen fatura tutarı 94.400,06-TL’den mahsubu ile 77.400,06-TL davacı şirketin alacağı kaldığı, davacı şirketin alacağı olarak 77.400,06-TL kalmasını takiben, davalı şirket tarafından, dava konusu iş ile ilgili “sözleşme kapsamında tam ve eksiksiz olarak zamanında teslim alınmamıştır” açıklamalı” 57.820,00-TL’lik iade faturası düzenlenerek, davacı şirketin 77.400,06-TL’lik alacağından mahsup yapılarak davacı şirket alacağının 19.580,06-TL olarak kayıt altına alındığı, dava dosyası içeriğinde; davalı tarafından yapılan ödemlere ilişkin dekontların toplamının 20.500,00-TL olduğu, bu nedenle, her ne kadar davalı şirket kayıtlarında, davacı şirkete yapılan ödemeler toplamı 17.000,00-TL olarak kayıt altına alınmışsa da yapılan tespitlerde ödemeler toplamının 20.500,00-TL olduğu dikkate alınarak hesaplama/ mahsup yapılması gerektiği tespit edilmiştir.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yaranına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan “irade özgürlüğü” “sözleşme serbestisi” ve “sözleşmeye bağlılık” ilkelerinden sapma tehlikesi ortaya çıkar. Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir. Somut olayda tarafların sözleşmeye bağlılık ve irade serbestisi içerisinde sözleşme düzenledikleri değerlendirilmiştir. Buna göre hakediş bedelinden yapılan 20.500,00 TL ödemenin mahsubu sonucunda sözleşmeye bağlılık ilkesi kapsamında alacağın 63.280,00 TL olduğu değerlendirilmekle ve bilirkişi raporu hükme esas alınmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 63.280,00 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 63.280,00-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 12.656,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 4.322,65TL ilam harcından peşin alınan 1.055,16TL harcın mahsubu ile bakiye 3.267,49TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL Başvuru Harcı, 1.055,16TL Peşin Harç olmak üzere toplam 1.109,56TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 884,84TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 435,16 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 101,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.901,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.274,64TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.026,40TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.668,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır