Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/667 E. 2020/638 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/667 Esas
KARAR NO : 2020/638

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;

BİRLEŞEN DAVALAR;
1-BAKIRKÖY 4. ATM 2013/518 ESAS
2-BAKIRKÖY 2.ATM 2004/612 ESAS

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/09/2013
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 10/12/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, mevcut ticari ilişki uyarınca, müvekkili tarafından söz konusu Avrupa bölgesi ülkeleri ile … de bulunan operatörler ile müvekkilinin sözleşme imzalaması için bu operatörlerle görüşmeler yürütmek üzere tayin edilen … merkezli şirket olduğunu, yapılacak sözleşmeler uyarınca operatörler yurtdışında yayınlanan televizyon kanallarının her bir abonesi için müvekkiline sözleşmede belirlenen miktarlarda ödeme yapacağını, 2004 yılından 2012 yılının son çeyreğine kadar elde edilen gelir her üç ayda bir davalı tarafından müvekkiline belirlenen şekil ve şartlarda ödendiğini, ancak 2012 , 2013 ve 2014 yıllarının bir kısım dönemlerine ait ücretler müvekkili adına müvekkili müşterilerinden davalı tarafından toplanmasına ve en son 13/09/2013 tarihli e-posta mesaj ile söz konusu meblağın ödenmesi kendisiden talep edilmesine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkilinin toplamda 1.813.389,80-TL faturaya dayalı alacağının bulunduğunu, davalının sözleşmeye açık aykırılık teşkil ettiğini belirterek davalının sözleşmesel edimini ifa etmediğinden bahisle sözleşmeye aykırı davrandığının tespitini, müvekkili uğramış olduğu/olacağı maddi zararlara karşılık olmak üzere maddi tazminat ve zedelenen ticari itibari sebebi ile manevi tazminat talep etme hakkının saklı tutulmasını, toplam 1.813.389,80-TL olan faturaya dayalı alacağının temerrüt tarihi olan 17/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığını, iş bu sunulan dilekçenin cevap dilekçesi olarak kabul edilerek sunulan itiraz ve beyanlar doğrultusunda yargılama devam edilmesini talep ettiklerini, yetkili mahkemenin Brüksel Mahkemeleri olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise uyuşmazlığa Hollanda Hukuku’nun uygulanmasını talep ettiklerini, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olması seebiyle davanın alacak davası olmadığını, adi ortaklık ilişkisinin feshi neticesinde tasfiye edilmesi ve tasfiye paylarına ilişkin taleplerin sunulduğu bir dava olduğunu, adi ortaklık tasfiye edilmediği sürece davacı şirketin alacaklı olduğu sonucuna varılamayacağını, davacı şirketin, müvekkili şirketle aralarında kurulu ortaklık yapısında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ve ortaklığı zarara uğrattığından bahisle müvekkili şirket ortaklığın 3.kişilere sunmayı amaç edindiği hizmetin, ortaklık tarafından kusursuz olarak yerine getirilmesi amacıyla faaliyetleri kapsamında ortaklığın müşterilerini bilgilendirdiğini, TBK 629.maddesi hükmü ile kanun müvekkili şirkete özen borcu yüklenmiş olup bunun gereğinin müvekkili şirket tarafından yerine getirildiğini, davacı şirketin alacağının kaynağı olarak gösterdiği faturaya ve içeriğine itiraz ettiklerini, fatura ilişkisini düzenleyen hukuk düzeninni Türk Hukuku olmadığından bu konudaki TTK hükümlerinin uygulanamayacağını, mahkeminin aksi kanaatte olması halind faturanın muhteviyatına ve tebliğine itiraz ettiklerini belirterek öncekilke taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklı ilişkisi olması nedeniyle davanın reddine, ortaklığın tasfiyesine, Amerika da ve Avusturalya da adi ortaklık adına müvekkili şirket tarafından gerkçekleştirilen yatırımla için yapılan harcamalar da göz önünde bulundurularak tarafların hak ve borçlarının tespiti ile tasfiye paylarının belirlenmesine, davacının faturaya dayalı taleplerine itirazlarının kabul edilerek davasının bu yönüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasındaki davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmenin davalının hukuka aykırı davranışları nedeniyle haklı nedenlerle erdiğinin tespiti ile müvekkilinin davalıdan 2013 yılının üçüncü çeyreği için doğmuş olan toplam 658.158,11 TL alacağının temerrüt tarihi olan 30/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, 2013 yılının dördüncü çeyreği için doğmuş şimdilik 10.000,00 TL alacağının 30/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, miktarı henüz belirlenemeyen işbu alacak kısmı için davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne ve ve davanın aralarında bağlantı olan Bakırköy …. ATM’nin … E sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasındaki davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde özetle; 2004 yılında taraflar arasında başlayan ticari ilişkinin 2012 yılının son çeyreğine kadar devam ettiğini, ancak bu dönemden sonra davalının ödeme yapmayı durduğunu, 08.11.2013 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin sona erdiğini, fesih tarihinden sonra da davalının müvekkilinin alacaklarını bazı operatörlerden haksız olarak tahsil etmeye ve uhdesinde tutmaya devam ettiğini, söz konusu alacak için müvekkilince 16.05.2014 tarihli fatura tanzim edilip davalıya gönderildiğini, 01.01.2014 tarihinden sonra davalı tarafından operatörlerden hukuka aykırı olarak 3.253,53 Avro tahsil edildiğini, bu tutarın da 16.05.2014 tarihli faturaya dahil edildiğini beyanla 2014 yılının birinci çeyreği için 3.253,53 Avro karşılığı olmak üzere 9.489 TL faturaya dayalı alacağın temerrüt tarihi olan 05.06.2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasındaki Davalı vekilince suluan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki yetki sözleşmesi uyarınca davanın Brüksel Mahkemelerinde görülmesi ve ayrıca uyuşmazlığa Hollanda Hukukunun uygulanması gerektiğini belirtmiş; esasa ilişkin cevaplarında ise taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğundan davanın bir alacak davası değil, adi ortaklık ilişkisinin feshi neticesinde tasfiye edilmesi ve tasfiye paylarına ilişkin taleplerin sunulduğu bir dava olarak değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu faturanın içeriğine ve tebliğine itiraz ettiklerini savunmuştur.
Aynı olay ile ilgili Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyaları üzerinden açılan davalarda ilgili mahkemeler birleştirme kararı vererek dosyaları mahkememize göndermiş ve yargılamaya mahkememizin … E sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlar ile birlikte dosya önce bilirkişi heyeti … ve arkadaşlarına bilahare yapılan itirazlar kapsamında ikinci bilirkişi heyeti Nermin Arıcı ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, her iki bilirkişi heyeti de düzenlemiş oldukları raporlarında özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin içerik ve uygulanış biçimi itibarı ile acentelik sözleşmesi olduğunu, sözleşmedeki hükümlere göre tahsil edilen bedelin %50 sinin davacıya ait olduğunu,düzenlenen faturalar ve abonelerden tahsil edilen bedeller kapsamında asıl dava yönünden davacı tarafın alacağının 1.813.389,80 TL , birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E sayılı dosyası yönünden 1.648.006,00TL , birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E sayılı dosyası yönünden 9.489,00TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen ve birbirini teyit eden bilirkişi heyeti raporları yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili yargılama aşamasında dosyaya sunmuş olduğu 24.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında talebini arttırıp ıslah harcını da yatırmış olması nedeni ile ıslah talebi doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf yargılama aşamadaki beyanlarında taraflar arasındaki sözleşmenin acentelik sözleşmesi olmadığını, sözleşmenin içeriği ve uygulanışı itibarı ile adi ortaklık sözleşmesi olduğunu ve bu bağlamda adi ortaklık sözleşmesinde şirketin tasfiye edilmeksizin alacak talebinde bulunamayacağını iddia etmiş ise de ; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin içeriği, uygulanış biçimi dikkate alındığında bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda da ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere sözleşmenin tipik acentelik sözleşmesi olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin adi ortaklık şeklinde tezahür etmediği, bu bağlamda davacı tarafın alacağına dayanak yapmış olduğu ilişkinin acentelik sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf aynı ticari ilişki kapsamında müvekkili tarafından Avustralya’da yapılan yatırım ile ilgili masraflara davacı tarafın da katlanması gerektiği yönünde savunma yapmış ise de ; taraflar arasındaki sözleşmede her iki tarafın yapacağı masraflara kendilerinin katlanacağının belirtildiği, bu bağlamda Avustralya’da yapılan yatırım ile ilgili masraflara davacı tarafın iş bu sözleşme kapsamında katılacağı yönündeki iddiaya mahkememizce itibar edilmemiştir. Davalı tarafın Avustralya’da yapılan yatırım ile ilgili masraf alacağı mevcut ise bu alacağını açacağı bir dava ile isteme hak ve yetkisi bulunduğu, söz konusu alacağın dava konusu yapılan sözleşme kapsamında kalmadığı değerlendirilerek bu yönde mahkememizce herhangi bir araştırma yapılmamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraflarca inkar edilmeyen ve dosyaya sunulan sözleşmeden kaynaklandığı , sözleşmenin içeriği ve uygulanış biçimi itibarı ile acentelik sözleşmesi olduğu, sözleşmeye göre davalı şirketin yurt dışındaki abonelerden tahsil ettiği ücretin %50 lik kısmının davacıya ait olduğu, bu kapsamda düzenlenen faturalar ve dosyaya sunulan belgeler kapsamında davacı tarafın bilirkişi heyetinin raporunda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirlediği miktarlarda asıl dava ve birleşen davalar yönünden alacağının mevcut olduğu , söz konusu alacağın ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, davalı tarafın aşamalarda ileri sürdüğü Avustralya’da yapılan yatırım ile ilgili masrafların belirlenerek söz konusu alacaktan mahsup edilmesi yönündeki talebin ise sözleşme kapsamına göre davacı tarafın belirtilen masraflara katılma yükümlülüğü bulunmadığından (sözleşmeye göre her iki tarafın kendi masraflarına kendilerinin katlanacağının belirtilmiş olması) bu yönde herhangi bir araştırma yapılmaksızın davacı tarafın asıl dava ve birleşen davalar yönünden talebin kabulüne karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM … HD … esas …. karar sayılı ilamıyla davalı tarafın asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş, iş bu karara yönelik davalı vekili istinaf mahkemesine sunmuş olduğu 22/06/2018 harçlandırma tarihli temyiz dilekçesinde yalnızca birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosyası yönünden temyiz talebinde bulunmuş, temyiz dilekçesinde de açıkça temyizin belirtilen dosya ile sınırlı olarak yapıldığı yazılmıştır.
Davalı tarafın temyiz dilekçesi üzerine Yargıtay …. HD … esas … karar sayılı ilamıyla asıl ve birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosyaları yönünden “2005 tarihli imzasız sözleşmenin taraflarca benimsendiği, sözleşmede yetki şartının bulunduğu, MÖHUK 47. maddesine göre yetki anlaşmasının her türlü yazılı delil ile ispat edilebileceğinin geçerlilik şartı olmayıp ispat şartı olduğu, dolayısıyla sözleşmenin benimsenmiş olması nedeniyle davalı tarafın yetki itirazının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle” mahkeme kararını bozmuştur.
Her ne kadar Yargıtayın ….HD asıl ve birleşen Bakırköy .. ATM … esas sayılı dava dosyaları yönünden bozma kararı vermiş ise de; davalı tarafından İBAM ….HD kararına karşı yalnızca birleşen Bakırköy …ATM … esas sayılı dosyası ile ilgili temyiz talebinde bulunduğu, bu hususun temyiz dilekçesinde açıkça yazıldığı, nitekim Bakırköy .. ATM … esas sayılı dosyası ile sınırlı olarak bozulmasının talep edildiği, bu bağlamda İBAM … HD tarafından düzenlenen 09/07/2018 tarihli muhtırada temyizin yalnızca birleşen Bakırköy …. ATM … esas sayılı dosyası yönünden yapıldığının açıkça belirtildiği ve bu dosya yönünden toplam 28.143,82-TL harç yatırılması gerektiğinin belirtildiği ve peşin olarak yatırılan harcın mahsubundan sonra bakiye 27.107,92-TL harcın yatırılmasının istendiği, davalı tarafın da muhtıraya uygun olarak yalnızca birleşen dava yönünden 16/07/2018 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile 16/07/2018 tarihinde 27.107,92-TL harç yatırdığı, bu bağlamda davalı tarafın asıl davaya yönelik temyiz talebinin bulunmadığı, temyiz talebinin münhasıran birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosyasına yönelik olduğu, Yargıtay 11.HD asıl dava yönünden temyiz talebi olmadığı halde bu dava yönünden de bozma kararı verilmesinin maddi hataya dayandığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; mahkememizce verilen asıl davaya ilişkin karara yönelik istinaf talebinin İBAM ….HD tarafından reddedildiği, iş bu karara yönelik davalı tarafın temyiz talebi olmadığı halde Yargıtay ….HD tarafından maddi hata sonucunda bu dava yönünden de bozma kararı verildiği, bozma kararı kapsamında
ASIL DAVA YÖNÜNDEN verilen kararın da ortadan kalkması nedeniyle asıl dava yönünden temyiz talebi olmadığı halde bozma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu değerlendirilerek önceki kararda DİRENİLMESİNE,
Mahkememiz dosyasıyla birleşen , Bakırköy ….ATM … esas sayılı dosyası yönünden verilen bozma kararına uyulmasına, bozma kararı kapsamında taraflarca benimsenen 2005 tarihli imzasız sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu kabul edilerek davalı tarafın milletlerarası yetki itirazının kabulü ile iş bu dava yönünden açılan davanın usulden reddine, mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy.. ATM …esas sayılı dosyası yönünden daha önce verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle bu dosya yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığı kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Asıl dava yönünden mahkememizce verilen … esas … karar sayılı kararda DİRENİLMESİNE, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜNE, 1.813.389,80-TL’nin temerrüt tarihi olan 17/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 123.873,27-TL ilam harcından peşin alınan 30.968,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 92.905,07-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 34.131,50-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 30.992,50-TL, tebligat-posta gideri: 139,00TL, bilirkişi ücreti: 3.000,00TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı yönünden usulü kazanılmış hak kapsamında davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 77.400,85-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY ….ATM … ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
5-Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosyası yönünden Yargıtay … HD …. esas … karar sayılı bozma ilamına uyulmasına, iş bu dosya yönünden davalı tarafın milletler arası yetki itirazının KABULÜ ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın USULDEN REDDİNE,
6-Peşin alınan 11.239,70-TL harç ve 16.734,00 TL ıslah harcından Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 27.919,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Her iki dosya yönünden de karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
10-Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy … ATM … esas sayılı dosyası yönünden daha önce verilen karar kesinleştiğinden iş bu dosya yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dair, tarafların yüzüne karşı HMK 373/3 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.