Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/374 E. 2020/722 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/374 Esas
KARAR NO : 2020/722

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2014
KARAR TARİHİ : 28/12/2020
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2020
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının 29.12.2014 tarihli dilekçesinde; müvekkil hurda alım satım ticareti yapmakta olduğunu, davalı şirketi de aynı işi yapmakta olduğunu, müvekkil şirket daha önce … Sokak No:.. …/…. adresinde davalı ile aynı yerde faaliyette bulunduğunu ve ortak ticaretlerinin olduğunu, keşidecisi …. Elektrik şirketi olan 50.000TL bedelli ve 30.10.2013 tarih 50.000TL bedelli iki çek müvekkilden davalı şirkete geçtiğini, müvekkil ile davalı şirket ortak iş yaptıklarını ve işleri davalı şirket yürüttüğünü, müvekkil şirket defterlerine gerçek bir mal alım satımı olmaksızın sahte faturalar düzenleyerek defter kaydının yapıldığını, şirket kasasına çekler ve nakit tahsilatlar girmediği halde tahsilatlar girmiş gibi gösterildiğini, usulsüz çek çıkışlarının yapıldığı resmi ve özel evraklara sahte imza atıldığını, muhasebe kayıtlarında pek çok usulsüzlüğün yapıldığını, haksız yere ve kötü niyetle borca itiraz eden borçlunun itirazının iptaline alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalının 05.02.2015 tarihli cevap dilekçesinde; davacı alacaklı tarafından davaalı müvekkil şirket aleyhine başlatılmış olunan icra takibine yasal itiraz süresi içindi itiraz etmemiz gerektiğini, davalı müvekkil şirket davacının da dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu ortak ticari faaliyette bulunduklarını, mal alım ve satım ilişkisi kurduklarını, müvekkil şirketin davacı şirketten ciro yolu ile teslim almış olduğu çeklerin bedellerini çekleri bankaya ibraz etmeden çek ve keşidecisinden banka harici havale yolu ile tahsil etmiş olduğunu, çeklerin bedellerini çekleri bankaya ibraz etmeden çek keşidecisinden banka harici havale yoluyla tahsil edildiğini, haksız ve mesnetsi davanın reddine karar verilmesini, davaya konu icra takibi davacı tarafından kötü niyetli olarak başlatılmış olduğundan %20 den aşağı olmamak kaydı ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi … ‘e tevdi edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu kök ve ek raporlarında “taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında en son aralarında ki alacak-borç ilişkisini sonlandırmak amacıyla mutabakata vardıklarını, dava konusu yapılan çeklerin haricen davalı tarafa ödendiğini ” teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporuna kısmen itibar edilmiştir.
HMK 29 ve 31.maddeleri gereğince beyanlarına başvurulan taraf şirket temsilcileri duruşmada ki ifadelerine göre; aralarında geçmiş döneme dayalı ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında borç-alacak ilişkisinin mutabakatla sonlandırdıklarını, dava konusu 2 adet çekin davalı tarafından haricen tahsil edildiğini, davacı şirket temsilcisinin beyanına göre çeklerin karşılığı olan malları kendisinin verdiğini, ancak çek bedelinin davalı tarafından haricen tahsil edildiğini, bu bağlamda mutabakatta söz konusu çeklerinde kendi alacağından mahsup edildiğini, bu kapsamda alacaklı bulunduğunu beyan ve ifade etmişlerdir.
Davacı tarafın aynı zamanda yemin deliline dayanmış olması nedeniyle davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği hususu hatırlatılmış, davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçesinde iddialarını toplanan delillere göre ispatlamış olmaları nedeniyle davalı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini ifade etmiştir.
Taraflar arasında geçmişe dayalı ortak iş yapmış olmaları nedeniyle dava konusu yapılan çeklerin kendilerine verildiği, söz konusu çeklerin haricen davalı şirkete ödenmesi nedeniyle çek asıllarının ilgilisine iade edildiği, davalı tarafın beyanına göre çeklerin üzerinde 2. ciranta olarak davacı tarafın 3.ciranta olarak da kendilerinin cirosu bulunduğu, bu bağlamda ciro silsilesine göre davalı tarafın davacı taraftan alacaklı olduğu, çekin ödeme aracı olduğu dikkate alınarak aralarında yapmış oldukları hesap mutabakatında söz konusu çeklerinde hesaba dahil edilerek alacak-borç ilişkisinin tasfiyesiyle bakiyenin sıfırlandığı, davacı tarafın mevcut mutabakat kapsamında tasfiye ettiği basiretli iş adamı gibi hareket edip çeklerden dolayı kendisinin alacaklı olduğunu ileri sürerek mutabakatın bu kapsamda yapılmasını sağlaması gerektiği halde bunu yapmayıp bilahare mutabakattan sonra icra takibi yaparak alacağını istemesinin hukuken mümkün olmadığı mahkememizce değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın icra takibine konu etmiş olduğu iki adet çeki tarafların geçmişe dayalı ticari ilişkilerini sonlandırmak suretiyle vardıkları mutabakata konu ettikleri, varılan anlaşma kapsamında her iki şirketin alacak-borç ilişkisini sıfırladıkları, bu işlemlerden sonra mutabakata konu edilen çeklerden dolayı davacı tarafın alacaklı olduğundan bahisle icra takibi yapmasının yasal dayanağı bulunmadığı (Yargıtay 19.HD 2015/7623 Esas, 2016/4388 Karar, 2015/13082 Esas, 2016/4314 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere), dava konusu yapılan çeklerin aynı zamanda ödeme aracı olduğu da dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine, davalı tarafın kötü niyet ve para cezası talebinin de koşulları oluşmaması nedeniyle keza reddine karar verilmiş; iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM ….HD. … esas … karar sayılı ilamı ile ” Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinde; davacı şirketin şikayeti üzerine davalı şirket yetkilisi . ve davacı şirketin eski ön muhasebe çalışanı olan Ayşin Cankı aleyhinde Resmi Belgede Sahtecilik suçundan ceza davası açıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince, ceza davasının sonucunun bu davayı etkileyeceği göz önüne alınarak, bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerekirken, ceza davasının sonucunun beklenmeksizin eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın ceza davasının sonucu beklendikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek gerektiği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırmıştır.
İBAM kararı kapsamında Bakırköy … ASCM’nin … esas sayılı dosya celp edilmiş, dosyanın tetkikinde; sanıklar … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik eyleminden dolayı ihtilafın hukuki mahiyette olması nedeniyle beraat kararı verilmiş, söz konusu karar İstinaf incelemesine geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın alacağına dayanak yapmış olduğu iki adet çekin taraflar arasında varılan mutabakat kapsamında alacak borç ilişkisini sıfırlamış olmaları nedeniyle davacı tarafın talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı, mahkememizce İBAM kaldırma kararından önce verilen karar kapsamında iş bu hususun toplanan delillerle sabit olduğu, İBAM kararında belirtilen Bakırköy … ASCM’nin … esas sayılı dosyasında da davalı şirket aleyhine ve alacağın varlığının kanıtlayan herhangi bir tespitin söz konusu olmadığı, bu bağlamda sanıklar hakkında beraat kararı verildiği, söz konusu kararın kesinleştiği dikkate alınarak davacı tarafın açmış olduğu davanın sübuta ermemesi nedeniyle reddine; davalı tarafın kötü niyet ve para cezasına ilişkin talebinin ise koşullar oluşmaması nedeniyle keza reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet ve para cezası talebinin koşullar oluşmaması nedeniyle REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40-TL ilam harcından peşin alınan 1.362,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.308,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 10,00-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.674,45-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır