Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/317 E. 2022/1201 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/317 Esas
KARAR NO : 2022/1201

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı müvekkilinin İstanbul Merter’de kumaş toptan alım satım işi ile iştigal ettiğini, davalı şirketten cari hesabına göre alacaklı olduğunu 147.499USD lik bir alacağı için öncelikle ihtar çektiği, davalı- borçlunun ihtara cevap vermediği, davalı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, akabinde davacı müvekkilin davalı aleyhine Bakırköy ……. İcra Dairesi ……. esas sayılı dosyasında (şimdilik 10.000 USD için ) icra takibi yaptığı ve davalı yanca haksız ve yersiz itirazda bulunularak takibin durmasına sebebiyet verildiğini, davacı müvekkil işin sulh ile çözülmesi için arabuluculuğa başvurmuş ancak davalı ile anlaşılamadığını, haksız itirazın iptali ile takibin devamı için iş bu huzurdaki davayı açtıklarını, davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazından dolayı ve alacasında likit ve bilinebilir olmasından dolayı ana para alacağının %20 sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı takip alacaklısı tarafından müvekkili şirket aleyhine aynı dosyadan gönderilen takibe yönelik şikayeti ile Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesinin 09.01.2020 tarih, …… E., ……. K. sayılı kararında ödeme emrinin iptaline karar verildiği, yetki itirazı ile ilgili mahkemece olumlu-olumsuz bir karar verilmediğinden bahisle istinaf kanun yoluna gittiklerini, henüz kesinleşmediğini, ancak, ödeme emri iptal edilmekle ortada geçerli bir ödeme emri olmadığına göre, dava koşulu gerçekleşmeden ikame edilen itirazın iptali davasının dinlenmesi olanağı bulunmadığını, Yargıtay ……. HD’nin 17.05.2006 tarih, ……. E.- …… K. sayılı kararı:”İtiraza konu ödeme emrinin davalıların(borçluların) şikayeti üzerine icra mahkemesince iptal edilerek kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş bulunmasına, bu durumda iptal edilen ödeme emrine yönelik olarak yapılan itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için kanunda öngörülen ön şartın bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde davanın reddine…dair hükmün onanmasına” karar verildiğini, Yargıtay …… HD’nin 19.12.2005 tarih, …… E., …. K. saydı kararı: “Mahkemece, ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edilmesi sebebi ile ödeme emrine itirazın ve dayanın konusuz kaldığı gözetilmeden işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” denilmektedir. İşbu emsal kararlar kapsamında işbu davaya dayanak takip dosyasından düzenlenen ödeme emri iptal edilmiş olup, takip koşulları oluşmadan ikame edilen davanın dinlenmesi olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 10.000,00 USD asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy …… İcra Hukuk Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasında ödeme emrinin değil ödeme emrinin tebliği işleminin iptaline karar verilmiş olup bu dosyanın mahkememiz esasını etkileyecek nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır. Alınan bilirkişi raporlarıyla tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmiş olup davacının davalıya borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda tarafların ticari defter ve belgelerine göre davacının borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf davacının borçlu olduğu miktarın daha fazla olduğunu ileri sürerek ek rapor alınmasını talep etmişse de bu hususun davanın esasıyla ilgili olmadığı anlaşılmakla ek rapor alınması talebi reddedilmiştir.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; alacak iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmekle bu husus ispatlanamadığından ve yemin deliline de dayanılmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın kötüniyetli olduğu da anlaşılamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 803,59TL harcın mahsubu ile bakiye 722,89TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 64,60TL posta gideri olmak üzere toplam 864,60TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.198,88TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …..
¸e-imzalıdır