Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/485 E. 2021/362 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/485 Esas
KARAR NO : 2021/362

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 23/07/2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; “…tekstil sektöründe faaliyet göstermekte olan müvekkilinin, davalıya spor cinsi tekstil ürünleri sattığını, ……. seri numaralı fatura ve irsaliye numaralı …… belgelerle teslimatını yaptığını, davalı yanın müvekkilce imal edilen ve teslim edilen ürünleri teslim aldığı, faturasını da kabul ettiği halde uzun sürede ödeme yapmadığını, müvekkilinin 3 yıllık sürede davalıdan ödeme beklediğini, davalının kendi iç işleyişinde bir kısım ödeme onayları beklediğini maillerinde belirttiğini ancak bu güne kadar ödemeyi yapmadığını, davaya konu alacağın 2018 yılına ait faturaya dayalı olduğunu, müvekkilinin 3 yıl iyi niyetle beklediğini, ancak ödeme yapılmaması sebebi ile icra takibi başlatma zorunluluğunun hasıl olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin arz ve talep edildiği…” görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…davanın görevsiz mahkemede açıldığını, zamanaşımının dolduğunu, müvekkili federasyon ile davacı şirket arasında spor cinsi tekstil ürünlerinin alınması konusunda anlaşma sağlandığını, ancak davacı şirketin müvekkil federasyona sözleşme dışı kalemleri ekleyerek fahiş bir fatura düzenlediğini, federasyonun kayıtları ile davacının düzenlemiş olduğu faturalar arasında farklılıklar bulunduğunu, bu farklılıkların fatura miktarı ve içeriğine ilişkin olduğunu, federasyona gönderilen faturaların bir kısmının içeriğinin ne olduğunun faturalarda belirtilmediğini, davacı şirketin aynı ürünlere ilişkin bazı faturaları hem federasyona hem de iktisadi işletmeye düzenlediğini, müvekkili federasyon tarafından tespit edilen bu faturaların federasyon kayıtlarına alınmadığını, ayrıca, davacı tarafından müvekkil federasyon aleyhine kesilmiş bazı faturaların federasyona teslim edilmediğini, federasyon tarafından bu faturaların kabul edilmediğini, bu sebeple davaya dayanak gösterilen fatura içeriğinin ve bedelinin kabulünün taraflarınca mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından, müvekkil federasyona gönderilen faturalara itiraz edilmemiş olmasının faturayı ve borcu kabul anlamına gelmediğini, zira davacının tanzim etmiş olduğu faturalar ile Federasyon kayıtları arasında farklılıklar mevcut olduğunu, yine davacı tarafından takibe konu edilen faturaların bir kısmının federasyon tarafından kabul edilmediğini, bu itibarla müvekkil federasyonun davaya dayanak faturadan dolayı davacı şirkete karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili federasyonun fahiş miktarda tanzim edilen faturaya ve borca itirazında haklı olduğundan, davacının müvekkil federasyon aleyhine icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması şartı arandığını ancak taraflar arasında alacak miktarı konusunda uyuşmazlık olduğu göz önünde bulundurularak davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, fahiş tutarda fatura düzenleyerek, müvekkili federasyon aleyhine icra takibi başlatan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesinin arz ve talep edildiği..’ görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında spor cinsi tekstil ürünü satımı nedeniyle faturadan kaynaklanan alacak bulunup bulunmadığı, varsa miktarı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 5.223,31 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmesinde; 6102 Sayılı TTK’nın 16 maddesinin birinci fıkrasında; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağı ve TTK’nın 4-1. maddesine göre her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davaların ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre iktisadi işletmenin tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili işbu davada Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Bu husus İBAM …… HD.’nin ……. Esas ve …… Karar sayılı ilamında da belirtilmiştir.
Davalı tarafın yetki ve zamanaşımına ilişkin itirazlarının değerlendirrilmesinde; TBK’nun 89/1 maddesinde açıkça “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” denilmekle davacı alacaklının yerleşim yeri dikkate alınarak yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında sözleşmeye dayalı alacak söz konusu olup 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının da reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının cari hesap alacağının bulunduğu, alacak miktarının 5.223,31 TL asıl alacak olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi incelemesi için davacı tarafın defterlerinin incelenmesinin süresinde olduğu, davalı tarafça defter ibraz edilmediği, yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı, defterlerin bulunduğu yer itibariyle inceleme talebinin olmadığı, buna göre HMK’nun 222. Maddesine göre davacı defterlerinin delil niteliğinde olduğu ve davalı itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmekle davalı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 5.223,31 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 5.223,31 -TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 1.044,66-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 356,80TL ilam harcından peşin alınan 63,09TL harcın mahsubu ile bakiye 293,71TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1320 TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 52,00TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı, 63,09TL peşin harç, ücreti olmak üzere toplam 969,49TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.