Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/670 E. 2022/780 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/670
KARAR NO : 2022/780

DAVA : Alacak (Huzur Hakkı Alacağından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Huzur Hakkı Alacağından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 01.10.2020 tarihli dilekçesinde; müvekkilin 2006 yılından iş sözleşmesinin feshedildiği 31.10.2019 – tarihine kadar davalı şirkette yönetim kurulu üyeliği yaptığını, TTK m.394 hükmüne paralel olarak yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödemesinin kararlaştırıldığını, huzur hakkı tutarının son olarak aylık 4.750TL olarak tespit edildiğini, diğer tüm yönetim kurulu üyelerine ödeme yapılmasına rağmen müvekkiline ödenmediğini belirterek, müvekkili ……..’ın, davalı şirketten yönetim kurulu üyeliği yapmış olduğu döneme ilişkin şimdilik 100,00 TL Huzur Hakkı alacağının, her bir huzur hakkı alacağının muacceliyet tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu 09.12.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası açma şartının bulunmadığını, alacağı kabul etmemekle birlikte zamanaşımı uğradığını, usule ilişkin beyan ve itirazlarımız “ başlığı altında davacının yönetim kurulu görevini kabul ettiği günün ertesi günü istifa etmesi nedeniyle 2019 yılında bir tam gün bile yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmadığını, 14.05.2018 tarihli dilekçesiyle 2018 ve öncesine ait yönetim kurulu ücret alacağından feragat ettiğini, 2016 ve 2017 yıllarında bir toplantıya bile katılmadığını, bunun yönetim kurulu karar defterindeki kararlarla sabit olduğunu, huzur hakkı alacağının bulunmadığını savunmuş, istenen faize ve ve başlangıç tarihine itiraz etmiş, davanın reddine dava giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin 24.03.2021 tarihli ara kararıyla görevlendirilen bilirkişinin 13.07.2021 tarihli raporunda, davacının davalı şirkette 16.05.2005-31.10.2019 tarihleri arasında mali işler müdürü olarak görev yaptığı, şirketin 07.04.2016,30.07.2017, 26.03.2018, 20.03.2019 tarihli genel kurul toplantılarında yönetim kurulu başkanına, başkan vekillerine ve üyelerine verilecek aylık net huzur hakkı miktarının tespit edildiği, yönetim kurulunun 11.05.2016, 03.04.2017, 14.05.2018, 22.03.2019 tarihli kararları ile davacının yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği tespit edilerek davacının son 5 yılda; 07.04.2016-11.04.2016 tarihler aralığında S gün, 30.03.2017- 03.04.2017 tarihleri aralığında 4 gün,26.03.2018-14.05.2018 tarihleri aralığında 49gün, ,20.03.2019-22.03.2019 tarihleri aralığında 3 gün olmak üzere toplam 61 gün yönetim kurulu üyeliği görevinde kaldığı ve bunun da tespit edilen aylık net huzur hakkı miktarına göre toplam 9.943,67TL olduğu hesaplanmıştır.
Tarafların itirazları ve beyanları doğrultusunda bilirkişi ……..’tan aldırılan raporda özetle; “Davacının tam gün süreli olarak çalıştığı davalı şirketin 07.04.2016, 30.03.2017, 26.03.2018, 20.04.2019, tarihli genel kurul toplantılarında yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 07.04.2016, 30.03.2017, 20.04.2019, tarihli genel kurul toplantılarından sonra yönetim kurulu üyelerinin görev bölüşümün yaptığı ilk toplantılarına katıldığı ve bu toplantıları takip eden ilk iş gününde yönetim kurulundan istifa ettiği, 26.03.2018 tarihinde seçildiği yönetim kurulu üyeliğinin ise 49 gün sürdüğü ve yönetim kurulu ücret alacağında feragat ederek yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği tespit edildiğini, bu tespitler çerçevesinde, davacının tam sün süreli iş sözleşmesiyle çalıştığı iş yerinin yönetim kurulu üyeliğine seçilmesi ve ilk toplantıyı takip eden işgününde istifa etmesi nedeniyle TTK 369 maddesi kapsamında herhangi bir görev yapmaması, 26.03.2018 günü seçildiği yönetim kurulu üyeliği görevinden doğan 49 günlük alacağından ise feragat etmesi nedeniyle davalı şirketten yönetim kurulu üyesi sıfatını taşıdığı günlere ait ücreti talep edemeyeceği değerlendirmesi yapıldığını, mahkemenin bu görüşümüze katılmaması halinde, 49 günlük süreye ait feragati dikkate alınarak toplam 10 gün süren yönetim kurulu üyeliği için 1.527,33TL huzur hakkı talep edebileceği hesaplandığını” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Davacı taraf düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davasını ıslah etmiş ve ıslah harcını da yatırmış olması nedeniyle ıslah talebi kapsamında değerlendirme yapılmıştır.
Dava TTK’nın 394. Maddesinden kaynaklı huzur alacağına ilişkindir.
Davalı vekilince zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de TBK 147/4 maddesi uyarınca iş bu davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu dava tarihi itibariyle sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 394. Maddesinde; Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebileceği belirtilmiştir.
Huzur hakkı; Yönetim kurulu üyelerine yönetim kurulu toplantılarına katılmaları karşılığında her bir toplantı başına ödenen ücrettir.
Mevcut olayımızda davacı tarafın hükme esas alınan bilirkişi ……..’un raporuna göre; 07.04.2016, 30.03.2017, 20.04.2019, tarihli genel kurul toplantılarından sonra yönetim kurulu üyelerinin görev bölüşümün yaptığı ilk toplantılarına katıldığı ve bu toplantıları takip eden ilk iş gününde yönetim kurulundan istifa ettiği, 26.03.2018 tarihinde seçildiği yönetim kurulu üyeliğinin ise 49 gün sürdüğü ve yönetim kurulu ücret alacağında feragat ederek yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği tespit edildiğinin belirtildiği ve bu tarihlere yönelik hesaplama yapılarak 1.527,33TL huzur hakkı alacağının hesaplandığı, mahkememizce davacının toplantılara katılmış olması sebebiyle huzur hakkı alacağını talep edebileceği kanaatine varılarak davanın kabulü ile; 1.527,33TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 1.527,33TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 104,33TL ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcı 25,00TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 24,93TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 1.400,00TL bilirkişi ücreti, 109,00TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı, 54,40TL peşin harç, 25,00TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.642,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.527,33TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda; alacak miktarı Kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 362. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı..08/09/2022

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.