Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/860 E. 2023/95 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/860 Esas
KARAR NO : 2023/95

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 01/11/2017 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile olan ticari ilişkisinden kaynaklı 4 adet fatura bedeli alacağı olan 7.994,91-USD’nin ödenmemesi üzerine Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe vaki itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %20’i icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğine rağmen davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi, Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamı… vs.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 12.12.2017 tarihinde 4 adet navlun faturasına dayalı olarak düzenlenen fatura ve işlemiş faizinin tahsili amacı ile toplam; 7.994,91USD’nin tahsili amacı ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 16.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 18.10.2017 tarihinde yapılması üzerine takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İtiraz dilekçesinde işin ayıplı olması ve mutabakat bulunmaması nedeni ile borcun tamamına itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; “Mahkememizce yapılan ön incelemede taşıma hizmetinin verilip verilmediği noktasında uyuşmazlık bulunduğu belirlenerek davacı vekiline 12.04.2018 tarihli oturumda tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde taşıma hizmetinin verildiğinin belirlenmesi amacı ile bilirkişi incelemesi kararı verilmiş olup, bilirkişi için ödenecek avans belirlenmiştir. Davada taşıma hizmetinin verilip/ verilmediğinin verilmiş ise ücreti hak kazanıp kazanılmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması zorunlu olup, davacı tarafça sadece fatura sunulmuş olup, faturanın tebliğine ve yükün teslimine ilişkin hiçbir belge dilekçelerin teatisi aşamasında sunulmadığı gibi, HMK.140. Maddesi gereğince ön inceleme duruşmasında verilen süre içerisinde sunulmamıştır. Mahkememizce bilirkişi avansı belirlenip sonuçlarıda hatırlatılarak avansın yatırılmaması halinde mevcut şekli ile karar verileceği davacı vekiline ihtar edilmiş olup, 12.04.2018 tarihli oturumdan 26.06.2018 tarihli oturuma kadar bilirkişi avansının yatırılmadığı anlaşılmıştır. HMK.324. Maddesi gereğince taraflardan her birinin ikame ettiği delil için mahkemece verilen süre içerisinde delil avansına ödemesi aksi halde sunulu delilin ikamesinde vazgeçilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen bilirkişi avansının yatırlaması nedeni ile bilirkişi incelemesinin yapılamaması nedeni ile bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı, teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile belirtilen hesaplamanın mahkememizce de yapılamayacağı anlaşılmıştır.” gerekçesiyle davacının kanıtlanamayan davasının reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.
İşbu hüküm İBAM …. HD. … Esas ve …. Karar sayılı ilamıyla kesin sürenin usule uygun olmaması nedeniyle kaldırılmıştır.
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yeniden bilirkişi incelemesine yönelik ara karar oluşturulmuş ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacı tarafça dosyaya ticari defter ve belge ibraz edilmemiş ve dosyada yazılı taşıma sözleşmesi de bulunmamaktadır. Bilirkişi, 4 adet taşıma faturasına itibar edilmesi halinde davacının 7.896 USD alacaklı olabileceğini belirtmiştir.
Faturaya dayanak taşıma senetlerinin sunulması için davacı tarafa süre verilmişse de sadece davacı imzasını içeren borç ödeme taahhüdü ve ibra sözleşmesi ile faturaların sunulduğu görülmüştür. BA/BS bildirimleri yönünden de dava konusu faturalara ilişkin olup olmadığı tespit edilememiştir. Alınan bilirkişi ek raporunda da bu hususta tespit yapılamamıştır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı ilamı)
Somut olayda, davacı tarafça ticari defter ve belge sunulmadığı, taşıma senetlerinin dosyada bulunmadığı, ek raporda belirtildiği gibi, beyan edilen faturanın 2017 yılı 6-7-8 aylara ilişkin faturalar olup olmadığı yönünde tespit yapılamadığı, faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu, yemin deliline de başvurulmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 179,90TL ilam harcından peşin alınan 517,87TL harcın mahsubu ile bakiye 337,97 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır