Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/825 E. 2021/611 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/825 Esas
KARAR NO : 2021/611

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;ekte sunulan sözleşme ve evraklar incelendiğinde; teslimat belirli bir vade öngörülmüş olduğunu hatta taahhüt edildiği ve müvekkilin uyarılarına rağmen satın alınan ürünlerin sürekli olarak eksik yanlış yahut hasarlı geldiği, bu süreç devam ederken davacının mağdur edildiği, misafirhane olarak planlanmış taşınmaza satın alınan ürünler yerleştirilemediği için ticari iş anlamında da zorluklar yaşandığını, öte yandan, bu süreçte ikame ürün alma zorunluluğu hasıl olması, ekonominin mevcut durumundan kaynaklı olarak daha yüksek fiyatlara bu ürünleri almak zorunda kalacak olan davacının zararı da söz konusu olduğunu, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi ile müvekkilin zararı ve peşin olarak ödenen bedelde yapılması gereken indirim miktarı tam olarak tespit edilebileceği, izah edilen sebeplere istinaden, satıcının temerrüde düşmesi sebebiyle ödenilen peşin ücretin teslimi gerçekleşmeyen mallar oranında indirimine ve tespit edilecek miktarın davacıya iadesine; mobilya fiyatlarının artışı ve ikame ürün alınma zorunluluğu oluştuğundan oluşan zararın tazminine; yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında satıcının temerrütü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik ve ayıplı ifanın söz konusu olup olmadığı, davacının edimini yerine getirip getirmediği, buna göre davacının bedelde indirim seçimlik hakkını kullanıp kullanamayacağı ve zararın tazmini talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Satış sözleşmesi, satıcının zilyetlik ve mülkiyet devri karşılığında, alıcının uygun bir bedel ödemeyi kararlaştırdıkları sözleşme türüdür.
Satıcının temerrüdü ile ilgili düzenlemeyi içeren TBK 212. Maddesi “Satıcının temerrüdü halinde borçlunun temerrüdüne ilişkin genel hükümler uygulanır” demek suretiyle TBK 125. Maddesine atıfta bulunmuştur. Borçlunun temerrüdü halinde alıcının ne tür seçimlik haklara sahip olduğu anılan maddede tek tek sıralanmıştır. Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK 125. (eski BK 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir.
Davacı taraf satıcının temerrüde düşmesi sebebiyle ödenilen peşin ücretin teslimi gerçekleşmeyen mallar oranında indirimine ve tespit edilecek miktarın davacıya iadesine; mobilya fiyatlarının artışı ve ikame ürün alınma zorunluluğu nedeniyle oluşan zararın tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının taleplerine göre ürünlerde ayıp olup olmadığı, bedelde indirim seçimlik hakkını kullanıp kullanamayacağı ve zarar miktarının tespiti açısından mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ancak defter incelemesine gelen olmadığı gibi davacı tarafça süresi içerisinde bilirkişi ücreti de yatırılmamıştır.
HMK.324. Maddesi gereğince taraflardan her birinin ikame ettiği delil için mahkemece verilen süre içerisinde delil avansını ödemesi, aksi halde sunulu delilin ikamesinde vazgeçilmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Mahkememizce verilen kesin süreye rağmen bilirkişi avansının yatırılmadığı, bilirkişi incelemesinin yapılamaması nedeni ile bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı, teknik bilgi gerektirmesi nedeni ile belirtilen hesaplamanın mahkememizce de yapılamayacağı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 85,39TL harcın mahsubu ile bakiye 26,09TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır