Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/52 E. 2021/472 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/52 Esas
KARAR NO : 2021/472

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 20/01/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ……. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı-borçlu …… Mağazacılık ve Pazarlama A.Ş.’dan olan alacağının tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takipe 06.11.2018 tarihinde davalı-borçlunun haksız ve kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini, söz konusu takibe konu itirazın alacaklı müvekkili tarafından 13.11.2019 tarihinde tebliğ alındığını, itiraz üzerine takibin durmuş olduğunu ve takibin devamı için Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun …… Başvuru numarasıyla 04.12.2019 tarihinde müracaat edildiğini,

30.12.2019 tarihinde taraflar arasında anlaşmaya varılamaması üzerine arabuluculuk son tutanağının düzenlendiğini, bu nedenlerle itirazın iptali davası açıldığını, davalı tarafın haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy …… icra Dairesi’nin …. esas sayılıı dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 7.044,49-TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.

Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 11/02/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; 06/11/2018 tarihinde Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında davacının iddia ettiği gibi bir borcun bulunmadığını, icra takibine yapmış oldukları itiraz neticesinde takibin durduğunu, müvekkilinin defter kayıtlarının incelendiğinde borcun olmadığının anlaşılacağını bu nedenlerle davanın reddine talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi ……’na tevdi edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 18/03/2021 havale tarihli ek raporlarunda; ” İncelemeler, tespitler vc hesaplamalar sonucunda, dava dosyasına ibraz edilen davacı ve davalının yasal defterlerinin ve açılış-kapamş tasdik bilgileri usulüne uygun olarak yapılmış olduğu görülmüştür. Buna göre davacının defterlerinde 7.044.49-TL alacak bakiyesi son kayıt tarihi 11.09.2017 tarihli kayıta göre tespit edilmiştir. Davalının hesap bakiyesinin ise 0 ( Sıfır) olduğu son kayıt tarihi olan 04.10.2018 larihine göre tespit edilmiştir. İki şirket arasındaki uyuşmazlığı sebepleri detaylı olarak yukarıda açıklanmış olup bu uyuşmazlıklardan ipotek işlemleri masrafları ve vade farkları İçin toplam 5.054,51-TL fatura düzenlendiği ancak davacı tarafın bu faturaların kayda almadığı, 1.781,51-TL protesto masrafı için herhangi bîr yansıtma faturası düzenlenmese bile bu giderlerin davacı …. . ŞTİ/ye ait olduğu tespit edilmiştir. Kalan 208,70-TL bakiyenin de banka kanalı ile davacıya ödendiği görülmüştür. Bu işlemlerin kabulü sonucu davalının davacıya borcu olmadığı görülmektedir. Her ne kadar uyuşmazlık konusu bakiyelerin sebepleri açık olarak tespit edilmiş olsa da iki şirket arasındaki bu işlemler ticari mal vc hizmet olmaması sebebi ile gerek vade farkı, gerek ise ipotek masraflarının ne tutarda, nastl ve kim tarafından karşılanacağı ticaret yapanlar arasında serbestçe belirleneceğinden ve taraflar arasında bir sözleşme olmamasından ötürü davalının borçlu olmadığına Mahkeme karar verebilir. Davacının alacağının kabulü durumunda davalının 208,70-TL 04.10.2018 tarihinde yapmış olduğu ödemenin mahsubu gerekmektedir. Bu durumda davacının 6.835,79-TL alacaklı olacaktır.Sayın Mahkemenin alacağın varlığına hükmetmesi durumunda faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının icra inkar tazminatı talebinin takdirinin İse Mahkemeye ait olduğu, davalının kötü niyet tazminatı talebinin takdirinin ise yine Sayın Mahkemeye ait olduğunu ” teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; HMK madde 222’ye göre ticari defter incelemesi yapılmıştır. Davacının kayıtlarında ödenmemiş senetlerden kaynaklı 1.781,51-TL protesto masraflarının ipotek harç yansıtması, ipotek vekalet bedeli ve noter masrafları başlıkları altında yansıtma faturası düzenlendiği görülmüştür. Diğer bir fark da 731,92-TL’lik vade farkı bedelidir.
Kanunda; davacının talep ettiği alacaklardan hangi tarafın sorumlu olduğuna ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Uyuşmazlık miktarı açısından taraflar arasında sözleşme asıldır.
Ek rapora göre taraflar arasında uyuşmazlık konusu bakiyelerin sebepleri açık olarak tespit edilmiş olsa da bilirkişinin belirlediği borç kalemlerinin hangi tarafın ne kadar sorumlu olduğuna ilişkin taraflar arasında sözleşme olup olmadığı taraflara mahkememizce sorulmuştur. Buna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı gibi kanunda da açık hüküm bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporunda alacak sabit görülmediğinden kötü niyet tazminatının koşulları oluşmamıştır. Tüm bu nedenlerle davacının davası sabit görülmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmaması nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30-TL ilam harcından peşin alınan 82,53-TL harcın toplamı olan 82,53-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,23-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır