Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/527 E. 2022/1104 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/527 Esas
KARAR NO : 2022/1104

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil ıle davalı şırket arasında 23.11.2016 tarihli sözleşme imzaladığını ,taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalı şirketin inşaa etmekte olduğu …… Projesinde doğalgaz tesisat yapımı, montajı işçiliği ve malzeme alımından oluşan işin yapımını üstlendiğini, sözleşme gereğince yapılacak işlerin bedeli olarak da 265.000,00-TL artı KDV olarak anlaşmaya varıldığını, müvekkil şirketin sözleşme yapımında üstlenmiş olduğu işleri süresinde tamamladığını, doğalgaz açma işlemlerini de yaptığını ve tam eksiksiz olarak davalıya teslim ettiğini, davalı tarafından sözleşmede belirtilen işlerin bedeline karşılık kısmi ödemeler yapıldığını bakiye kalan 110.000,00 TL ödenmediğini, bunun üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü nün ….. E. nolu dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve takibi durdurduğunu ileri sürerek icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 23.11.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince davacı müvekkil şirketin inşa etmekte olduğu, …. Projesinde doğalgaz tesisat yapımı, montajı işçiliği ve malzeme alımından oluşan işin yapımını üstlendiğini, davacı tarafın sözleşme gereğince üstlenmiş olduğu işleri süresinde tamamlanmadığını, aslında mekanik ve elektrik işleri için taraflar arasında anlaşma yapıldığını, davacı tarafın işleri eksik yaptığını, eksik şekilde teslim ettiğini, işleri tam yaptığına dair tespit olmadığını, özellikle elektrik işlerinin eksik olması nedeni ile elektrik saatleri takılmadığını ve davalı şirketin aylarca inşaat elektriği kullandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 110.000,00-TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için 15/02/2021
tarihli celsede verilen ara karar uyarınca davalı şirketin inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı gibi yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; ”Taraflar arasındaki ticari ilişkisi doğrultusunda; Davalıya ait …… Ada … Parselde bulunan ….. Projesi İnşaatı kapsamında her türlü tesisat yapımı, montaj, işçiliği ve malzemesi temini için sözleşme imzaladıkları tarafların kabullerinde olduğu, davacı ticari defterlerinde yapılan incelemede davalı firmaya ait kayıtlara rastlanılmamak ile birlikte dosya kapsamında davacı tarafından davalı adına düzenlenen fatura veya ödeme belgelerine rastlanılmadığı, dosya kapsamında yapılan incelemede davalı beyanlarında davacı ile ticari ilişkiyi reddetmek ile birlikte davacı iddialarına istinaden davalının sadece, sözleşme ile davacının yüklendiği işleri eksik yaptığını beyan ettiği, dosya kapsamında taraflar arasında imzalanan sözleşmede usul olarak kararlaştırılan hakkediş raporlarına da rastlanılmadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin davacı ticari defterlerinden tespit edilemediği…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).Mevcut olayımızda davacının ticari defterleri incelenmiş ancak davalı firmaya ait kayıtlara rastlanılmamak ile birlikte dosya kapsamında davacı tarafından davalı adına düzenlenen fatura veya ödeme belgelerine rastlanılmamıştır.
Dosya kapsamı itibariyle davacı dava dilekçesinde yemin deliline açıkça dayanmadığı anlaşıldığından mahkememizce yemin teklif edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; işlerin eksik veya tam yapıldığına dair davacı tarafından hakediş ve kontrol raporlarının dosyaya sunulmadığı ve tanık beyanlarının takdiri delil olması ve başkaca herhangi bir delille desteklenmediği anlaşıldığından mahkememizce davacının iddiasının ispatı için yeterli görülmemiştir. HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; alacak iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmekle bu husus ispatlanamadığından, davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca, davacı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-) Yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70-TL ilam harcından peşin alınan 1.328,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.247,83-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-)HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, davalı vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar verildi. 21/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.