Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/326 E. 2022/42 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/326 Esas
KARAR NO : 2022/42

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/01/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkili tarafından davalıya üniforma dikildiğini, buna karşılık 157.647,60 TL’lik cari hesap bakiye alacağının kaldığını, davalı bu bakiyeyi ödemediği için İstanbul …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine davalının itirazda bulunduğunu, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, arabuluculuğa başvuru neticesinde anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açma zarureti doğduğunu beyanla davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile İstanbul ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı icra dosyasının kaldığı yerden devamına, haksız ve mesnetsiz itiraz eden davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını ve davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili icra dairesi ve mahkemelerin Bakırköy İcra Daireleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacı tarafın dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçeğe aykırı olduğunu, davacı taraf dilekçesinde müvekkiline üniforma dikildiğini ve bu iş karşılığında 157.647,60 TL alacaklı olduklarını iddia ettiğini, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin davacıya üniforma diktirmediğini, müvvekkili tarafından davacıya fason olarak baskı işlemi yapılıp teslim edildiğini, anılan baskı işlemi nedeniyle davacının hiçbir ödeme yapmadığını, davacı aleyhine icra takibi başlattıklarını ancak davalının takibe itiraz ettiğini, davacı tarafa baskı işlemi yaptırdığı ürünlerle ilgili olarak getirdiği ürünlerin, müvekkiline getirilmeden önce hatalı boyama işlemi yapılması nedeniyle nakış işlemesi sırasında hatalar olabileceğinin bildirildiğini, kumaşların beyaz olması gerekirken renkli olarak teslim edilmesi nedeniyle oluşabilecek hataların davalıya mail ile bildirildiğini, yapılan yazışmalardan ve gönderilen numunelerden sonra davacı tarafından onay verilmesi üzerine baskı işlemi yapılarak ürünlerin teslim edildiğini, kumaşlar boyalı getirildiği için süblime işlemi yapılamadığını ve davacının onay vermesi üzerine mevcut baskı işlemine geçildiğini, ürünlerde bulunduğu iddia edilen hataların giderilmesinin mümkün olduğunun ve ürünlerin geri getirilmesi halinde ek işlemler ile hataların büyük oranda düzeltilmesinin mümkün olduğunun davacı tarafa ihtarname ile bildirildiğini ve davacı tarafın müvekkili davalıya gönderdiği faturaların noter ihtarı ile iade edildiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E., ……. K sayılı ilamı ile Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilerek dosya mahkememizin …… esasına kaydedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67 maddesi uyarınca icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 157.647,60-TL cari alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 28/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 05/03/2018 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduruğu, davacı alacaklı tarafından süresi içerisinde işbu itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce 25/01/2021 tarihli celsede tarafların defterlerinin incelenmesi ve uyuşmazlık hususunda rapor tanzimi için dosya bir mali müşavir ve bir tekstil mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş oldukları heyet raporlarında özetle; “…Söz konusu alacak bedelinin davacı tarafından davalı adına düzenlenen reklamasyon ve mal iadesi konulu fatura bedeli olduğu ve faturanın davalı ticari defter kayıtlarında mevcut olmadığı, dosyada mübrez bilgi ve belgeler ile inceleme günü numune ürünlerde yapılan ayrıntılı incelemeler neticesinde dava konusu ürünlerin üretimi esnasında davalı şirketin baskı işlemlerinin hatalı(ayıplı) olduğu, hatalı ürün imalatı neticesinde davacının uğramış olabileceği zararın toplam 103.145,12 TL olabileceği, davalı şirket tarafından davacıya 5 adet fatura bedeli karşılığı toplam 100,908,65TL bedelli fatura düzenlendiği ve davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme bilgi ve belgesinin mevcut olmadığı, nihai olarak, davalı şirket tarafından verilen hizmetin hatalı olduğunun kabulü ve davacı tarafından yapılan bildirimlerin gerek 6102 sayılı TTK 23.maddesi gerekse 6098 sayılı TBK 219 maddesi, ve TBK 223 maddesi hükümlerine uygun olduğunun kabulü durumunda; davacının takip tarih itibari ile davalıdan 2.236,47 TL alacaklı olduğu” yönünde teknik kanaat bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin bilirkişi heyeti raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda 28/06/2021 tarihli celsede ek rapor alınmak üzere dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti düzenlemiş oldukları ek raporda özetle; “Kök rapora davacı vekili ve davalı vekilinin yaptığı itirazların incelenmesi neticesinde raporumuzda değişikliğe neden olabilecek herhangi bir unsura rastlanılmadığından davacının uğramış olabileceği zararın toplamı 103.145,12-TL olacağı görüş ve kanaatine varıldığını” kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce bilirkişi raporları denetime ve hükme esas almaya elverişli olarak değerlendirilmiştir.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir. TBK m. 231’e göre, “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan hükme esas almaya elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, tekstil ürünlerinin davacı tarafa ayıplı teslimi üzerine davacının kısa süre içerisinde davalı tarafa bildirimde bulunduğu, ayrıca ayıp nedeniyle reklamasyon bedeli ve malın tamamının iadesi nedeniyle fatura kesildiği, ayıbın gizli ayıp olduğu göz önünde bulundurulduğunda davacının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü gerektiği, ayıplı olduğu iddia edilen baskılardaki ayıbın giderilebilir nitelikte olmadığı, bu nedenle davacının 103.145,12-TL tutarında alacağının olduğunun, davalı tarafından davacı şirkete 5 adet fatura bedeli karşılığı toplam 100.985,65 TL bedelli fatura düzenlendiği, davacı tarafından bu fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi belge ibraz edilmediği, davacı tarafından başlatılan icra takibinin davalıdan olan cari alacağına istinaden başlatıldığı, bu durumda davacının alacağının, davalıya olan borcundan mahsubu neticesinde 2.236,47-TL cari alacağının olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Hükmedilen alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına da hükmedilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının, İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 2.236,47-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ve %19,50’yi geçmemek kaydıyla avans faizi uygulanarak takip tarihindeki diğer koşulları ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 447,29-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 152,77-TL ilam harcından peşin alınan 1.903,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.751,21-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 44,40-TL Başvuru Harcı, 152,77-TL Peşin Harç, olmak üzere toplam 197,17-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 18,72-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
6-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.301,28-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.200-TL bilirkişi ücreti, 116,20-TL posta masrafı, olmak üzere toplam 1.316,20-TL den kabul red oranına göre hesaplanan 18,67-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.236,47-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.714,05-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kabul edilen kısım yönünden miktar itibariyle KESİN, reddedilen kısım yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır