Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/55 E. 2021/238 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/55 Esas
KARAR NO : 2021/238

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı dava dilekçesinde, davalının Bakırköy …… İcra Dairesinin ….. sayılı dosyasıyla aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, takibe konu çekin kendisine teslim edilmeyen ürünlerin karşılığında verildiğini, davalının 2012 yılında aktif durumda olduğu …… Teknik Hırdavat … isimli şahıs firmasının o dönemde birlikte iş yaptığı ….. Hırdavat Teks.San.ve DışTic.Ltd.Şti.üzerinden 05/03/2012 tarihinde ….. Konreş ve Montaj Yapıştırıcı 290 m2 ürününden adedini 4,20- Eurodan 2500 adet ürün karşılığının (2500 adet X 4,20 euro X 2,334 kur =Toplam 24.507TL) 24.507 TL olduğunu, bunun üzerine 05/03/2012 tarihinde şahsına ait ….. Bankası …. Şubesine ait …… nolu 10/6/2012 vade tarihli 24.500-TL bedelli çeki yazıp davalının birlikte iş yaptığı ….. Hırdavat Tekstil San.ve Dış Tic.Ltd.Şti.aracılığıyla davalıya gönderdiğini, ancak ne davalı tarafında ne de birlikte iş yaptığı şirket tarafından ürünlerin teslim edilmediğini, davalıya ulaşamadığını, kendisini tanımadığını, ürün teslimi yapılmadığından çek bedelini de ödeyemediğini, davalının 19/06/2012 tarihinde çekin arkasını yazdırarak 1.000-TL teminat bedelini bankadan tahsil ettiğini, İstanbul Ticaret Sicili Gazetesinin 14/1/2014 tarih, …… sayılı nüshasının 480.sayfasında davalı şahıs firmasının terkin edildiğini, hiçbir alacağının ve borcunun olmadığının kararda belirtildiğini, hakkında icra takibinin başlatıldığını, 01/02/2018 tarihinde tesadüfen uyap üzerinden öğrendiğini, aynı tarihte icra dairesini borcu olmadığına ve kişiyi tanımadığına ilişkin dilekçe verdiğini, icra dairesince son işlem tarihinin 20/09/2016 olmasına rağmen dosyayı işlemden kaldırmadığını ve icra hukukuna muhalefet ettiğini, diğer şirketin de 9/10/2015 tarihinde münfesih olup terkin edildiğini, icra dosyasında eski şirketinin adresine Teb.K.35.e göre tebliğ yapıldığını, usulsüz tebligat yapıldığını, eski şirketinin dosya borcuyla alakası olmadığını, usulsüz tebligata ilişkin Bakırköy ……. İcra Mahkemesinin …… E.sayılı dosyasında dava açtığını, bu süreçte davalının 04/12/2019 tarihinde kendisine haksız şekilde 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini bildirerek Bakırköy ….. İcra Dairesinin ….. nolu dosyasındaki çekinin tarafına iade edilmesini, 02/11/2019 tarihinde 35. Maddeye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, 89/1 haciz ihbarnanesinin usulsüz kabul edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının …… Bankası ……. Şubesinin 12/06/2012 keşide tarihli 24 500,00-TL bedelli çeki imzalayıp ….. Hırdavat Tekstil San ve Tic.Ltd.Ştı.’ne verdiğini, çekin müvekkiline davacıdan geçmediğini, müvekkilinin hem davacı hem de ….. Hırdavat Tekstil San veTic.Ltd.şti. tarafından mağdur edildiğini, Müvekkilinin hamil sıfatıyla çeki muhatap bankaya ibraz ettiğini ve çekin karşılığı çıkmadığını, 11/03/2013 tarihinde Bakrrköy ……. İcra Miid.’nün ……. E sayılı dosyası ile Kambiye Senetlerine Özgü Haciz Yolu ile takip başlatıldığını, davacının tebliğe elverişli adresinin bulunmaması nedeniyle uzun zaman takibin kesinleştirilemediğini, icra dosyasından da anlaşılacağı üzere çok farklı tarihlerde takibin görüleceğini, davacının davasına gerekçe yaptığı hiçbir hususun müvekkiline karşı ileri sürülemeyeciğini, TTK m 818/1 -e hükmünden hareketle TTK m 657 “poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkifere dayanan defilen başvuran hamile karşı ileri süremez, meğerki hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun, (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır” şeklinde odluğunu, bu yasal düzenleme karşısında davacının müvekkiline karşı açtığı bu davanın reddedilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında bir ilişki bulunmadığını, husumet yöneltmesi gerekenin müvekkili olmadığını, müvekkilin keşideci olarak davacı ve davacının kestiği bu çeki cirolayıp müvekkiline veren ….. Hırdavat Ltd. Şti. tarafından mağdur edildiğini, açıklanan nedenlerle; yasal dayanağı olmayan davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği…” görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Keşidecisinin davacı olduğu, hamiline yazılı dava konusu çek nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı, dava dışı ….. Hırdavat Ltd Şti ile tarafların ticari ilişkisinin bulunup bulunmadığı, bu ilişki kapsamında ticari emtia tesliminin gerçekleşip gerçekleşmediği ve çekin istirdadının gerekip gerekmediği noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edildi.
Mahkememizce ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporunda çekle ilgili davacının davalıya borçlu olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660; 18.02.2015 gün ve E:2013/19-1362, K:2005/826 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır.
Somut davada, çeki elinde bulunduran davalı hamil, çekin altında yatan temel ilişkiyi ispatlamak zorunda olmadığı gibi, taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması, çekler nedeniyle doğan alacağın talep edilebilmesine engel değildir. Aksine düşünce kambiyo senedinin mücerretliği ilkesini ortadan kaldırmaktadır. Somut olayda da; çekin ticari ilişki kapsamında davalıya verildiğinin tespit edilemediği, ancak çeki ciro yoluyla diğer cirantadan devralan davalının davacı ve 1. Ciranta ile aralarındaki sözleşme hükümleri konusunda bilgi sahibi olduğu ve kötüniyetli hareket ettiği ispatlanamamıştır. Bilirkişi raporunda çekle ilgili davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edilmişse de davacının iddia ettiği sözleşmenin tarafı davalı olmadığı gibi çeki iktisabında da ağır kusurlu olduğu anlaşılamamıştır.Ticaret sicilde kayıtlı olmasa bile hamil konumunda olduğu ve çekin illetten mücerret olduğu, senetten ayrı olarak temel ilişkideki edimlerin yerine getirilmediğinin davalıya karşı ileri sürülemeyeceği, hamile karşı sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmıştır.
Diğer yandan 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” denilmiştir. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Davacı taraf davalının çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduklarını ispatlayamamıştır. Buna göre; kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğu, ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, ispata yönelik bir delil bulunmadığı, yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 418,40TL harcın mahsubu ile bakiye 359,10TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
6-Dair davacı asıl ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.