Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/48 E. 2020/510 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/48 Esas
KARAR NO : 2020/510

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 17/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2020
KARAR YAZIM TARİH : 12/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, şahsi ihtiyacı için konut almak amacı ile … Grup A.Ş(… İnşaat) isimli emlak ofisine başvuruda bulunduğu, … isimli kişi ters dubleks olarak müvekkiline saymak istediği daire ile ilgili müvekkili ile anlaşmaya vardığını ve sözleşme imzaladığını fakat sözleşmenin müvekkiline verilmediğini, kapora parası olarak müvekkilinden para talep edildiğini, müvekkilinin parası olmadığını beyan etmesi üzerine 5.000,00TL’lik senet imzalatıldığını, … isimli şahıs müvekkilinden almış olduğu senedi 05/04/2019 tarihinde icraya koyduğunu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyada ilamsız icra işlemi başlatıldığını, dava konusu haksız durum sebebiyle davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulünü davaya konusu senedin ödenmesinin engellenmesi ve dava konusu senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6100 Sayılı HMK.nun 1. Maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkindir. 28/05/2014 tarihinde 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Anılan kanun her türlü tüketici işlemiyle tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Kanunun 3/1-d maddesinde hizmetin tanımı yapılmış olup, 3/1-k maddesinde tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemini tanımlamıştır. Aynı kanunun 73.maddesinde Tüketici Mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş, buna göre tüketici işlemleriyle tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. 6502 Sayılı Kanunun 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. ” düzenlemesiyle Tüketici Mahkemelerinin görev alanı genişletilmiştir.
Eldeki davada uyuşmazlık konusu, tüketici işlemi olup, davacı tarafından alınan emlak komisyonculuğu hizmeti karşılığı hile ile bono alındığını ve borçlu olmadığının tespiti ileri sürülmüştür. Davalı taraf duruşmada; temel ilişki olan emlak komisyonculuğu sözleşmesini ve alım satım ilişkisini kabul etmiş olup buna göre temel ilişki kapsamında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Söz konusu sözleşmenin Tüketici Kanunundan kaynaklandığı, buna göre bonoda özel şekil şartı bulunmakta olup gerek bononun şekil şartına uygun şekilde düzenlenip/ düzenlenmediği gerekse aldatma olgusunun Tüketici Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Bu nedenle mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı asilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.