Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/6 E. 2020/341 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/6 Esas
KARAR NO : 2020/341

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; … tarafından tanzim edilen ……. sayılı …… Kasko Sigorta Poliçesi [başlangıç tarihi 19.11.2014 – bitiş tarihi 19.11.2015] (EK-1) kapsamında sigortalı, …… plakalı aracın 11.01.2019 tarihinde karıştığı maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle hasar tazminin ödenmesine ilişkin olarak sigortalı müvekkil davalı … şirketine talepte bulunmuştur. Bu talep sigorta şirketi tarafından “Kasko poliçesi genel şartları: A.5. Teminat Dışında Kalan Zararlar; Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma v.b.) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması. Maddesi gereği poliçe teminatlarında değerlendirilmemiştir.” şeklinde reddedildiğini, Müvekkiline ait …… plakalı araçla 11.01.2019 tarihinde gerçekleşen kazada, uğranılan maddi zarar sebebiyle sigorta şirketine müvekkil tarafından başvurulmuş olup, zararın davalı … tarafından ödenmemesi üzerine aracın tamiri müvekkil tarafından gerçekleştirilmiştir. Dava dilekçemiz ekindeki faturalar toplamı olan 28.506,70 TL’nin (Yirmi Sekiz Bin Beş Yüz Altı Türk Lirası Yetmiş Kuruş) ödenmesi için arabulucuya başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, mal sigortaları türünden olan Kasko Sigortası Genel Şartlarının teminat kapsamını belirleyen A.1.b maddesine, gerek hareket ve gerekse durma halinde iken sigortalının veya araç kullananın iradesi dışında ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüsü sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK m. 1409’da sigortacının, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu ve sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu belirtilmiştir. Yine TTK 1410. Maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, İşbu sebeplerden dolayı müvekkilin aracı tamir için ödediği 28.506,70 TL’nin (Yirmi Sekiz Bin Beş Yüz Altı Türk Lirası Yetmiş Kuruş) sigortaya başvuru tarihinden itibaren yasal faizi, yargılama masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte davalı ……. den tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … tarafından düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyasının dosyamız arasına alınmış olduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar tazminatının ödenmesine ilişkindir.. Davalı, davacıya ait aracın kasko sigorta şirketidir.
6100 Sayılı HMK.nun 1. Maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenlendiği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirtilmiştir. 28/05/2014 tarihinde 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Anılan kanun her türlü tüketici işlemiyle tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Kanunun 3/1-d maddesinde hizmetin tanımı yapılmış olup, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu oluşturduğu açıklanmıştır. 3/1-k maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği tanımlanmıştır. Aynı kanunun 73.maddesinde Tüketici Mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş, buna göre tüketici işlemleriyle tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. 6502 Sayılı Kanunun 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. ” düzenlemesiyle Tüketici Mahkemelerinin görev alanı genişletilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) nolu bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Davanın, davacı sigortalı tarafından kasko sigorta şirketine karşı açtığı tazminat davası olması ve 6502 sayılı Tüketici Yasasının yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış olmasına göre Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay .,….. Hukuk Dairesinin ……. Esas ve …… Karar sayılı ilamında da bu husus belirtilmiştir.
Bu nedenle görev şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.