Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/337 E. 2022/469 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/337
KARAR NO : 2022/469

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/06/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından hazırlanan dava dilekçesinden özetle; Davalı …… Sigorta A.Ş tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası düzenlenmiş olan Sürücü … sevk ve idaresindeki …… plakalı kamyonet ile 18.04.2012 günü …… Caddesi üzerinde Ortaköy istikametinden Kırşehir istikametine seyir halinde iken sanayi kavşağına geçtiği esnada sanayi tarafından hastane tarafına karşıdan karşıya geçmek isteyen müvekkili …’a çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını, bu kazanın sürücü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 52/1-b maddesini ihlal etmesi sonucu meydana geldiğini, müvekkilin maddi ve manevi zarara uğradığını bu zararların giderilmesi açısından sigorta şirketine başvurduğunu olumsuz cevap aldığını, arabuluculuğa başvurduğunu yine anlaşma olmadığını bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi itibarı ile işleyecek yasal faizi ile birlikte,5.000,00 TL geçici iş göremezlik,50.000,00 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 50.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Sigorta vekili tarafından verilmiş olunan cevap dilekçesinden özetle; Öncelikle davanın dava şartı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, 26.04.2016 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu madde 97 de yapılan değişiklik ile bu tarihten sonra açılan davalar bakımından zarar görenin dava açmadan önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, davacı yan bu başvuruyu yapmışsa da yapılan başvuru da usul ve yasaya uygun olmayıp eksik evrak ile yapılmıştır. Denerek öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiş, esas yönünden de bahsi geçen ….. plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin müvekkili şirket tarafından 15.04.2012-15.04.2013 tarihleri arasında …… numara ile yapıldığını, söz konusu poliçeden doğan sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte yapılacak inceleme sonucunda şirketin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda poliçede belirtilen limitin esas alınmasını, kusur incelemesi yönünden dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderilerek kusur incelemesi yönünden rapor alınmasına karar verilmesini, davacı tarafın tedavi yol giderleri ve varsa geçici iş göremezlik giderlerineitiraz edildiğini, bunların 611 sayılı yasa kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğunu, davacının herhangi bir ödeme alıp almadığının sorulmasını, olay tarihinden itibaren faizin talep edilemeyeceğini diyerek,davanın önce usulden ,usule ilişkin itirazları kabul görmediği takdirde esastan reddine, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından verilmiş olunan 13.07.2020 tarihli cevap dilekçesinden özetle; Öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduğunu, kazanın üzerinden sekiz yıldan fazla zaman geçtiğini, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından zamanaşımı uzamasını gerektiren bir olayda olmadığını olaya karışan kazaya ilişkin Ortaköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yapıldığını 29.06.2012 tarih ve …. soruşturma numarası ve …… karar numarası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ve bu karara da itiraz olmadığını belirtmiştir. Kazanın meydana gelmesinde tarafından işlenen bir suç olmadığını, davacının yaya geçidini kullanmadığını, sağına soluna bakmadan yola fırladığını ,kendi aracının hızının 30- 40 seviyelerinde olduğunu, davacının aniden yola fırlamasıyla yapabileceği bir şey olmadığını , manevi tazminat açısından da kimsenin kendi kusurundan dolayı bir tazminat istemeyeceğini, davacının manevi zararının mevcut olmadığını , manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayacağını, davanın olayın olmasından sekiz yıldan fazla zaman geçtikten sonra açıldığını, geçici ve kalıcı iş görmezlik tazminatı için maluliyetinin bulunması ve bunu raporla belgelendirmesi gerektiğini, bu konuda rapordan bahsedilmediği, yine kazanın asli kusurunun davacıda olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiği her ne kadar manevi tazminat açısından olay tarihinden itibaren faiz istenmişse de manevi tazminatta faiz başlangıç tarihi hüküm tarihi olup buna da itiraz etmekteyim diyerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 04/12/2020 tarih …… sayılı raporunda özetle; “Davalı sürücü …’nın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu” bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu ….. Adli İhtisas Kurulunun 21/04/2021 tarih ….. sayılı raporunda özetle; “…. kızı, 10.02.1991 doğumlu …’ın 18.04.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak” Gr1 XII (23a………………20) A %24×1/4=%6 E cetveline göre: %4,2 (yüzdedörtnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceğini” hakkında rapor düzenlenmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla dosya aktüerya bilirkişisi …… ‘a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 17/01/2022 tarihli raporunda “18.04.2012 günü meydana gelen trafik kazasında beden gücü kaybına uğrayan …’ın sigortalı araç sürücüsünün %25 kusuruna göre; 4 aylık geçici iş göremezlik zararının 649,78TL, %4,2 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik zararının 27.425,13TL hesaplandığını” teknik kanaati olarak belirtmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat davasıdır.
Davacının uğramış olduğu tazminatların sigorta poliçesi kapsamında olduğu ve davalı sigorta şirketinin poliçeden dolayı sorumlu olduğu, davalı …’nın araç sürücüsü olarak haksız fiilden sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de 2918 sayılı KTK nun 109.maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini için kaza gününden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüş,aynı maddenin 2. Fıkrasında ise;davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanununun öngördüğü ceza zamanaşımının uygulanacağı hükme bağlanmıştır. KTK’nun 109/2 maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararının verilmiş olması aranmamakta olup, cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Mevcut olayımızda davacının yaralandığı anlaşıldığından bu durum cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir. Buna göre dava tarihi itibariyle eylem için zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanunu 49. maddesinde haksız fiil kurumunun düzenlendiği, haksız fiil sorumluluğunun doğması için hukuka aykırı fiil, zarar, illiyet bağı ve kusur koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir. TBK’nın 54. maddesi gereğince cismani zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışma gücü kaybından doğan zararını talep edebilir. TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeniyle talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup, çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının tespiti gerekmektedir. Somut olayda davacının hükme esas alınan maluliyet raporuna göre sürekli iş göremezlik durumunun %4 olduğu, 9 aya kadar iyileşme sürecinin olduğu belirtilmiştir.
BK’nun 56 maddesi gereği “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” ” Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.” ( HGK’nun 23/06/2004 tarih 13/291-370 sayılı ilamı) şeklindeki gerekçeye göre olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, olay tarihine göre paranın alım gücü, davacı ve davalının kazadaki kusur durumları, maluliyet orunı, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde manevi tazmina.t talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, ayrıca kazaya karışan aracın hususi araç olması sebebiyle Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin ….. esas, …. Karar sayılı ilamı uyarınca yasal faiz uygulanarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile; 500TL geçici, 27.425,13TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 27.925,13TL ‘nin davalı sigorta şirketi yönünden poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu miktara sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 18/04/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davanın manevi tazminat talebi yönünden KISMEN KABULÜ ile; 6.000TL ‘nin kaza tarihi olan 18/04/2012 tarihi itibariyle işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.317,42TL ilam harcından peşin alınan 240,80TL harcın mahsubu ile bakiye 2.076,62TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar ile sınırlı olmak üzere) Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 54,40TL Başvuru Harcı, 240,80TL Peşin Harç olmak üzere toplam 295,20TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 740,18TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar ile sınırlı olmak üzere) Hazineye İrat kaydedilmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 579,82TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 700,00TL bilirkişi ücreti, 290,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 990,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 555,41TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
7-Maddi Tazminat Yönünden; Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Maddi Tazminat Yönünden; Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
9-Manevi Tazminat Yönünden;Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
10-Manevi Tazminat Yönünden; Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’ya verilmesine,
11-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.