Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/507 E. 2021/128 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/507 Esas
KARAR NO : 2021/128

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:”……müvekkili şirket ile davalı arasında gerçekleşen cari ticari ilişki çerçevesinde müvekkili şirket tarafından tamamı farklı tarihlerde olmak üzere davalıya kağıt ürünü satılarak alacaklı duruma geçildiğini, verilen ürün bedelinin ödenmemesi üzerine taraflar arasında görüşmeler yapıldığını, fakat yapılan tüm görüşmelere rağmen olumlu sonuç alınamadığını, bu durum üzerine 07/10/2019 tarihinde söz konusu alacağın tahsili amacıyla İstanbul…… icra Müdürlüğü’nün …… E.sayılı icra dosyasında ilamsız icra takibinin başlatıldığını, ödeme emrinin tebliği sonrasında davalı borçlunun itirazı ile takibin durdurulduğunu, davalı tarafından icraya yönelik yapılan itirazın haksız ve müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya matuf ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin, davalı yanın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılam a giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: “…müvekkilinin davacı tarafa iddia edilen tutarda borcu bulunmadığını, alacak hakkına temel olarak gösterilen faturaların ve davacı açık hesap ekstresinin davacı tarafından isteğe bağlı olarak düzenlenebilir belge statüsünde olduğunu bu nedenle alacak hakkının ispatında kuvvetli delil teşkil etmediğini, davacının, varlığını iddia ettiği satımı gerçekleştirilen ürünlere dahil ne bir satış sözleşmesi ne de faturaların teslimine ilişkin belgeyi delilleri arasında göstermediğini, borca süresi içerisinde kısmi itirazda bulunduklarını, itiraz edilen 90.225,53-TL yönünden takip durdurulurken kabul edilen bedel üzerinden takibin devam ettiğini ve akabinde kabul edilen bedelin taraflarınca ödemesinin gerçekleştirildiğini, açıklanan ve mahkemece re’sen nazara alınacak sebepler neticesinde; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 93.239,63 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borcun 90.225,53 TL’lik kısmına ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek rapor alınmıştır. Buna göre; davalı şirket kayıtlarına göre davacı şirketin 2018 yılından 6.524,85-TL borç bakiyesi devrettiği, sonrasında 01/01/2019 tarihinde yapılan 26.636,06-TL’lik “dönen çekin geri alınması “ kaydı ile davacı şirketin 20.111,21-TL alacaklı duruma geldiği, davalı şirket kayıtlarına göre davacıya yapılan ödemeler toplamı 71.000,00- TL’nin, yukarıda açıklanan davacı şirketin kayıtlarına göre yapılan tahsilat tutarı 71.000,00- TL’yi doğruladığı, tarafların ticari ilişkisi kapsamındaki davalı tarafından alışlarına ilişkin üç(3) adet fatura karşılığı toplam 53.902,89-TL alış kaydı yapılmasına karşılık, davacı tarafından aynı dönemde dört(4) adet fatura karşılığı toplam 138.519,26-TL’lik satış yapıldığının kayıt altına alındığı, tarafların alış-satış kayıtlarının karşılıklı incelemesinde davacı tarafından 84.616,37-TL olarak kaydedilen satış tutarının, davalı kayıtlarında yer almadığı, Ba-Bs Formları içeriklerinde karşılıklıyapılan analizde, davacı tarafından 84.616,37-TL’lik faturanın BS Beyannamesinin verildiği görülmesine karşın, aynı dönemde davalı tarafından BA Beyannamesinin verilmediği, ancak davacı BS Forma analizinde yapılan incelemede aynı dönemde davacı şirketin müşterisi 23 mükellefin/müşterisinin BA Beyannamesi vermediği, bu durumun şüpheli işlem kategorisinde değerlendirilebilecek nitelikte olduğu, ayrıca, tarafların 2019 yılına ait açılış kayıtlarının davalı kayıtlarına göre 20.111,21-TL davacının alacaklı olduğu görülmesine karşın, aynı dönemde davacının kayıtlarına göre bu alacak tutarının 25.720,37-TL olduğu kayıt altına alınmış olmakla birlikte, davalı şirket tarafından “dönen çekin geri alınması “ şeklinde yapılan kayıt açıklamasının, davacı şirket tarafından yapılmadığı gibi izaha muhtaç bu durumla ilgili davacı şirket tarafından inceleme sırasında da gerekli izahat yapılmamıştır. Taraflar arasında, özellikle alacaklı olduğu iddiasında bulunan davacı tarafından 2018 yılı kapanışı, 2019 yılı açılışı itibariyle yapılması gereken cari hesap mutabakatının yapılmadığı, taraflar arasında cari hesap uyumsuzluğuna neden olan 84.616,37-TL’lik davacı şirket satışı ile ilgili olarak, dava konusu faturanın davalı şirkete teslim ve tebliği kaydı olmadığı gibi fatura içeriği ticari emtiaya ilişkin malın teslimine ilişkin düzenlenmiş irsaliye” bilgisi yer alamadığı, bu nedenle fatura içeriği malın davalıya tesliminin ispatının yapılamadığı, dikkate alınarakdavacının dava ve takip konusu 93.239,63-TL tutarında alacaklı olduğunu doğrular nitelikte tespit yapılmadığı, davalı tarafından, 20/10/2019 tarihli 4.250,00-TL’lik ödeme kayıt altına alınmış olmasına karsın, davalı tarafından ödeme belgesi sunulamayan bu tutarın davacı şirket kayıtlarında tahsilat olarak görülmediği, icra takibi aşamasında yapıldığı beyan edilen ödemeye ilişkin dava dosyası içeriğinde belge de sunulmadığı dikkate alınarak davalı şirketin 3.014,10-TL borçlu olduğunun tespit edildiği, bu kısım yönünden davalının icra takibine itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya ……. aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı ilamı)
Somut olayda, dava konusu faturanın davalı şirkete teslim ve tebliği kaydı olmadığı gibi fatura içeriği ticari emtiaya ilişkin malın teslimine ilişkin düzenlenmiş irsaliye” bilgisi yer alamadığı, bu nedenle fatura içeriği malın davalıya tesliminin ispatının yapılamadığı, ticari defter ve belgelerin incelenmesinde de bu hususun desteklendiği, davacının alacağını talep edebilmesi için öncelikle teslim olgusunu yazılı ve kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, yemin deliline de dayanılmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı, 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddesi ve 4721 Sayılı TMK’nın 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükellef olup, ispatlanamayan davanın reddi ile dosya kapsamı itibariyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Reddedilen alacağın %20si olan 18.045,10TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 1.074,63TL harcın mahsubu ile bakiye 1.015,33TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.521,42TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.