Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/583 E. 2022/109 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/583 Esas
KARAR NO : 2022/109

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/02/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, kağıt emtia ürününden dolayı borçlu/davalı şirketten alacaklı olduğunu, ürün bedelinin ödenmemesi üzerine taraflar arasında görüşmeler yapıldığını, fakat yapılan tüm görüşmelere rağmen olumlu sonuç alınamayınca davacı şirket tarafından söz konusu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine 26.12.2019 tarihinde Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı icra dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, bu nedenlerle; borçlu/davalı tarafından Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı icra dosyasına yapılmış olan haksız itirazın iptali ile takibe devam kararı verilmesini, kötü niyetli takip borçlusunun %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, bu duruma rağmen davacı tarafça başlatılan takibin iyi niyetten uzak olduğunu, ayrıca müvekkili şirket tarafından davacı şirketin benzer konuda başkaca kişilere de açtığı birçok davanın olduğu haricen öğrenildiğini, müvekkili şirketin takibe itirazında hiçbir kötü niyeti bulunmadığının sabit olduğunu, davacı tarafça takibin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iyi niyetten uzak olarak başlatıldığının ortada olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve davacı tarafın % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 67. maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 147.490,56-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya uyuşmazlık hususunda rapor alınmak üzere mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu raporda özetle; tarafların incelenen 2019 yılı ticari defterlerinin TTK, HMK ve VUK hükümleri gereği zorunlu yasal tasdiklerinin yapıldığı, bilgisayarlı kayıt ortamında işlenmiş olup, muhasebe standartları ve Tekdüzen Hesap Planı ilkelerine uygun tutulduğu, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, 6102 sayılı TTK 64/3 ve HMK 222 madde hükümleri gereği sahibi lehine delil niteliğine haiz oldukları, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre 31/10/2019 tarihi itibariyle davalı şirket 1.009,88-TL alacaklı durumda iken davacı tarafından icra takibine ve davaya konu edilen 147.490,56-TL’lil fatura ile yapılan borçlandırma sonrası davacı şirketin 146.390,68-TL alacaklı duruma geldiği, davalı taraf defter kayıtlarına göre 31/10/2019 tarihi itibariyle davacı şirketin 1.101,88-TL borçlu olduğunun kayıt altına alındığı, icra takibine konu edilen 147.490,56-TL’lik faturanın davalı tarafından kayıtlara alınmadığı, dava konusu 17/12/2019 tarihli ……. fatura içeriğinde …… kg KDV dahil 147.490,00-TL’lik ticari emtianın davacı şirket tarafından “…….” açıklaması ile davalı şirkete fatura edildiği, aynı ticari emtiaya ilişkin bu miktar ve tutarda stok bakiyesi olmadığı, lojistik hizmeti öncesi davacı şirketin stoklarında yer alan ticari emtianın lojistik hizmeti talebi sonrası hizmetin gerçekleşmediğinin, devamında stoklarda da yer almadığının tespit edildiği, bu nedenle davacı şirketin bu miktar ve tutarda ticari emtiadan kaynaklanan KDV dahil 147.490,00-TL alacağının olduğu, davacının alacağından davalının 1.101,88-TL alacağının mahsubu ile sonuç olarak davacının davalıdan 146.388,12-TL alacaklı olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Maddi olaylara sınırlı olmak üzere davalı tanıkları mahkememizce dinlenilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Somut olayda davacı taraf, icra ve dava konusu faturaya konu ticari emtianın davalı tarafa teslim edildiğini ispat külfeti altında olup, davalı taraf ise teslim edilen mallara ilişkin fatura bedelinin ödendiğini ispat yükü altındadır. HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava ve icra takibine konu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın faturaya konu ticari emtianın davalı tarafa teslim edildiğini ispat yükü altında olduğu, dinlenilen tanık beyanlarında teslimatların davacı şirket çalışanları nezaretinde yapıldığının beyan edildiği, faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalının BA bildirimlerinde de yer almadığı, faturanın yalnızca davacının defterlerinde kayıtlı olmasının alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, davacı tarafın açıkça yemin deliline başvurmadığı, bu durumda teslim olgusunu ispat edemediği hususu göz önünde bulundurulduğunda dava ve icra takibine konu faturadan kaynaklı alacağından da söz edilemeyeceği, basiretli tacir olan davacı şirketin davalıya teslim ettiğini iddia ettiği mallara ilişkin herhangi bir kayıt tutmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği, netice itibariyle davacının dava ve icra takibine konu faturaya dayanak ticari emtianın davalı tarafa teslim edildiğini ve bu durumda davacının alacaklı olduğunu ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70 TL ilam harcından peşin alınan 1.781,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.700,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1,320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.961,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır