Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/470 E. 2021/334 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/470 Esas
KARAR NO : 2021/334

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 21.07.2020 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arâsında 14.10.2016 tarihinde Francbising Sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından sözleşme kapsamında 2017-2016 yılına ait Ciro Payı ve Reklam Organizasyon bedelinin ödenmediğini, buna karşılık Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafından itiraz edildiğini, borç olmadığına dair itiraz edilmesine rağmen herhangi bir belge sunulmadığını, ayrıca itiraz edilen hususlardan diğerinin, franehise sözleşmesinin ……. özel öğretim Danışmanlık ve Rehberlik Tic. Ltd. Şti. tarafından imzalandığı takibin ise davacı tarafından başlatıldığı ve sözleşmede franehise verenin sözleşme ve alacak devri yapılabileceğine dair hüküm bulunmadığını beyan ettiğini, ancak herhangi bir devir işlemi olmadığını, sadece ……. … Ltd. Şti. ile davacı şirketin birleştiğini, davalının afacağı sürüncemede bırakmak için haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu, arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını iddia ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, asıl a]acak üzerinden %20 oranından aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 08.09.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; ……. özel öğretim Danışmanlık ve Rehberlik Tlc. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında düzenlenmiş bulunan 14.10.2016 tarihli Franchising Sözleşmesinin 3. Maddesinde sözleşme konusunun……. markası ve sisteminin belirli süre, koşul ve sınırlar içinde belirli bir bedel karşılığında franchise alan tarafından kullanılmasına olanak sağlanması işi olduğunu, sözleşmesinin 2.maddesi d fıkrasında marka olarak ……. tescilli markası olan ……. anlaşıldığını, buna göre davalı şirketin……. tescilli markasını kullanacağını, ancak sözleşmenin düzenlenmesinden sonra sözleşmede franchise veren olarak geçen ……. … Ltd. Şti.’ nin……. adı ile tescilli bir markasının olmadığının anlaşıldığını, eğitim bilimleri adının tescilli olmayıp anonim olduğu, her kişi ve kuruluşun kullandığının ….. yetkileri tarafından davalı şirket yetkililerine bildirildiğini, eğitim bilimleri adının ……. veren ……. … Ltd. Şti. ve davacı şirketin tescilli markası olmadığı halde franchise sözleşmesinde tescilli markası gibi gösterilerek davalı şirketin yanıltıldığını, davaya konu sözleşmesinin geçersiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR :Taraflar arasında 14/10/2016 tarihli franchising sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır.
Eğitim Bilimleri markasının davacı adına TPE’de kayıtlı olup olmadığı soruşturulmuş, verilen cevabi yazıda; davalının marka tescil başvurusunda bulunduğu, benzerlik gerekçesiyle tescil isteminin reddine karar verildiği ve sahibi adına hüküm ifade etmediği bildirilmiştir.
SMMM ve hukukçu bilirkişiden rapor alınmış, davacı ……. özel öğretim danışmanlık ve rehberlik tic. Ltd. Şti’nin franchise veren olduğu, 06.08.2019 tarihinde franchise anlaşmasında taraf olmayan ….. Kurumları A.Ş. Tarafından devralındığı,…… Eğitim Şirketi adına……. ibareli tek markanın ……. ibareli, 03.06.2014 tescil tarihli marka olduğu, dava konusu……. ibaresinin tek başına bu şirketin uhdesinde olmadığı, takip dayanağı faturanın 09.04.2018 tarihli olduğu, takip tarihinin 16.09.2019 olduğu, sözleşmede yer alan sözleşmenini devir yasağı hükmünün franchise veren tarafın sözleşmeyi devrine ilişkin herhangi bir yaptırım öngörmediği,, şirketin farklı bir şirketle birleşmesinin devir yasağının ihlali sayılmayacağı, sözleşme tarihinde davacının markasının henüz tescilli olmadığı, tescil için başvurusunun bulunduğu, tescilliymiş gibi sözleşmenin yapıldığı, daha sonra tescil başvurusunun reddine karar verildiği, TPE verilerinin 2014’ten itibaren tamamen elektronik ortama alındığı, herkesin TPMK veri tabanında bir markanın tescilli olup olmadığını araştırabileceği, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi sözleşmeye konu markanın tescilli olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmakla birlikte davalı tarafın hiç marka başvurusu yapmamış olmasının bu konuda bilgi sahibi olmadığına karine teşkil edeceği, sözleşmenin 14.10.2019 tarihinde imzalanıp takibe itirazın 08.10.2019 tarihinde yapıldığı düşünüldüğünde davalı tarafın hile iddiasın ileri sürmek için 3 yıl beklediği, tarafların ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, defterlerin lehlerine delil vasfının bulunduğu, uyuşmazlığa konu faturanın taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü ….. esas sayılı dosyasında davalıdan 19.920,76 TL alacaklı olduğu, görüş olarak bildirilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın davacı ile davalı şirket arasındaki franchising sözleşmesi kapsamında davacı şirketin alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Bakırköy esas sayılı dosyasının incelenmesinde, Davacı tarafından davalı aleyhine 19.920,76 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasında 14.10.2016 tarihli ve belirsiz süreli franchising sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşme uyarınca davacının belirlenen bedeli ödemesi karşılığında, davalının tescilli ” ……” markasının belirsiz süreli ancak belirli, koşul ve sınırlar içerisinde davalı tarafından kullanılmasının kararlaştırıldığı, bir takım hükümler içerdiği, sözleşmenin tescilli marka varmış gibi hayata geçirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu ” ……. ” ibareli markanın tescili için davacının 18.10.2004 tarihinde dava dışı kuruma başvurduğu, başvuru aşamasında hükümden düştüğü ve davacı adına tescilli markanın olmadığı da sabittir. Öte yandan, davalının, davacı markasını kullandığı, sözleşmenin kurulmasından yaklaşık 3 yıl sonra markanın tescilsiz olduğunu öğrendiğini savunduğu dosya kapsamıyla açıktır.
Taraflar arasındaki davanın itirazın iptali davası olduğu, davacı tarafın fatura alacağını icra takibine konu ettiği, davalının ise faturanın düzenlenmesi gerektirecek hukuki ilişkinin bulunmadığını, faturanın da metot eğitim kurumları adı adına değilde başka firma adına kesildiği, davacı tarafın ise aynı firmadan bahsedildiğini, francies iken …… francies sözleşmesinden sonra ise ……… kurumu ile birleştirildiğinden faturanın o şekilde kesildiğini söylediği, tahkikatta francies sözleşmesinden kaynaklanan hizmetin verilip verilmediği, fatura içeriğinin yasal şekilde oluşturulup oluşturulmadığı, Türk Patent Endüstrisinden kayıtların getirtilerek eğitim birimlerinin davacı markası olup olmadığının araştırılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Franchising sözleşmesi, ne tek başına tam bir iş görme sözleşmesi, ne de başlı başına bir kullandırma veya lisans sözleşmesi değildir. Aksine, anılan sözleşmelerin bir takım özelliklerini içeren, hak ve yükümlülükleri bir araya getiren kendine özgü karma bir sözleşmedir. Anılan sözleşmede, satış imtiyazı, satış sonrası servis ihtiyacı, yapımcının marka, amblem ve flamasını kullandırma imtiyazı veren bir sözleşme olup bu hakları tanıyanlara franchisor, imtiyaz alan kişiye de franchisee denilmektedir. Bu sözleşme, sürekli borç ilişkisi kuran ve kanunda açıkça tanımlanmamış, bir nevi sözleşme serbestisi kapsamında gerçekleşen sözleşmelerdendir. Francihes verenin, kendisine ait üretim, işletme ve pazarlama sistemini oluşturan fikri ve sinai unsurlar üzerinde, franchise alana kullanma hakkı tanıyarak, onu kendi organizasyonuna dahil ederek sürekli ticari faaliyeti sırasında destekleme borcu altına girer. Franchising alan da ücret ödeyerek aynı zamanda onun ilkelerine uymakla yükümlüdür. Somut olayda, franchising sözleşmesi belirsiz süreli olarak akdedilmiş, davalının tescilli markası olduğu kabul edilerek ve bu marka altında hizmet verileceği benimsenerek ücret tayin edilmiştir. Franchising sözleşmesinin en önemli unsurlarından biri de markadır. Markanın kullanılması, tescil şartına bağlı değildir. Ancak, tescil markaya önemli bir koruma sağlamaktadır.
Davalı, davacının tescilli markası olduğunu kabul ederek sözleşme imzalamış ve faaliyete başlamıştır. Eldeki dava, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl süre dolduktan sonra açılmıştır. Her ne kadar, belirli bir süre davalı sözleşmeyi ayakta tutmuş ise de markanın tescilsiz olduğunu gerekçe göstererek takibe itiraz etmiştir. Davacının marka başvurusu reddedilmiş olup, gerçek hak sahibinin marka hakkına dayalı olarak, gerek davacıyı gerekse bu markayı kullanan davalı veya başka kişileri engellemesi mümkündür. Sözleşmenin başında davacı tarafından tescilsiz markanın tescilliymiş gibi sözleşmeye konu edilmesi, akdin esaslı unsurları bakımından davalının hataya düşürülmesi mahiyetinde kabul edilmelidir. Esasen, tescilsiz bu markayı davalının kullanmasını beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Ancak davalı basiretli bir tacir gibi davranarak marka hakkında araştırma yapmamıştır. Davalının sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmediği, geçersizliği öğrendiği tarihe ilişkin delil sunmadığı, başlatılan icra takibine yapılan itiraz ile geçersizliği ileri sürdüğü, sözleşmenin üzerinden üç yıl geçtiği anlaşılmakla, davalı tarafın geçersizlik savunmasına itibar edilmemiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, Bakırköy …… İcra Dairesinin ….. Esas sayılı dosyasında davalı tarafın 19.920,76TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına,
2-19.920,76TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına,
3-19.920,76TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına,
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.360,78TL ilam harcından peşin alınan 254,87TL harcın mahsubu ile bakiye 1.105,91TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL Başvuru Harcı, 254,87TL Peşin Harç olmak üzere toplam 309,27TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.246,10TL’nin davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
7-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 73,90TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
8-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00TL bilirkişi ücreti, 52,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.052,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.937,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
10-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.181,33TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
11-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.