Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/777 E. 2022/945 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/777
KARAR NO : 2022/945

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı …” ın, davacı şirkette 10 yılı aşkın süre çalıştığını, 16.03.2020 tarihinde sözleşmesinin feshedildiğini. Fesih sebebinin, üstlendiği görev doğrultusunda bölgesi dışında ziyaretler gerçekleştirmesi, bu gerçekleştirilen ziyaretlerin aynı sektördeki firmanın binasının olduğunu, davalının savunmasında aynı sektördeki firmaya gitmediğini belirttiğini, ancak bölgesi dışına çıkarak ziyaret gerçekleştirdiğini kabul ettiğini, meye çağırıldığında şirket yönetimindeki kişilere tehdit ve hareketlerde bulunduğunu, davalı aynı sektördeki ……. Proje Tasarım Sağlık Hiz. San ve Tic. Ltd Şti.’nde sigortalı gösterildiğini, her ne kadar bu şirkette sigortalı görünse de ….. Kutu San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına bölgede çalışma yürüttüğünü, davacı müşterilerinden, davacının planlama, satış ve pazarlama sırlarını kullanarak sipariş aldığını ve ürün satışı gerçekleştirdiğini, bu müşterilerin davalı, davacı şirketten ayrıldıktan sonra davacı ile bazılarının tamamen bazılarının ciddi boyutta ticaretlerini durdurduklarını ve …… Ltd. Şti. ile ticarete başladıklarının tespit edildiğini, davalının, sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini beyan etmiştir. Netice talep olarak; davalının sır saklama yükümlülüğünü ihlal ederek diğer davalılarla birlikte gerçekleştirmiş oldukları haksız fiil nedeniyle doğan zararın şimdilik 10.000,00TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalının, 17.05.2007-16.03.2020 tarihleri arasında davacı şirkette pazarlama satış temsilcisi olarak çalıştığını, davacı tarafından 10.03.2020 tarihinde davalının ……. Ambalaj San. Ve Tic. A.Ş. ‘ne gittiğinin tespiti ile işyerinden savunmasının talep edildiğini, davacı tarafından davalının savunmasına itibar edilmeyerek sulh ve ibra protokolü başlıklı sözleşmesinin imzalanması halinde iş akdinin feshedileceği ve tazminatının kendisine ödeneceğini artık kendisi ile çalışılmayacağının belirtildiğini, davalı sözleşmeyi incelediğinde sözleşmenin kendisini artık sektörde çalışamaz hale getireceği ve işsiz bırakacağı görüldüğünü ve sözleşmeyi imzalamadığını, davalının iş akdi sonlandıktan sonra yeni bir firmada işe başladığını, yeni başladığı firmada aynı işi yaparak pazarlamacı olarak çalıştığını, davalıya satışa konu ürünlerle ilgili alt ve üst sınır verildiğini, satılan ürünün fiyatını belirleme yetkisinin davalıda olmadığını, bu nedenle davalının ürün fiyatına etki ederek rekabet yapmasının ya da davacıyı zarara uğratmasının söz konusu olmadığını, davacının müşteri portföyü olarak sunduğu şirketlerin aslında pazarlamacıların kendi müşteri portföyü olduğunu, çoğu zaman pazarlamacının işyeri dej ine bağlı olarak müşterilerin de yer değiştirdiğini, buna engel olunmasının hukuken mümkün olmadığını beyan ederek somut bir tespite dayanmayan davanın reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……’nın Mahkememize Sunduğu 02.12.2020 Tarihli Cevabında; Davalı … *ın kendi adlarına çalıştığı iddiasını kabul etmediklerini, kendilerinde sigortalı olmadığını beyan etmiştir. Netice ve talep olarak; davanın reddini, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya bilirkişi Hesap bilirkişisi ……., SMM ….. ve Sektör bilirkişisi …..’a tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 26/05/2022 tarihli raporunda özetle: ” Mali yönden; – Davacının, 2020 döneminde, bir önceki 2019 dönemine göre 968 oranında azalış gösterdiği, fakat, 2021 döneminde ise bir önceki 2020 dönemine göre üç kat arttığı, miktar yönünden yapılan inceleme neticesinde ise, 2020 döneminde bir önceki 2019 dönemine göre yaklaşık 1,5 kat düşüş gösterdiği, fakat 2021 döneminde ise, 2020 dönemi satış miktarına göre yaklaşık 1,5 kat artarak yeniden 2019 değerlerine döndüğü tespit edilmiştir. Davalı ……. Projenin davaya konu müşterilere yapmış olduğu herhangi bir satışa rastlanmamıştır. Diğer davalı …… 2019 döneminde, yalnızca ……. firmasına 92.944,07TL tutarında satış yapıldığı, 2020 yılında, davaya konu tüm firmalara toplam 2.632.723,18TL tutarında satış yapıldığı ve 2021 döneminde de 8.927.041,50TL tutarında toplam satış yapıldığı tespit edildiği, Sektör yönünden; Davacı, davalı ve dava dışı şirketler, faaliyetleri ile ……. ambalaj sektörüne hizmet etmektedir. Üretilen ürünler incelendiğinde, şirketlerin birbirlerine benzer işler yapmakta olduğu, Davalı …’ın Planlama, Satış ve Pazarlama bölümlerinde çalışmış olması nedeniyle; işin yapılma tekniğini iyi tanıyan ve dolayısıyla da davacı firmanın iş sırlarını öğrenen bir kişi konumundadır. Davalı …… ‘ın davalı veya dava dışı şirketlere hizmet ettiği sayın mahkemeniz tarafından kabul görürse, davalı …’ın davacı şirket ticari sırlarını paylaştığı, Davacı lehine delil olma kuvvetine sahip olup olmadığı konusunda nihai kararın Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, İş mevzuatından kaynaklanan nitelikli hesaplama yönünden; davacı ile eski işçisi olan davalı … arasında, TBK 444 maddesindeki şartları taşıyan rekabet yasağı sözleşmesi olduğu yönünde tarafların iddia ve beyanları mevcut olmadığı gibi davacının rekabet yasağına ilişkin bir talebinin de mevcut olmadığı, davacının eski işçisi olan …” ın, başka bir işyerinde çalışması sebebiyle TBK 444 vd. maddelerinde düzenlenen rekabet yasağı dışında, davacının (marka, patent, faydalı model, usul, ve sair) üretim ve iş sırlarına ilişkin sır saklama yükümlülüğünü ihlal edip etmediğine ve neticesinde davacının zarara uğrayıp uğramadığına ilişkin nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir.
Dava; davacı şirkette pazarlama satış temsilcisi olarak çalışan davalının işten ayrıldıktan sonra davacı tarafın müşterilerinden, davacının planlama, satış ve pazarlama sırlarını kullanarak sipariş alması ve ürün satışı gerçekleştirmesi ve davalının sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmesi sebebiyle haksız fiil sebebiyle uğradıkları zararın tazmini talebidir.
Ticari sır kavramının en önemli unsuru “toplumun bilgisi dahilinde olmama veya ilgili alanda rakip firmalarca bilinmeme şartının olduğu” dur. Bu kapsamda “bir ticari işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, özellikle rakipleri tarafından öğrenilmesi halinde zarar görme ihtimali bulunan ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken, işletme ve şirketin ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için büyük önemi bulunan; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, mali, iktisadi, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, imalatın teknik özellikleri fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, Pazar payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları izne tabi veya tabi olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin veya bu gibi belgeleri” olarak ifade edilebilir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davacı Şirket ….. Ambalaj Sanayi ve Ticaret A.Ş. İşletmesinin Faaliyet Alanları; firmada, …. kutu gibi işler talep edilen ebat ve kalitelerde üretilmektedir.
Davalı Şirket, …… Kutu San. ve Tic. Ltd. Şti. İşletmesinin Faaliyet Alanları; firmada ……, oluklu mukavva, tek dalga, çift dalga, triplex, koli gibi işler talep edilen ebat ve kalitelerde üretilmektedir. İsteğe göre katlanma izi ve baskı gibi ek işlemler yapılmaktadır. Bu tespitlere göre davacı ve davalı şirketin benzer işler yaptığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 396. Maddesinde; “İşçinin, hizmet akdinin devam ettiği süredeki sadakat borcu “İşçi, yüklendiği işi özenle yapmak ve işverenin haklı menfaatinin korunmasında sadakatle davranmak zorundadır. İşçi, hizmet ilişkisi devam ettiği sürece, sadakat borcuna aykırı olarak bir ücret karşılığında üçüncü kişiye hizmette bulunamaz ve özellikle kendi işvereni ile rekabete girişemez. İşçi, iş gördüğü sırada öğrendiği, özellikle üretim ve iş sırları gibi bilgileri, hizmet ilişkisinin devamı süresince kendi yararına kullanamaz veya başkalarına açıklayamaz. İşverenin haklı menfaatinin korunması için gerekli olduğu ölçüde işçi, hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonra da sır saklamakla yükümlüdür.” denmektedir.
Tüm bu hususular bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı şirketin, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı davalı şirket ile faaliyet konuları aynı olsa ve davalının satış miktarının arttığı tespit edilse de, davacı tarafın talebinin sır saklama yükümlülüğünün ihlali sebebiyle haksız fiilden kaynaklı maddi zararın tazmini talebi olduğu, BK 396 maddedeki sır saklama yükümlülüğü uyarınca işverenin özellikle üretim ve iş sırlarını içeren (marka, patent, faydalı model, usul, ve sair) fikri ve sınai haklarının davalı tarafça diğer davalı şirketlerle paylaşıldığı ve davalının sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ispat edilmesi gerektiği, dosya kapsamına göre bu durumun somutlaştırılamadığı ve ispat edilememesi sebebiyle ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 170,78TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.360,00TL arabulucu ücretinin 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 11. Fıkrasına göre davalı …’nden alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 2.100,00TL bilirkişi ücreti, 212,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.312,50TL’nin 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesi 11. Fıkrasına göre davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren iş bu davalılara verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.