Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/378 E. 2022/1200 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/378 Esas
KARAR NO : 2022/1200

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin “…” adı altında gıda sektöründe hizmet veren bir firma olduğunu, sektörün bir gereği olarak müşterilerine daha iyi hizmet vermek amacıyla davalı şirketle 4 adet …. marka …. ekranının satın alma işinin sözlü olarak yapıldığını, söz konusu malların tesliminin 12/09/2019 tarihinde muhatap şirket yetkilileri tarafından yapıldığını, ancak montaj sırasında yapılan incelemede teslim edilen ürünlerden birinin ekranının kutusundan çıkarılırken kırık olduğunun hem müvekkil şirket yetkilileri hem de ürünleri teslim eden şirket yetkilileri tarafından anlaşıldığını, bunun üzerine ürün teslimi yapan davalı şirket yetkilisinin 12/09/2019 tarih ve …. sayılı Arıza Bakım Tamir Montaj ve Ürün Teslim Formunda bu durumu tutanağa bağladığını, ürünün teslimi yapılırken ayıbın davalı tarafından aynı gün haberinin olduğunu, buna istinaden ürün değişimi ve fatura teslimi hakkında davalı şirkete bu durumu e-mail ile bildirildiğini, üründeki ayıbın tespiti amacıyla Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … D.İş dosyası ile ayıplı ürünlerin mahallinde keşfinin talep edildiğini, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda; “…. sisteminde alt sırada yer alan TV’lerden sol tarafta montajı yapılan … marka … model …. seri nolu TV ekranında 3 ayrı yerde çatlak tespit edildiğini, … işlmeci sayesinde görüntü ekranlara bölündüğünden üzerinde çatlak ve kırık tespiti yapılan TV kaynaklı tüm sistemin kullanılamaz hale gelebileceğini, özellikle futbol maçları yayınlarının yapıldığının anlaşıldığını, sistemin komple etkilenmesi ile müşteri karşısında zor durumda kalınacağını, maddi kayıp yaşayabilecekleri kanaatine varıldığı” bildirildiğini, davalı şirket tarafından satılan ürünün ayıplı olduğunun kabulü ile bilirkişi tarafından belirlenecek ayıp oranında satış bedelinden indirim uygulanmasına ve tespit edilecek fark bedelin ihtarname tarihinden başlatılacak ticari temerrüt faizi ile birlikte karşı taraftan alınarak müvekkil şirkete verilmesine yönelik karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının, Müvekkil tarafından satılan 4 adet led monitörden 1 adedinin arızalı olduğundan bahisle ayıp oranında sayış bedelinden indirim talep ettiğini, ancak davacının yan ürünlerin bedelinin tamamını ödemediğini, müvekkilin ödeme taleplerini de reddettiğini, taraflar arasında mal satımına ilişkin sözlü bir sözleşme yapıldığını, mal alım ve satım sözleşmelerinin karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler olduğunu, bu nedenle davacının müvekkilden talepte bulunabilmesi için öncelikle üzerine düşen edimi ifa etmesinin gerektiğini, tarafların 33.000,00-TL+K.D.V karşılığı anlaşılmış ise de müvekkilin tüm taleplerine rağmen 5.940,00-TL ödemeyi halen yapmadığını, davalı yan sözleşme bedelinin K.D.V dahil 33.000,00-TL olduğunu belirtmiş ise de bu iddianın gerçeği yansıtmadığını ve davalının bakiye borcundan kurtulma çabasının bir tezahürü olduğunu, tarafların birim fiyat + K.D.V yani 33.000,00-TL+K.D.V olarak anlaştıklarını, birim fiyat + K.D.V’nin davacının onayına sunulduğunu, onay sonrası sevkiyat ve kurulumun tamamlandığını, akabinde birim fiyat + K.D.V tutarındaki faturanın düzenlenerek davacıya gönderildiğini, sözleşmelerde K.D.V dahil mi yoksa hariç mi olacağı hususunda bir belirme yapılmadığında, Gelirler İdaresi Başkanlığının K.D.V’nin sözleşmeye ilave edilmesi yönünde kanaat bildirdiğini, öte yandan müvekkilin davacıya sattığı aynı ürünleri başka müşterilerine de aynı birim fiyattan ve hatta daha yüksek bir fiyattan satmış olduğunu, bu durumun ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğunu, yetki itirazlarının kabulünü ve davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ayıp nedeniyle zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mal alım satım sözleşmesi kapsamında ayıplı mal teslimi sabit olup sözleşmede belirlenen emtia bedelinin KDV dahil fiyat olarak mı yoksa KDV hariç fiyat olarak belirlendiği, davacının ödemeye ilişkin edimini yerine getirip getirmediği, ayıp nedeniyle davacının satış bedelinden indirim talep edip edemeyeceği noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edildi.
Ayıbın niteliği, niteliğe göre süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, belirlenecek ayıbın niteliği dikkate alınarak TBK’nın 227. Maddesindeki hangi seçimlik hakların kullanılabileceğine ilişkin değerlendirme yapmak üzere tanıklar dinlenmiş ve bilirkişi incelemesi tapılmasına karar verilmiştir.
Televizyonun ayıplı olup olmadığı, ayıplıysa TBK’nun 227. Maddesi kapsamında hangi seçimlik hakkın kullanılmasının uygun olacağı konusunda rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişilere teslim edildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda; dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; söz konusu ürünlerin bedelinin KDV hariç mi, KDV dahil mi hususuna ilişkin olarak yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, bununla birlikte yapılan mali ve teknik inceleme sonucunda ürün bedelinin 8.250,00 TL + KDV yani 9.735,00 TL olduğu, bu tutarın faturalandırma dönemindeki piyasaya göre makul olduğu, yapılan teknik inceleme sonucunda, sistemin çalışmakta olduğu, fakat görüntünün işlemci ile ekranlara aktarıldığı ve sistemin bir bütün olarak çalışmakta olduğu dikkate alındığında; çatlak tespit edilen TV kaynaklı olarak tüm sistemin kusurlu ve açık ayıplı olduğu, bu ayıp nedeniyle davacının davalıdan talep edebileceği indirim bedelinin 9.735,00 TL olabileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunularak bedelde indirim yerine ürünlerin ayıpsız misliyle değiştirilmesi talep edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları ve bilirkişi raporuna göre ayıp ihbarının süresinde olduğu ve sözleşmeden kaynaklanan on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı davacının raporda tespit edilen ayıp durumuna göre TBK’nın 227. maddesindeki hangi seçimlik hakların kullanılabileceği değerlendirilmiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 227. Maddesine göre;
“Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.

Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.

Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
Buna göre davacının ayıplı mala ilişkin taleplerinin yerinde olduğu, teknik inceleme sonucunda, sistemin çalışmakta olduğu, fakat görüntünün işlemci ile ekranlara aktarıldığı ve sistemin bir bütün olarak çalışmakta olduğu dikkate alındığında; çatlak tespit edilen TV kaynaklı olarak tüm sistemin kusurlu ve açık ayıplı olduğu anlaşılmakla satılanın ayıpsız misliyle değiştirilmesine engel bir durum olmadığı ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşılmakla, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; dava konusu bir adet …. marka …. model, …. seri numaralı televizyonun ayıplı olan ekranının ayıpsız misli ile değiştirilmesine,
2-Misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde ayıp bedeli 9.735,00TL olarak kabul edilerek İİK’nın 24. maddesi gereğince işlem yapılmasına,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 664,99TL ilam harcından peşin alınan 54,40TL harcın 111,85TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 498,74TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00TL bilirkişi ücreti, 110,00TL posta masrafı, 54,40TL başvuru harcı, 54,40TL peşin harç, 111,85TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.930,65TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır