Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/863 E. 2022/326 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/863 Esas
KARAR NO : 2022/326

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 24/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 26/10/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davalının teslim etmiş olduğu malzemelerdeki eksik ve ayıp nedeniyle taraflar bir araya gelerek ihtilafı çözmek amacıyla 23/05/2017 tarihli sözleşme imzaladıklarını, düzenlenen sözleşmeye göre davalı şirket müvekkilinin 84.551,10-ABD Doları alacağı bulunduğunu açıkça kabul ettiği, iş bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunun doğru olduğunu, ancak müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, zira davacı tarafın ayıplı ürün olarak ileri sürdüğü hususların ayıp olarak değerlendirilemeyeceğini, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine 23/05/2017 tarihli sözleşmeye istinaden 84.551-Dolar üzerinden icra takibi yaptığı ve davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu 04/06/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini icra takibindeki alacak miktarı kapsamında ıslah etmiş ve ıslah harcını da yatırmış olması nedeniyle ıslah talebi kapsamında değerlendirme yapılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında mevcut ticari ilişki nedeniyle davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen emtianın hatalı olması nedeniyle yapılan iskonto kapsamında taraflar bir araya gelerek ve taraflarca inkar edilmeyen 23/05/2017 tarihli sözleşmenin düzenlendiği, söz konusu sözleşmede davalı taraf, davacı şirketin alacağının 84.551,10-USD Doları olduğunu açıkça kabul ettiği, icra takibine konu edilen sözleşmenin tarafların serbest iradeleriyle düzenlendiği dikkate alınarak sözleşmede belirlenen alacak üzerinden yapılan icra takibine yönelik itirazın haksız olduğu dikkate alınarak davacının davasının kabulü ile takibin aynı alacak üzerinden devamına, likit olan alacağa yapılan itiraz nedeniyle davacı lehine hükmedilen alacağın TL karşılığında %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş; iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM …… HD ……. EK sayılı ilamıyla; “davacı tarafından sunulan delil dilekçesinde taraf defterlerine dayanıldığı gibi HMK’nın 222/1 ve TTK’nın 83. maddeleri uyarınca, ticari defterlerin resen dahi incelenmesine karar verilebilir. Davalı tarafından süresinde cevap dilekçesi verilmediği açıksa da, davalı taraf, borcunun yeni ürün teslimi şeklindeki ödeme ile sona erdiğini, ayıplı ürünlerin satış gerçekleştiğinde parası ödenmek üzere davacıda bırakıldığını ileri sürmüştür. Ödeme def’i bir hakkın sona ermesine neden olacak nitelikte bir def i olduğundan her zaman ileri sürülebileceği gibi bu konuda ibraz edilen deliller incelenmeksizin yargılama sonlandırılması da mümkün değildir. Kaldı ki sözleşmede, bedeli 55.551.09 USD olarak belirlenen hatalı ürünlerin davacıda bırakıldığı, satış gerçekleştiğinde parasının ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalının bu yönde savunması olmasa dahi sözleşmedeki bu hükme göre hatalı ürünlerin davacıda olduğu anlaşıldığından, bu ürünlerin davalıya iade edilip edilmediği veya satılıp satılmadığı araştırılmaksızın, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verilecek şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Diğer taraftan ticari uyuşmazlıklarda, her iki tacirin ticari defterlerinin birlikte incelenerek tarafların borç alacak ilişkilerini ne şekilde düzenlediklerinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açığa çıkarılması gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince, bu yasal prosedüre uyulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, taraflara ticari defter ve belgelerini sunması için usulüne uygun şekilde ihtarat yapılarak sunulması halinde taraf şirket ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme neticesinde; davalının, davacıya yeni ürün verilerek borcun 28.608.09 USD lik kısmının ödendiği yönündeki savunması ve buna ilişkin delilleri toplanarak taraflar arasındaki 23/05/2017 tarihli sözleşmeye göre, davacı nezdinde kalan hatalı ürünlerin satılıp satılmadığı veya ne kadarının satıldığı yahut davalıya iade edilip edilmediği belirlenip davacının alacaklı olup olmadığı hususlarını açıklığı kavuşturacak şekilde konusunda uzman bilirkişiden alınacak taraf ve yargı denetimine elverişli bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığı” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
İBAM kaldırma kararı kapsamında davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosya bilirkişi …….’a tevdi edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 06/09/2021 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre ayıplı ürünlerin davacı tarafta kaldığı, yasal defterlerde yer almamakla birlikte davalı şirket yetkililerinin beyanına göre ihracat bedelinin tenzilinden sonra davalı tarafın 22.799,57-USD alacaklı olduğu, ancak bu hususun davalının yasal defterlerinde tespit edilemediğini teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen 23/05/2017 tarihli sözleşmeye göre davalı tarafın davacıya 84.551,10-USD borcunun bulunduğu, iş bu belgedeki borç miktarının davalı tarafından kabul edildiği, sözleşmeye göre davacı tarafta bırakılan hatalı ürünlerin bedelinin söz konusu ürünlerin satılması halinde ödeneceğinin açıkça belirtildiği, davacı tarafta kalan hatalı ürünlerin satıldığına ilişkin davalı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, bu bağlamda söz konusu ürünler yönünden davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin de söz konusu olamayacağı, davalının kendi yasal defterlerinde dahi davacı tarafın alacağının ödendiği veya kendilerinin alacaklı olduğu hususunun sabit olmadığı, bilirkişinin raporunda belirtmiş olduğu davalı alacağının yasal defterlerde kayıtlı olmayıp şirket yetkililerinin beyanına göre ifade edildiği, sonuç itibariyle davacı tarafın 23/05/2017 tarihli sözleşmede yer alan alacak miktarı kadar alacağının bulunduğu, iş bu alacağın varlığının davalı tarafından kabul edildiği, kabul edilen alacağın ödendiği hususunun davalı tarafından ispatlanması gerektiği, davalı tarafın söz konusu borcu ödediğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafın davasının kabulü ile icra takibine yönelik itirazın iptaline, likit olan alacağa yapılan itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, davalının, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynı alacak üzerinden devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
2-Hükmedilen 303.013-TL alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 60.602-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 20.699,00-TL ilam harcından peşin alınan 321.01-TL + 4.292,23-TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye 16.085,76-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 5.632,09-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 357,01-TL, ıslah harcı:4.292,23-TL, tebligat-posta gideri:982,85-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 29.661,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.