Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/666 E. 2020/704 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/666 Esas
KARAR NO : 2020/704

DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı kooperatiften alınan kredi borcuna karşılık …, …, … … Ada … parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölüm üzerine 125.000-TL bedelli ipotek kurulmasını kabul ettiğini, icra takibine itirazın kaldırılması üzerine 15.450TL.fazla bedelin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibinin yapıldığı tarihten itibaren %22,5 sözleşme faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini; bu bedel için fazladan öngörülen avukatlık ücreti alacağının icra takibinin yapıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak alınan 43.000TL.bedel üzerinden %20 inkar tazminatının karar tarihi olan 10/10/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, 43.000TL.bedel üzerinden yapılan satış masraflarından fazlaya ilişkin ödenen satış masraflarının satış tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini müvekkil tarafından ödenen ve davalı tarafından ikrar edilen 22.000TL.bedelden protokolde belirtilen ödeme dışında yasal dayanağı olmayan mahkemece belirlenecek olan fazla ödemenin 31/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, müvekkilinin bu haksız ve yasal dayanaktan yoksun talepler ve işlemler nedeniyle karşı karşıya kaldığı elem, üzüntü ve sıkıntılardan kaynaklı 5.000TL.manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, masraf ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı borçlunun müvekkili …. Kooperatifinden 63.500,00TL kredi çekmiş olduğunu, geri ödemesi gününde olduğu takdirde 72.023,07TL olduğunu hiçbir senedini gününde ödemediğini açıklanan nedenlerle haksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Eldeki dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 30/09/2020 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2014/6936 Esas ve 2015/256 Karar sayılı ilamı ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2018/403 Esas ve 2018/273 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için, Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi ile, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev sahası ticari davalar ile sınırlandırılmıştır.
Hangi davaların ve işlerin ticari dava-iş olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde sayılmıştır. Ayrıca bazı davalara ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı özel kanunlar ile öngörülmüştür. Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Borçlar Kanunu’nun 202 ve 203; 444 ve 447; 487-501; 515-519; 532-545; 547-554; 555-560; 561-580. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan davalar da ticari dava niteliğindedir. Bu ticari davalar mutlak ticari dava niteliğindedir.
TTK’nun 19. madde hükmü uyarınca her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ticari davadır. Buna göre, davanın her iki tarafının tacir olması ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekir. Bu tür ticarî davalar nisbi ticarî dava niteliğindedir.
Somut olaya dönüldüğünde; davalı tarafın tacir olup olmadığına yönelik araştırmada davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi şartının olayda gerçekleşmemiş olduğu anlaşılmıştır. Bu anlamda dava, mutlak ve nisbi ticari dava olarak nitelendirilemeyecektir.
Açıklanan nedenler ve yasal düzenlemeler kapsamında davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olmakla, davanın görev şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.