Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/288 E. 2020/427 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/288 Esas
KARAR NO : 2020/427

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2015
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 16.02.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının, Davalının temsilcilerine 15.10.2000 tarihli teslim-tesellüm belgesi adlı belge ile 55.200 DEM (Alman Markı) tutarında para verdiğini; bu paranın Davalının yüksek faiz kazancı vaatlerine karşılık verildiğini: Davalının para toplama faaliyetlerinin muhtelif kanunların hükümlerine aykırı olduğunu; bu kapsamda paranın toplandığı tarihte yürürlükte olan Bankalar Kanunu’nun md. 10 hükmünün, Sermaye Piyasası Kanunumun md. 7, 30, 31 hükümlerinin, TTK’nın md. 20 hükmünün. Borçlar Kanunu’nun md. 28 hükmünün ihlal edildiğini belirterek; davalıdan tahsil edilen 28.223,31 EURO (55.200 DEM)’nun tahsil tarihi itibarı ile 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi uyarınca işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile yargılama ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekillinin 10.03.2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığını; Davacının hisse senetlerinin sahibi ve Davalı şirkette hissedar olduğunun hisse senetlerini elinde bulundurduğunu Davalıya bildirmekle açıklanmış olduğu; hisse senetlerinin hamiline yazılı olduğu ve devredip devretmediği bilinmediğinden halen Davacının elinde olup olmadığının belli olmadığını, Davacının ancak hamiline yazılı senetleri elinde bulundurduğunu ispat ederek hisse senedi sahipliği haklarını talep edebileceğini; Davanın vasfının alacak davası değil, ortaklık ve ortaklık paylarına ilişkin bir dava olması gerektiğini; Davacının hisse değerindeki ortaklığının halen devam ettiği, ancak kâr payı talebinde bulunulabilmesi için şirketin öncelikle faaliyetlerinden kâr elde etmesi ve dağıtma kararının verilmesi gerektiğini, kâr ile zararın kardeş olduğu. Davalı şirketin Türkiye’nin zor ekonomik koşullarında yıllar içinde ayakta kaldığı; Davacının ortağı olduğu şirket hakkında sahip olduğu ortaklık haklarını kullanmak yerine ortağı olduğu şirkete tazminat davası açmak ile yasaları hiçe saydığını, Davanın kötü niyetli olduğu, Davanın Türk Medeni Kanunu md. 2 hükmüne aykırı olduğunu, davacının hisse senetlerinin değerinin güncel değerinin hesaplanarak Davacının talep edebileceği bedelin belirleneceği, bu güncel değer dışında faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı; Davacının yasal olmayan, şirket hisse senetleri halen var ve değeri belirlenememiş iken, alacak talebine, alacak için talep ettiği faize, faiz oranına, faizin başlangıç tarihine ve talebinin bütününe itirazlarının kabulü ile davanın reddine, davacı hakkında tazminat davaları açma haklarının saklı tutulmasına ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava yüksek kazanç vaadi ile yatırılan paranın iadesine yönelik alacak davasıdır.
Davacı taraf …… davalı şirket nezdinde hazırlamış olduğu raporlar, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı raporları SPK,BDDK raporları ile emsal kararlara dayanmıştır. Davalı tarafın hileli davranışları nedeniyle inanç ve güven telkin ederek kazanç elde ettikleri bu nedenle de zamanaşımı definin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı belirtilmiştir.
Davalı taraf Prof Dr. …… ‘dan zamanaşımı konusunda bilimsel mutalaa aldırmış dosyaya sunulmuştur. İncelenmesinde 10 yıllık dava zamanaşımı süresinde davalı tarafa yönelik ihtarname talep suç ihbarı olmadığı bu nedenle zamanaşımı süresinin dolduğundan bahsetilmiş ise de davacı taraf hile halinde zamanaşımı sürelerinden yararlanmanın dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/10351 esas 2014/48 sayılı kararı emsal göstermiştir.
Davalı şirket nezdinde ortaklar pay defteri, 2000-2001 muhasebe defterleri bulunamamış olup, defterler temin edilemediğinden tespit yapılamamış, bu nedenle dosya mevcudundaki …… ilan fotokopise … Saygalarından oluşan belgeler üzerinde inceleme yapılmıştır. Davacı tarafın sunduğu Teslim-Tesellüm belgesinin davalı şirket unvanını taşıdığı davacıya teslim edilen hisse senetlerinin yerine seri numalaralı elde edilen yeni hisse senetlerinin teslim edildiği davacı isme ve yanında imzası ve davalı şirket adına …… yetkili ismi yer alan ancak imzası yer almayan belge olduğunu belge ile 55.200DEM tahsil edilerek 6 adet toplam 460.000.000TL nominal değerde;
…… seri numaralı 250.000.000TL 1 adet
…… seri nolu herbiri 50.000.000TL nominal değerde 4 adet
…… seri nolu 10.000.000TL nominal değerde 1 adet hisse senedinin teslim edildiği
Davalı tarafça pay defteri muhasebe defterleri ibraz edilmediğinden bu hisse senetlerinin pay sahibi olarak kabul edilemeyeceği zira A.Ş lerde payın bir statü olduğu ve pay defterlerine kaydedileceği bunun tespitinin yapılamaması nedeniyle yatırılan iadesi gerekeceği kanaati oluştuğundan bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 17/07/2017 tarihli raporunda “55.200DEM karşılığı 28.223,31EURO’nun davalı tarafından davacıdan tahsil edildiği 10.05.2000 tarihinden dava tarihine kadar geçen 5537 günde kamu bankalarınca Euro üzerinden açılan 1 yıla kadar vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları esas alınarak, 28.223,31EURO anapara ve 30.827,70EURO hesaplanan faizi ile birlikte davacının davalıdan toplam 59.051,01EURO olarak hesaplandığını” teknik kanaatleri olarak belirttikleri görüldüğünden,
Zamanaşımı defi’nin Yargıtay …… Hukuk Dairesinin ilgili kararı gereğince dürüstlük kuralına aykırı sayıldığı bu nedenle de zamanaşımın lehe değerlendirildiği Euro cinsinden 28.223,31 Euro olarak belirlenen yatırılan paranın yatırılma tarihi olan 10.05.2000 tarihinden itibarin döviz cinsinden yabancı para alacaklarına uygulanan faizi ile birlikte davalı taraftan alınması yönünde karar verilmiş, iş bu karar davalı tarafça istinaf/temyiz edilmekle Yargıtay …. Hukuk Dairesi ……. Esas, …… Karar sayılı ilamıyla bozma kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Bozmaya uyulmakla dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda:
Davacı tarafından her ne kadar kendisinin şirket ortağı olmadığından verilenin iadesine yönelik alacak davası açılmışsa da, 7194 sayılı kanunun m.41 uyarınca söz konusu düzenleme dikkate alındığında davacının davalı şirkette ortak olduğu ,bu haliyle geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunduğu gecici 4. Mad gereğince pay sahibi sayısı nedeniyle palları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolayılı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç kaydileştirmeye ilişkin şartlara tabi olmaksızın TTK kapsamında pay sayıldığındın bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulur dendiğinden ,davacının dava konusu alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığı yönünde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Bozma ilamı doğrultusunda davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 1.362,28TL harcın mahsubu ile bakiye 1.307,88TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 78,00TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.170,15TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.