Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/815 E. 2021/610 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/815 Esas
KARAR NO : 2021/610

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;……Davalının keşidecisi olduğu ……. A.Ş …… Şubesi …………… no’lu hesaptan keşide edilen …………. no’lu 27/07/2019 vade ve 5.140,00-TL bedelli çekin ciro yolu ile müvekkiline geçtiğini, müvekkilin elinde iken rızası hilafına kaybolan çek ile ilgili Bakırköy ………Asliye Ticaret Mahkemesinin ………. ve ……..sayılı kararı ile zayi nedeniyle çekin iptaline karar verildiğini, zayi nedeniyle iptal edilen çek keşidecisi davalının müvekkili ile whatsapp üzerinden yaptığı görüşmede/yazışmada davalının borcunu kabul ettiğini ve ödeyeceğini beyan ettiğini, ancak buna rağmen ödememesi üzerine davalı hakkında Bakırköy ………İcra Müdürlüğünün ……. E.dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının icra takibine haksız ve hukuka aykırı itirazı ile takibinin durdurulduğunu, …….. Arabuluculuk Bürosunun ……….. no’lu dosyasında da uzlaşmanın mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle; haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesinin arz ve talep edildiği…” görülmüştür.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin ………….. .ltd.şti.’nin eline nasıl ve nereden geçtiğinin taraflarınca bilinmediğini, aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığından bir borç oluşmasının da söz konusu olmadığını, çek keşidecisi ……… tarafından ………… Ltd.Şti.adına düzenlenen çekin kargo yolu ile ilgili firmaya gönderildiğini, ilgili firmanın çekin kendilerine ulaşmadığını belirterek ödeme talep etmeleri üzerine 20/12/2019 tarihinde diğer borç bakiyeleri ile birlikte 8.071,00-TL ………… Ltd.Şti.’ne havale yapıldığını, açıklanan nedenlerle; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin arz ve talep edildiği…” görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının keşideci olduğu ……. A.Ş ………… Şubesi 27/07/2019 Vade ve 5.140,00TL bedelli çekin iptaline karar verilmesi üzerine çek nedeniyle alacaklı olduğunu iddia edilen davacı tarafından başlatılan icra takibine itirazın iptali konusunda davacının haklı olup olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, çekin ticari defterlerde ne şekilde işlem gördüğü, davalı tarafından çek karşılığı 8.071,00TL havale işlemi yapılıp yapılmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 5.140,00-TL asıl alacak ve 272,49TL işlemiş faizin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiştir.
HMK’nın 6. Maddesi gereğince kural olarak her dava açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, mahkemece resen icra dairesinin yetkisizliği gözetemeyeceği için, borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir. TBK’nun 89/1 maddesinde açıkça “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” dendiği, bu kapsamda davacının yerleşim yerinin mahkememiz yargı çevresi içerisinde bulunduğu, buna göre mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davacı şirketin, çek keşidecisi davalı ……. ile ticari ilişkide bulunduğuna ilişkin ticari defter içeriklerinden kayıt olmadığı, dava konusu çekin, davacı şirketin ticari ilişkide bulunduğu ……. San.veTic.Ltd.Şti.inden tahsilat aracı olarak alındığı, tahsilat aracı olarak alınan, dava konusu edilen ………. no’lu 27/07/2019 vade ve 5.140.00-TL bedelli çekin 30/05/2019 tarihinde davacı şirket ticari defterleri içeriğinde, ………… kodlu hesapta kayıt tahsilat aracı olarak kayıt altına alındığı, davalı … tarafından, dava konusu çekin ……… Ltd.Şti.adına düzenlendiği ancak çekin kargo yolu ile ilgili firmaya gönderilen çekin, ilgili firmanın çekin kendilerine ulaşmadığını belirtmesi üzerine, 20/12/2019 tarihinde diğer borç bakiyeleri ile birlikte 8.071,00-TL ………… Ltd.Şti.’ne havale yapıldığını ve böylece çek bedelini ödediğine ilişkin yapılan incelemede; çek keşide tarihinin (vadesinin) 27/07/2019 olduğu ve davalı tarafından sözü edilen ödemenin çek keşide tarihinden yaklaşık 5(beş) ay sonrasına tekabül ettiği, davalı tarafından dava dosyası içeriğine sunulan gerek 20/12/2019 tarihli “hesaba eft” dekontu ile yapılan 8.071,00-TL’lik ödeme açıklamasında gerekse dava dosyası içeriğindeki ……….. Hesap Ekstresi ayrıntısında dava konusu çek ile ilgili açıklamanın yer alamadığı, oysa 8.071,00-TL’lik ödeme içeriğinde olduğu iddia edilen çek tutarı 5.140,00-TL’nin kaybolan bir çek tutarı olarak önemli yer tuttuğu en azından bu nedenle ödeme dekontu ve banka ekstresi ayrıntısında belirtilmesi gerektiği, davalının çekin lehdarı dava dışı ………… Ltd.Şti. ile ticari ilişkisine dair cari hesap ekstresini dava dosyasına sunmadığı, kaybolmasına karşın bu firmaya çek bedelini ödediği iddiasının ancak davalı ve ……….. Ltd.Şti. kayıtları ile karşılaştırmalı inceleme neticesinde doğrulanabileceği, bu nedenle davalının kaybolan çek bedelini ……….. Ltd.Şti.’ne ödediğine ilişkin iddiasının davalı tarafından ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay……. Hukuk Dairesinin ………. Esas ve ………. Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; Borçlar Kanunu’nun 457 (TBK’nun 555) ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK. 9.6.2004 tarih, 2004/4–362 E. 2004/347 K.). Somut olayda, bu yasal karine karşısında davalı taraf, davacı tarafa yapılan havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu, çek nedeniyle ödendiğini kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Diğer bir ifadeyle, havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğü yine davalı tarafa aittir.

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; toplam alacağın 5.412,49 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy ……..İcra Müdürlüğü’nün …………. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 5.140,00-TL asıl alacak ve 272,49TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.412,49-TL üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 1.082,49-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 369,72TL ilam harcından peşin alınan 65,38TL harcın mahsubu ile bakiye 304,34TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 150,10TL posta masrafı,54,40TL başvuru harcı, 65,38TL peşin harç, olmak üzere toplam 1.069,88TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır