Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/563 E. 2021/906 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/563 Esas
KARAR NO : 2021/906

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin makine ve metal üretimi, işlenmesi konularında faaliyet göstermekte olup yurtiçi ve yurtdışına ürün sattığını, müşterisi Almanya’da mukim ……. firmasına satacağı ürünlerin sıcak dövme taslak malzemelerini temin etmek üzere 2018 yılı içinde davalı şirket ile anlaşarak kalıp bedelleri ödediğini, davalı şirketten alınacak dövme taslaklarının işlenip ihracı gerçekleştirilecek olmasına karşın Almanya’daki firmanın acelesi olduğu ve müvekkili şirketin kapasitesi yeterli olmadığı için 1.000 ve 1.040 adetten oluşan ilk iki parti malın davalının yaptığı dövme işleminden sonra işlenmeden ham olarak ihraç edildiğini, ilk 1.040 adet malın temin edilerek davalıya teslim edildiği, diğer tüm üretimler için gerekli olan hammaddelerin ise davalı tarafından temin edildiğini, davalı tarafından gerçekleştirilen sıcak dövme işleminin doğru ve tekniğine uygun yapılmaması nedeniyle ihraç edilen ürünlerin sertliklerinin düştüğünü, bu şekilde yurtdışındaki firma tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin davalının gönderdiği ve halen elinde olan bir kısım malı kontrol ettirdiğini, malların tekniğine uygun olarak fırınlanmadığı için ısıl işlem problemi olduğunun tespit edildiğini, görüşmeler neticesinde söz konusu ayıplı malların yurtdışında yeniden fırınlanması ve bu işlemden kaynaklanacak maliyetin davalı tarafından karşılanması konusunda mutabakata varıldığını, yeniden fırınlama işleminden kaynaklanan maliyet bedeli 10.315,87 Euro’nun davalı tarafından ödendiğini, 694 ve 868 adetten oluşan iki parti malda da aynı ayıp, hata ve kusurların tespit edilmesi üzerine durumun derhal davalıya bildirildiğini, davalının öncekiler ile aynı şekilde üretim yaptığı için hata ve kusurunu kabul ederek halen müvekkilinin elinde olan tüm malları düzeltmek ve ayıpları gidermek üzere geri aldığını, bu hususta davalıya muhtelif tarih ve miktarlarda iade faturaları düzenlendiğini, faturaların davalı tarafından ticari defterlerine kaydedilerek itiraza uğramadığını, davalı tarafından düzeltildiği beyan edilen numunelerin teste gönderildiği, test sonuçlarının olumsuz geldiğini, davaya konu olaylar ve ayıp konusunda her aşamada davalı tarafa gerekli ihbar ve bildirimlerin derhal yapıldığını, iade edilen ayıplı malların tamamının halen davalının uhdesinde bulunduğunu, Almanya’daki müşterinin gerek mal tesliminin gecikmesi, gerekse kalite problemleri nedeniyle siparişi iptal ettiğini, bu nedenle oluşan kar kaybından doğan zararları talep haklarının saklı tutulduğunu, davalı ile 18.07.2019 tarihinde yapılan yazışmada resmi kayıtlarda mutabakat sağlandığını, hata ve ayıpları giderilerek geri gönderilmeyen mallara ilişkin alacağın tahsili amacıyla Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’ nün ……. E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, iade faturalardan kaynaklanan alacak esasen 21.504,11 € olduğu, takip tarihi itibariyle TL çevrildiği; haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını iddia ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında Almanya’ya ihraç edilmek üzere yapılan 01.10.2018 tarihli yazılı sözleşme ile 2.500 adet ….. imalatı için anlaşma imzalandığını, anlaşma gereği 10.000 kg çeliğin davacı tarafından tedarik edilerek müvekkili şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirketin alınan siparişi zamanında yaparak teslim ettiğini, bir süre sonra davalı şirketin yapılan işlerden 2.040 adedindeki ısıl işlemin sertlik derecesinde sorun olduğu ve bunun ithalatçı konumundaki Almanya’da ki firmanın orada ısıl işlemleri Almanya’da yaptıracağını belirttiği ve bunun masrafının 10.315,87 Euro olduğunu söyleyerek müvekkili şirketten talep ettiğini, müvekkili şirketin işin büyüklüğü ve devamlılığını düşünerek itiraz etmeyip talep edilen parayı gönderdiğini, davacı şirketin bilahare teslim edilen diğer ürünlerde de sorun olduğunu ileri sürüp ürünleri iade ederek e fatura gönderdiğini, e fatura kesildiğinden kayıtlara geçildiğini, davacı tarafından faturaların davalı şirket kayıtlarında mevcut olduğunu söyleme nedeninin bu olduğunu, müvekkili şirketin ürünlerin sertlik derecesinde sorun olmadığını hem kendisi hem de sektörün en güvenilir şirketi ……. firmasının laboratuvarlarından alınan uygunluk belgesini davacı şirkete göndererek ürünlerde sorun olmadığını belirterek teslim etmek istediği ancak davacı şirketin ürünleri teslim almadığını, tarafların bu sorunu çözmek üzere pek çok kez bir araya geldiğini ancak davacının uzlaşmaz tavrı nedeniyle sorunun çözülemediğini, davacı tarafından borcun kabul ve ikrar edildiği iddiasının doğru olmadığını, kusuru bulunmamasına rağmen tüm zararın müvekkili şirkete yüklenmesinin kabul edilemez olduğunu, davacının iyi niyetli olmayıp hak etmediği bir parayı talep ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında davacı tarafından ihraç edilecek bir kısım ürünlerin davalı tarafından sıcak dövme işleminin doğru ve tekniğine uygun olarak yapılıp yapılmadığı, ayıbın düzeltilmesi için 694 ve 868 adetten oluşan iki parti malın davalıya teslim edilip edilmediği, mallara sertlik derecesinde sorun olup olmadığı ve iade faturaları da dikkate alınarak davacının alacaklı olup olmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 134.338,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla; hem nihai Alman müşterinin teknik resminde hem de davacı tarafından davalıya iletilen sipariş formunda 850-1000 N/mm2 aralığında sertleştirilmiş olması gerektiği, buna karşın davalı tarafından çekme testi yaparak çekme mukavemeti kontrolü yapması gerekirken yüzey sertliği ölçerek teknik olarak yapılması gereken çekme kontrolünü yapmadığı; dava konusu uyuşmazlık olan “694 ve 868 adetten oluşan iki parti malda da aynı ayıp, hata ve kusurların tespit edilmesi üzerine durumun derhal davalıya bildirildiğini,” hususunda …… parça nolu ve 18/12/2018 test tarihi öncesi itibariyle faturalandırılan parçaların çekme mukavemetine uygun olmadığı belirtilen parçalardan olduğu ve ayıplı olarak değerlendirilmesi gerektiği, ayıplı ürün olması itibariyle 694 ve 868 adetten oluşan parça maddi zarar karşılığı davalı tarafından davacıya düzenlenmiş fatura olarak iade edilmesi gereken tutar KDV hariç 21.711,80 € olduğu; tarafların ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, 2018-2019 yılı ticari defterlerin lehlerine delil vasfının bulunduğu, teknik bilirkişinin belirtiği üzere, ayıplı parçaların tutarının KDV hariç 21.711,80 € olduğu ve davacı tarafından davalıya iade edildiği, davacının Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü …… E.sayılı dosyası tahtında davalıdan 20.535,77 EURO (118.451,65 TL) alacaklı olduğu belirtilmiştir. Alınan ek raporda da çeklerin tanzim tarihine göre kur üzerinden TL hesabında davacının 128.289,01 TL alacaklı olduğu, tarafların ticari defterlerinde çeklerin tanzim tarihindeki kur doğrultusunda kayıt altına alındığı ve kur farkına ilişkin kaydın olmadığı belirtilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99/son maddesinde; “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre; alacaklının seçimlik hakkı mevcut olup, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde, takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir.
Alacaklının, vade tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde ise bu tarihten itibaren Türk Parası alacağına dönüşen alacağına 3095 Sayılı Kanunun 1.maddesine göre yasal faiz isteyebilir.
Somut olayda, tarafların ticari defterlerinde çeklerin tanzim tarihindeki kur doğrultusunda kayıt altına alındığı ve kur farkına ilişkin kaydın ve anlaşmanın olmadığı, takibin de TL olarak başlatıldığı, vade tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılması halinde ticari defter kayıtlarına aykırı hesaplama yapılma durumu olduğu, anlaşılmakla çek tanzim tarihindeki kur üzerinden kabul edilmiştir. Takip açıklamasında da iade faturalarından kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu belirtildiği ve bu alacağa takip tarihi itibariyle kur olan 6.2471 TL üzerinden TL’ye çevrildiğinin belirtildiği, davacının alacağının TL karşılığını İİK’nun 58/3 maddesinin emredici hükmü gereğince göstererek yaptığı takipte seçimlik hakkını takip tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması olarak kullandığı, vade tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını talep ettiği olarak yorumlanamayacağı, takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi de dikkate alınarak çeklerin tanzim tarihindeki kur üzerinden 128.289,01 TL olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu, ek rapor, ayıplı malların tespiti ve mahsubuna ilişkin değerlendirme, taraf defterlerine göre borcun sabit olması, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 128.289,01TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 25.657,80TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 8.763,42TL ilam harcından peşin alınan 1.622,47TL harcın mahsubu ile bakiye 7.140,95TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL Başvuru Harcı, 1.622,47TL Peşin Harç olmak üzere toplam 1.676,87TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’ne göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.260,56TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’ne göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 59,43TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.800,00TL bilirkişi ücreti, 163,00TL posta masrafı, olmak üzere toplam 1.963,00TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.874,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 16.137,45TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır