Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/392 E. 2020/572 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/392 Esas
KARAR NO : 2020/572

BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2010/239 Esas
KARAR NO : 2011/58

DAVA : İtirazın İptal
BİRLEŞEN DAVA
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2010/240 Esas
KARAR NO : 2011/59

DAVA : İtirazın İptal

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/01/2010
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 19/11/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin 30.10.2009 harç tarihli dava dilekçesinde özetle ; Davalılardan …… ve ….. Tekstil A.Ş ile aralarında 18.03.2008 tarihli bir “Avukatlık Sözleşmesi” imzalamış olduklarını, söz konusu sözleşmeye göre davalılardan …’in. …….Tekstil ve …’ den toplam 12.500.000 USD’ lik alacağı ile ilgili olarak her türlü işlemler için vekil tarafından sözleşme miktarının %10′ u oranında yani 1.250.000 USD vekalet ücreti talep etme hakkı doğduğunu, Avukatlık Sözleşmesinin 2.maddesindeki işlerin ise a,b,c,d,e,g bentlerinde belirtilenlerden ibaret olup yine sözleşmede belirtildiği şekilde Sulh anlaşması yoluyla davalı müvekkiller lehine sonuçlandırıldığını ve bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan 750.000 USD alacaklı olduklarını, davalı müvekkiller ile aralarında bir Sulh anlaşmasının olmadığının kabulü halinde bile % 10 Avukatlık ücreti ödeneceği varsayımı ile 2.266.000 USD ve 784.000 TL. vekâlet ücretinin kendilerine ödenmesi gerekeceğini, yine sözleşmenin 4. maddesine göre davalıların tamamının vekâlet ücretinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olduklarını, Avukatlık Sözleşmesi dışında da dava dosyasında yer alan ekli delil listesinde belirtilen bazı işlerin de takip edilip sonuçlandırıldığını, aralarındaki sözlü anlaşma gereği bu işler için de % 10 oranında vekalet ücreti ödenmesi gerektiği, bütün bu işler sebebiyle müvekkil davalılardan 1.548 USD ve 485.000 TL alacaklı olduklarını, netice itibarıyla davalılardan … ve …….Tekstil AŞ’ den 200.000 USD ve diğer davalılardan 2.000.000-USD’ın müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılardan ….. ve ….. Tekstil San. ve Tic. A.Ş vekilinin 18.01.2010 tarihli cevap dilekçelerinde; davacılarla aralarında bir Avukatlık Sözleşmesi bulunmadığını, davacı Avukatların 12.500.000 USD’ lık alacak için iki adet ihtarname çektiğini, dava açmadığını, bizzat davacı vekiller tarafından hukuki uyuşmazlık çözülemeyince Sulh Sözleşmesinin başka Avukatlar tarafından gerçekleştirildiğini, dava dilekçesinin ikinci kısmında yer alan ve sözleşme dışı olarak belirtilen işler için davacıların tespit yaptırıp ihtar çektirdiklerini, İcra Hakimliğinden takibin iptali kararı çıkarttıklarını, Sulh Sözleşmesinde sadece hazirun olarak bulunduklarını, ihtilafı tek Avukat olarak takip ettiklerini bu sebeple talep edilen 750.000 USD’ ın fahiş olduğunu, Avukatlık Sözleşmesi dışında kaldığı iddia edilen bazı taleplerin mükerrer olduğunu, sözleşme dışı olarak ücret alacağı talep edilen hususlarda dosyada belirtilen gerekçelerle iddiaların yerinde olmadığını, ihtilaf konusu Avukatlık Sözleşmesinin gabin sebebiyle geçersiz olduğunu, davacı vekillerin yapılan Sulh Sözleşmesini takip etmedikleri için azledilmiş olduklarını, azlin haklı olduğunu, bu gerekçelerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacının aldığı vekalet kapsamında vekalet hizmetini tam ve eksiksiz olarak verdiği ve vekalet ücretine hak kazandığı kanaatine ulaşılarak davacı ıslahı da değerlendirmek suretiyle davacı davasının kısmen kabulüne dair verilen mahkememizin …. esas ……. karar sayılı ve 28.02.2013 günlü kararı Yüksek yargıtay ……. Hukuk dairesi başkanlığının ……. esas …… karar sayılı ve 21.01.2014 tarihli kararlarıyla ” temyiz dilekçesine eklenen sulh ve ibradır başlıklı belgenin incelenmesinde iş bu dava nedeniyle her ne koşulda olursa olsun hiçbir talepte bulunamayacağının ve davalılar ……. tekstil AŞ ve …’in geriye dönük olarak ibra edildiklerinin belirtildiği, davanın hangi aşamasında olursa olsun borcu sona erdiren nitelikle bir belge verilmiş ise bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bir kısım davalılar tarafından temyiz aşamasında ibraz edilen sulh ve ibradır başlıklı belge üzerinde durulup gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir” gerekçeleriyle mahkememizce verilen karar bozulmuş, mahkememizce usul ve yasaya uygun yargıtay bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yaptırılmış, tarafların bozmaya ilişkin beyan ve delilleri toplanmış ayrıca bozma doğrultusunda dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi kurulundan 17.03.2016 tarihli ve 08.06.2016 tarihli ek rapor alınmıştır.
Yargıtayca bozma ilamına konu yapılan belge aslı celp edilmiş davacı taraf sulh ve ibradır başlıklı 25.03.2011 tarihli sözleşme aslını dosyaya sunmuştur. Belge asıllarında da görüldüğü üzere belgenin düzenlenme tarihi 25.03.2011 tarihi olup ibra sözleşmesine ilişkin yasal düzenleme 818 sayılı borçlar kanunun yürürlükte olduğu dönemde yapılmış olmakla 818 sayılı yasa hükümlerine tabi olacağı tabidir. 6098 sayılı borçlar kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu kanunun yürürlüğüne ilişkin 6101 sayılı kanunun 1 maddesine göre borçlar kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemleri, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarının ve sonuçlarına bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu kanunun konu, zaman, kapsam ve kişi bakımından yürürlüğünü düzenleyen hükümler dikkate alındığında somut olayımızda da sulh ve ibradır başlıklı 25.03.2011 tarihli belgenin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı yasa hükümlerinin uygulanacağı 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı borçlar kanunun hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Belgenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan borçlar kanunun 141 ve 142 maddeleriyle yargıtay hukuk genel kurulunun 16.06.2004 tarih ……. esas ….. karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, alacaklının müteselsil borçlulardan bir ile ibra sözleşmesi yapması kural olarak diğer borçluları borçtan kurtarmayacağını belirtmektedir. Müteselsil borçlardan alacaklının borçlulardan biri ile ibra sözleşmesi yapması halinde diğer borçluların borcu kural olarak devam eder. Müteselsil borçlulardan birinin ibrası halinde diğer borçlularının da ibra edilmiş sayılması 818 sayılı borçlar kanunun 141 ve 145 maddeleri kapsamında mümkün değildir.
Hal böyle olunca ibra sözleşmesinin müteselsil borçlulardan biri ile yapılması halinde ibra edilen miktarın diğer alacaklılar için de geçerli olması yapılan sözleşmede de bu yönde açıklamama olmaması karşısında mümkün değildir. 25.03.2011 tarihli belge de ibra edilen miktarın diğer borçluların sorumluluğunun ibra oranında indirileceğine dair hüküm taşımamaktadır. Bu nedenle olayımızda müteselsil borçlular yasa ve hukuk genel kurulunun içtihatları doğrultusunda borcun tamamından sorumludurlar. Sonradan yürürlüğe giren 6098 sayılı borçlar kanunun 166 maddesinin 6101 sayılı yasanın 1 maddesi kapsamında uygulanma olanağı yoktur. Somut olayda sözleşmenin tarafı olan …….tekstil sanayi ve ticaret aş ile … yönünden yapılan ibranın diğer borçlulara uygulanması istifade etmeleri söz konusu değildir diğer müteselsil borçlular borcun tamamından yasa gereği sorumludur. Sözleşmenin tarafı olmayan kişilerin ibranameden istifadeleri düşünülemez. Bu nedenle mahkememizce de gerek yürürlükte bulunan 818 sayılı yasanın 141- 142-145 maddeleri ve yargıtay hukuk genel kurulunun 16.06.2004 tarih …… esas ……. karar sayılı ilamları kapsamında olay değerlendirilerek ibra dışındaki borçluların borçtan kurtulamayacağı kanaatine varılmış ibra olunanlar dışındaki davalılar vekalet ücretinin tamamından tümünden sorumlu tutulmuş ve davacı davasının toplanan deliller doğrultusunda vekalet hizmetinin tam ve eksiksiz olarak verildiği ve davacıların vekalet ücretine hak kazandıkları subüt bulması karşısında davacı davasının kısmen kabulüne; ayrıca davalılardan ……. Tekstil ve … yönünden ise davalılarca ibra edilmiş olmakla bu davalılar yönünden davacı davasının reddine, mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy ….. Asliye ticaret mahkemesinin …… esas ……. esas sayılı dosyalarından feragat edilmiş olmakla bu dosyalar yönünden de davacı davasının feragat nedeniyle reddi karar verilmiş; iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ……. HD ….. esas ……. karar sayılı ilamıyla “hüküm davalılar … ile … tarafından temyiz edilmiştir.
a)…nin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Mahkemenin 25.05.2016 tarihli kararının temyiz eden davalıya 02.07.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz dilekçesinin 15 günlük yasal süre geçtikten sonra 20.07.2016 tarihinde verildiği anlaşılmakla davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden REDDİNE, karar verilmesi gerekmiştir.
b)…’in temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; mahkemece, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; ancak kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmemiş olup, gerekçesi de kararda belirtilmemiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde “  Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. “ şeklinde düzelenme yer almaktadır. Hal böyle olunca, mevcut düzenleme gereğince karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı” olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştur.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyularak değerlendirme yapılmış, bozma ilamına göre yalnızca asıl dava yönünden davalı … lehine yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Her ne kadar davacı taraf taraflar arasında düzenlenen 25/03/2011 tarihli sulh ve ibra sözleşmesine göre davalı …’in vekalet ücreti talep edemeyeceğini iddia etmiş ise de; sözleşmenin tetkikinde karşı tarafça talep edilecek vekalet ücretinin ……. TEKSTİL AŞ tarafından ödeneceğinin açıkça yazılı olduğu, dolayısıyla davalı … yönünden vekalet ücreti bakımından herhangi bir düzenlemenin söz konusu olmadığı, bu bağlamda Yargıtay bozma ilamına uyulmakla davalı … yönünden usulü kazanılmış hak da oluştuğu, aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddedilmiş olması dikkate alındığında davalı … lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere asıl dava yönünden davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davalı … yönünden davanın reddedilmiş olması nedeniyle kendisi lehine talep edilen toplam alacak miktarı üzerinden AAÜT’nin 6.maddesi gereğince(ön inceleme tutanağının imzalamasından sonra kuralı gereğince ücretin tamamına) nispi vekalet ücretinin ve yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacılardan tahsiline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden davacılar tarafından davalı … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı … vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 133.806,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
5-Davacılar tarafından asıl davada diğer davalılar aleyhine açılan dava ile birleşen dosyalar yönünden daha önce verilen kararlar kesinleştiğinden bu davalar yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.