Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2021/132 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/396 Esas
KARAR NO : 2021/132

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/12/2010
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin 01/12/2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın maliki bulunduğu …… plakalı araç davalı … nezdinde …… nolu poliçe kapsamında Trafik Z.M.M. Sigortası ile sigortalandığını, müvekkilinin aracı, oğlu tarafından kullanılmakta iken yaralamalı trafik kazasına karıştığını, bu kaza sonrası yaralanan 3.şahsın tedavi masraflarına ilişkin müvekkil tarafından 33.500,00-TL ödemede bulunulduğunu, davalı … şirketine kaza sonrasında 20/07/2006 tarihinde kaza sebebiyle yapılan harcamaların karşılanması için yazılı talepte bulunulmuş ancak netice alınamadığını, bu başvuruda bir kısım evrakların tamamlanması gerektiği bildirilmiş ancak, bunlar tamamlandıktan sonra dahi ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya faize ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak ve yargılama sırasında tespit edilecek tazminata ilişkin davamızı ıslah etme haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkil tarafından kazaya karışan 3.kişi adına ödenen tedavi masraflarından şimdilik kaydı ile 10.000,00-TL’nin ödeme tarihinde itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsili ile tarafımıza ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekilinin 31/01/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; …… plaka numaralı araç müvekkil şirket tarafından …… numaralı Zorunlu Trafik Poliçesi ile sigortalandığını, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Trafik Poliçesinin tedavi / sakatlık nedeniyle kişi başına teminat üst limiti 57.500,00-TL olup, poliçenin mevcut olması bu teminat tutarlarının her kazada tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, davacı sigortalı mağdur …….’ın tedavi giderlerini ödediğinden bahisle iş bu davayı açmış ise de mağdur ……. tarafından şirketimiz aleyhine maddi ve manevi tazminat talebiyle Ankara …… Asliye Ticaret Mah’nin ……. esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, tedavi giderleri yönünden, tedaviye yönelik hangi giderlerin karşılandığı ve buna ilişkin sübut deliller araştırıldığını, bu hususta Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin ……. esas ……. K. Sayılı 13/10/2005 tarihli kararda ” Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle çalışma gücünün azalması nedeniyle uğranılan maddi zarar ile yaralanmanın zorunlu kıldığı tedavi masrafları, bakıcı ücretleri ile kullanması zorunlu araç ve gereçlerin karşılığı maddi kayıpların tazmini istemlerine ilişkin olduğunu mahkemece davacı tarafından tedavisine yönelik hangi giderlerin karşılandığı ve bunlara ilişkin sübut delillerin araştırılmadan, dosyaya sunulan talep edilen tazminatın anlamlı olduğu şeklindeki subjektif görüşe dayalı olarak düzenlenen raporları uyarınca poliçede yazılı tedavi gideri teminatına karar verilmesi, sigortacının poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; “Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından 02/10/2014 tarihli bilirkişi kök raporunu sunduğu bilirkişi raporunda ”… Sonuç: Davalı … Tarafından ZMSS Sigorta Poliçesi ile Sigortası Temin Edilen Davalının İşleteni olduğu …… Plaka sayılı aracın Sürücüsünün Tali Kusurlu olarak kartıştığı trafik kazasında bedeni Zarar görenin Tedavisi için davacının Ödemede Bulunduğu Hastane Giderlerinin Tazmininde Muhatabın (6111 sayılı Kanunun 59. Mad.- KTK 98. Mad. Hükmü gereği) Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Olacağı ve Bu nedenle; Davalı … Şirketine Husumet Yöneltilemeyeceği, ancak Davalı … Şirketinin SGK’a Prim Aktarımına/ Ödemelerine ilişkin Belgeleri – Dekontları Dosyaya Tevdi Etmesi gerekeceği …” kanaati ile raporunu tanzim ettiği anlaşılmıştır. Dosyanın itirazlar doğrultusunda ek rapor için bilirkişi tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 17/06/2015 tarihinde ek bilirkişi raporunda; ”… Davacı itirazlarının kök rapordaki görüş değişikliğine gidilmesine gerektirmediği her ne kadar davalı sigortacı tarafından SGK’na poliçe prim aktarımlarını yapıldığı belgelenmiş ise de aktarımların yapıldığının belgelenmesi yükümü bulunmadığı ….” kanaati ile raporunu tanzim ettiği anlaşılmıştır. Alınan ek rapor usul ve yasaya uygun bulunduğundan mahkememizce de itibar edilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede, 6111 sayılı kanun yürürlük tarihinden önce verilen hizmetler trafik kazasının oluş tarihine ve kazazedenin genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın 25/02/2011 tarihinden önce üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruşlarınca verilmiş ancak ”motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası” kapsamında olmadığından (kusur oranı, araç işletenin tedavisi, tek taraflı kaza vs.) dolayı sigorta şirketlerince ödemesi yapılmayan sağlık hizmet bedelleri SUT hüküm ve ekleri esas alınarak SGK tarafından karşılanacağı açıktır. Davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu yönünden ise; Yargıtay …… HD’nin …… E.-K. sayılı 11/05/2012 tarihli kararına göre ve Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının ilgili hükümleri hakkında ise sağlık giderleri teminatı dışında kalan bakıcı giderleri ve diğer tedavi giderlerinin haksız fiil sonucu oluşan gerçek zararın karşılanması hükümlerine göre sorumlu olacağını hükme bağlamıştır. Ancak dava dosyasında davacının karşıladığı ve talep ettiği tüm giderler sağlık giderleri olduğu delillerle sabittir. Bu nedenle ortada davacı tarafından sağlık gideri dışındaki harcamaların talep edildiğine ilişkin (bakıcı vs.) bir talep görülmediğinden ve aynı zamanda davalı … şirketinin sorumluluğu 6111 sayılı yasayla getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunduğundan davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği belirtilen tüm bu sebeplerle davalının pasif husumeti bulunmadığı kanaat ve sonucuna ulaşıldığından” gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İşbu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir ve Yargıtay …… Hukuk Dairesinin …… Esas ve …….. Karar sayılı ilamıyla; ” davacı tarafça dava dışı 3. kişinin belgeli tedavi giderlerinin ödemesinin yasal düzenlemelerin yürürlüğünden önce yani 6111 Sayılı Yasa öncesi dönemde yapıldığı, davalı … ile davacı araç maliki arasında poliçeden kaynaklanan sözleşmesel bir ilişkinin mevcut olduğu bir arada değerlendirildiğinde mahkemece davalı … şirketinin davacı tarafından ödenen tedavi giderinden sorumlu tutulacağı gözetilerek davacı istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuş ve mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, davacı tarafından sarf edilen tedavi giderlerinin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasa’nın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır.
27.08.2011 tarih ve 28038 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin “Kanun’un yayımı tarihinden önceki trafik kazaları” başlıklı geçici 1. maddesinde “Kanun’un yayımı tarihinden önce meydana gelen trafik kazalarından kaynaklanan ve anılan tarih itibariyle ödenmemiş tüm tedavi gideri bedelleri Kanun’un geçici 1. maddesi kapsamında Kurumca ödenir. Bu tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle ilgili sigorta şirketlerinden ve Güvence Hesabından tahsil edilen tutarlar bakımından ilgili sigorta şirketlerine ve Güvence Hesabına herhangi bir iade yapılmaz. Bu tutarlar Kuruma bu Yönetmelik uyarınca aktarılan tutarlardan mahsup edilemez” düzenlemesi yapılmıştır.
Görüldüğü üzere, 6111 Sayılı Yasa’dan önceki dönemde gerçekleşen kazalara ilişkin sağlık harcamaları konusunda, yönetmelik ikili bir ayrım yaparak kurumun sorumluluğunu düzenlemiştir. Buna göre, 6111 Sayılı Yasa döneminden önce gerçekleşen kazalar nedeniyle, henüz sigorta şirketleri tarafından ödenmemiş olan tedavi giderlerinden kurum sorumlu olacak; ama, 6111 Sayılı Yasa döneminden önce gerçekleşen kazalar nedeniyle sigorta şirketleri tarafından ödenen tedavi giderleri, ödeyen sigorta şirketinin üzerinde kalacak ve ödeme yapan sigorta şirketi 6111 Sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesine dayanarak, ödediği bedeli kuruma rücu edemeyecek ve kuruma aktarması gereken primlerden bu sebeple mahsup yapamayacaktır.
Somut olay incelendiğinde ise; 26.06.2006 tarihinde gerçekleşen kazadaki 3. kişi yaralanması nedeniyle davacı tarafça yapılan 14.08.2006 tarihli belgeli tedavi giderlerinin davalı … şirketinden talep edildiği, harcamaların davacı tarafça yapılmış olduğu, davalı … tarafından davaya konu edilen miktar yönünden davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı; her ne kadar davanın devamı sırasında yukarıda bahsi geçen yasal düzenlemeler yürürlüğe girmiş ise de, davacı tarafça dava dışı 3. kişinin belgeli tedavi giderlerinin ödemesinin anılan yasal düzenlemelerin yürürlüğünden önce yani 6111 Sayılı Yasa öncesi dönemde yapıldığı, davalı … ile davacı araç maliki arasında poliçeden kaynaklanan sözleşmesel bir ilişkinin mevcut olduğu bir arada değerlendirildiğinde davalı … şirketinin davacı tarafından ödenen tedavi giderinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Bozma ilamı doğrultusunda, sigorta alanında uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Davalı … şirketinin sorumlu olduğu miktar belgeli olup toplam 33.500,00 TL olarak hesaplanmış ve temerrüde düşülen tarihe göre yasal faiz hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı, yukarıda belirtilen yasal düzenleme, bozma ilamı ve bilirkişi raporuna göre davanın artırılmış haliyle kabulüne dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 33.500,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bu bedelin 12.000,00TL’sine 29/07/2006 tarihinden itibaren, 21.500,00TL’sine 18/02/2009 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.288,38TL ilam harcından peşin alınan 148,50TL harç, 395,00TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.744,88TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.450,00TL bilirkişi ücreti, 235,65TL posta masrafı, 17,15TL başvuru harcı, 148,50TL peşin harç, 395,00TL ıslah harç ücreti olmak üzere toplam 2.246,3TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.025,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.